Almanya'nýn acýnacak hali!

Cumhurbaþkaný Erdoðan, geçtiðimiz cuma günü Alman Baþbakan Olaf Scholz'un davetlisi olarak Berlin'deydi.

Ýkili iliþkilerin ele alýnacaðý ziyaret planlandýðýnda henüz Ýsrail'in Gazze soykýrýmý baþlamamýþtý. Almanya Þansölyesinin, Netanyahu'nun kuvözdeki bebekleri dahi katletmesine "kendisini savunma hakký" diyebileceðini tahmin edemeyeceðimiz günlerde gelen bu davetin, geçmiþ dönemlere göre nispeten pozitif gündemli olacaðý öngörülüyordu.

Ýkili iliþkiler görüþülse de ziyarete, Scholz ve Erdoðan'ýn Ýsrail ve Filistin hakkýndaki sözleri damga vurdu.

Türkiye'nin Almanya ile iliþkileri baþka hiçbir ülke ile olmadýðý kadar çok boyutlu. 50 milyon dolara yaklaþan ticaret hacmi, Rusya ile yarýþan turizm ayaðý, AB ile iliþkilerde baþat rolde ülke olmasý, göç konusu ve tabii ki 3,5 milyon Türk kökenli Alman vatandaþýn varlýðý iki ülke iliþkilerini hep çok canlý ve alengirli olmasýný saðladý.

Ýliþkilerin savaþ cephesi ittifakýndan ticari imtiyazlara kadar çok yönlü tarihi bir yana, yakýn döneme baktýðýmýzda özellikle Suriye iç savaþýndan sonra çok da dostane olmadýðý ortada.

2013'te patriotlarý çekmeleriyle iyice görünür olan hasmane tutumu, sadece Almanya'dan deðil adeta blok halinde tüm Avrupa ve ABD'den gördük.

PKK ve FETÖ gibi terör yapýlarýna destek verdiler. Türkiye'nin güvenlik endiþelerini asla ciddiye almadýlar.

Yahudilerin Nazi Almanya'sýndan gördüðü zulmün benzerini Ýsrail Filistin halkýna yaþatmaya baþlayýnca bu sefer Ýsrail'in arkasýnda blok oldular.

Erdoðan'ýn bu son ziyareti, Almanya'nýn kodlarýný, baðlýlýðýný belki de tutsaklýðýný anlamak adýna çok öðreticiydi.

Ziyareti takip eden gazeteciler olarak gerek Baþbakanlýk'ta yapýlan basýn toplantýsýnda ortaya çýkan manzara, gerekse Berlin'deki Türk diasporasýndan dinlediklerimiz Almanya'nýn savaþ suçlusu Netanyahu'ya ve Ýsrail'e verdiði desteðin adeta Almanya'nýn var olduðu müddetçe ödeyeceði bir kefaret olduðunu gösterir nitelikteydi.

Olaf Scholz, Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn muhatabý olan üçüncü Alman Þansöylesi. Almanya,

Schröder ve Merkel'den sonra oldukça düþük profilli bir Baþbakanla yönetiliyor þu anda. Merkel hastanelerin dahi bombalandýðý, çocuk ve kadýn ayýrt edilmeden sivillerin hedef alýndýðý ortamda "Ýsrail uluslararasý hukuka uygun hareket ediyor" der miydi bilemem ancak; Ýkinci Dünya Savaþýn'dan sonra Almanya'nýn varlýðýný sürdürmesi, Ýsrail'in güvenliðine memur edilmesi koþuluna baðlanmýþ belli ki. Dolayýsýyla Almanya, kimin baþbakan olduðundan baðýmsýz bir zorunluluk içinde Ýsrail'e arka çýkýyor.

Yoksa en saðýndan en soluna tüm siyasi partiler, tek ses olup Ýsrail'e destek mitingi yapar mý? Ýsrail'de bile sosyalist muhalefet Netanyahu'yu eleþtiriyor. Siyonist iþgale ve katliamlara karþý çýkan Yahudiler var Ýsrail'de. Hamas'ýn elindeki esir Ýsrail askerlerinin aileleri, bir taraftan Netanyahu'yu protesto ederken diðer taraftan mektup yazarak Cumhurbaþkaný Erdoðan'dan yardým istiyor.

Anlayacaðýnýz Almanya þu anda Ýsrail'den daha çok Ýsrailci ve Netanyahucu.

Alman medyasýnda "Ýsrail soykýrým yapýyor" demeniz imkansýz. Ýsrail adýna kuracaðýnýz her cümle antisemit olmakla suçlanmanýza sebep oluyor. Filistin bayraðý taþýyamaz, kefiye takamazsýnýz.

Ýnsanlar iþ yerlerinde, okullarda görüþlerini açýklamaya zorlanýyorlar. Hamas'ý kýnamak zorunda býrakýlýyor, susma haklarýný kullanmalarýna dahi müsaade edilmiyor.

Scholz'un "Bizim Ýsrail ile dayanýþmamýz hiçbir þekilde tartýþmaya açýk deðildir." sözlerine Cumhurbaþkaný Erdoðan, "Biz Holokost cenderesinden geçmedik. Bizim Ýsrail'e borcumuz yok, Borçlu olsak bu kadar rahat konuþamazdýk. Borçlu olanlar rahat konuþamýyor." þeklinde karþýlýk verdi.

Bir zamanlar Yahudilere soykýrým yapan Almanya'nýn þimdi Ýsrail'in soykýrýmýný desteklemesi büyük zillet. Almanya acýnacak halde.

Holokost'un faturasý ödemekle bitmiyor.