AK Parti'nin rakibi!

2023'te hem cumhurbaþkaný seçilecek hem de meclis yenilenecek.

Cumhurbaþkanlýðý için Baþkan Erdoðan dýþýnda adaylýðý kesinleþen ikinci bir isim yok. Dolayýsýyla diðer adaylar belirlenmeden cumhurbaþkanlýðý seçimi için tahminlerde bulunmak için çok erken.

Bu istikamette yapýlan anketlerin yanýltýcý olma oraný da çok yüksek.

Hiçbir parti genel baþkanýnýn Baþkan Erdoðan'la tek baþýna muhalefet etme gücüne sahip olmadýðý muhalefet tarafýndan da itiraf ediliyor. Altý­ artý birlik masanýn kuruluþu bu itirafýn müþahhaslaþmýþ (somutlaþmýþ) tezahürüdür.

Hiçbir parti 'Benim adayým kazanýr' diyemiyor.

En fazla söyledikleri, 'Benim adayým daha çok oy alýr!'

Umutlarý masanýn çýkaracaðý adayýn kazanmasýnda.

O da ortak aday çýkarabilirlerse!

Netice itibariyle cumhurbaþkanlýðý seçiminde bugün itibariyle Baþkan Erdoðan'la rekabet edebilecek bir aday henüz yok. Onun için de cumhurbaþkanlýðý seçimi konusunda fazla söz israfý yapmanýn gereði de yok. Adaylar belli olsun o zaman bol bol deðerlendirme yapýlýr.

Öte yandan, 2023 seçimleri, 20 yýldýr girdiði her seçimden birinci parti olarak çýkan AK Parti'nin bana göre en zor seçimi olacaða benziyor.

AK Parti'yi zorlayacak olan da muhalefet partileri deðil. AK Parti'nin þu anda görünen tek rakibi ekonomik dalgalanmanýn seçmene yansýyan yüzü olan pahalýlýktýr. Enflasyondur.

Muhalefetin seçmeni etkileyeceði en önemli alan da tabiatýyla ekonomidir.

Muhalefet ekonomik dalgalanmayý sanki 20 yýldýr bu pahalýlýk varmýþ gibi anlatýyor.

Etkili de oluyor.

Oysa bu durum sadece Türkiye'ye mahsus bir durum deðildir, son iki sene içinde dünyanýn maruz kaldýðý pandemi ve savaþ sürecinin yansýmasýdýr.

18 sene vatandaþ bugünkü gibi bir pahalýlýk ile karþýlaþmamýþtý. Hatta muhalefetin insaf ehli sözcüleri bile 2013'e kadar takip edilen politikayý baþarýlý bulduklarýný söylemekten çekinmiyorlar.

Evet Türkiye'deki sýkýntý diðerlerine göre daha aðýrdýr. Doðru ama Türkiye'nin maruz kaldýðý badirelerle kaç ülke karþýlaþmýþtýr?

Türkiye 2013'ten beri içten ve dýþtan batýnýn en geliþmiþ ülkelerinin bile dayanmasý mümkün olmayan öyle büyük saldýrýlara maruz kalmýþtýr ki, hepsini yönetimin dirayeti sayesinde atlatmýþtýr!

Bakýnýz Gezi Olaylarý baþlý baþýna bir kalkýþma idi. 79 vilayette muhalefet insanlarý sokaða döktü. Böyle bir kalkýþmadan ekonominin etkilenmemesi mümkün mü? Nitekim ayný senaryoyu Mýsýr'da uyguladýlar ve ülkenin tek seçilmiþ cumhurbaþkanýný indirdiler!

17/25 Aralýk yargý operasyonu sýradan bir hukuki iþlem deðil aynen Gezi'de olduðu gibi hükümeti düþürmeye yönelik bir kalkýþmaydý!

Vatanýn bir bölümünün terör örgütü tarafýndan iþgali demek olan Hendek Çukur kalkýþmalarýna karþý yapýlan operasyonlarda 793 þehit verildi.

15 Temmuz kanlý darbe giriþimini yaþadý bu ülke.

Terörle sürekli mücadele halinde ve üç büyük askeri operasyon yaptý Türkiye.

Bunlarýn hiçbiri ekonomiyi etkilemedi demek için insanýn aklýný tatile göndermiþ olmasý gerekir.

Evet, ekonomik dalgalanma bizde daha aðýr hissedilmiþtir ama özetlemeye çalýþtýðým gibi bizim ekonomimizi olumsuz etkileyen badirelerin hiçbirine diðer ülkeler maruz kalmamýþtýr.

Baþkan Erdoðan iktidarý bu süreci baþarýyla yönettiði için Türkiye'yi her badireden çekip çýkarma baþarýsýný göstermiþtir.

Elbette ki atlatýlan badireler iktidarýn pahalýlýðý kabullenmesini gerektirmez. Pahalýlýkla mücadele etmek ve vatandaþý enflasyona ezdirmemek muhalefetin deðil iktidarýn sorumluluðundadýr.

Ýktidar bu bilince sahip midir?

Ýktidarýn tek siyasi sorumlusu olan Baþkan Erdoðan'ýn bu bilince fazlasýyla sahip olduðu elindeki imkanlarý kullanmaktan çekinmemesinden bellidir!

Vergi indirimleri, ücret ve maaþlara yapýlan zam, kuru frenlemek için atýlan adýmlar, kooperatiflerdeki indirimler, doðalgaz ve akaryakýttaki yüzde seksenlere varan sübvansiyonlar, 3600 ve EYT üzerindeki çalýþmalar ve daha niceleri iktidarýn hayat pahalýlýðýna göz yummadýðýný aksine tedbir üstüne tedbir aldýðýný göstermektedir.

Çünkü muhalefetin iddia ettiði gibi iktidar partisi mensuplarý halkýn içine çýkamýyor deðil tam tersine sürekli halkýn içindeler ve sýkýntýlar doðrudan muhataplarýna ulaþtýrýlýyor.

Türkiye'nin hemen her tarafýnda bakanlar milletvekilleri belediye baþkanlarý parti mensuplarý sokak sokak köy köy geziyorlar.

Tek kusurlarý bu faaliyetleri kamuoyuna gereði gibi ulaþtýramamalarý.

Mesela sadece geçen hafta AK Parti Ýstanbul Ýl Baþkanlýðý'nýn baþlattýðý "Yüz Yüze 100 Gün" programlarý çerçevesinde Çevre, Þehircilik ve Ýklim Deðiþikliði Bakaný Murat Kurum, Adalet Bakaný Bekir Bozdað, AK Parti Genel Baþkan Yardýmcýsý Vedat Demiröz, AK Parti MKYK Üyesi Cüneyt Yüksel, AK Parti Ýstanbul Milletvekilleri ve Belediye Baþkanlarý vatandaþlarla bir araya geldi.

Milletvekilleri de Sancaktepe ve Avcýlar'daydý. Her bir milletvekili farklý mahallelerde saha çalýþmasý yürüttü. Ev ev gezip vatandaþlarý dinledi. Esnaflarý ziyaret edip sohbet etti. Caddede, sokakta vatandaþlarla selamlaþýp taleplerini dinledi. AK Noktalarý ziyaret edip AK Parti'ye yeni üye kayýtlarý yaptý.

Mesela bugün (23 Aðustos Salý) AK Parti milletvekilleri Kadýköy ve Beyoðlu'nda olacaklar. Tarým ve orman Bakaný Vahit Kiriþçi Sarýyer'de, Süleyman Soylu da Silivri'de vatandaþlarla birlikte olacak.

Türkiye genelinde de böyle.

AK Parti'nin ataða geçtiði görülüyor. Bu hýzla devam eder, seçmenin memnun kalacaðý adaylarla seçime giderse ipi rahat göðüsler.

Altýlý masa mý?

Toplanýp toplanýp daðýlýyorlar!

2 Ekim'de yine toplanacaklarmýþ!