Alooo… Ses ver…

Gellll...!

Derya kuzusuna gellll...!

Gellll...!

Gençler gülerek heyecan içinde bağırıyorlardı.

Yarı ağlayan, yarı gülen gözlerle sordum bu nedir?

Dediler gemi.

Sordum bunun adı nedir?

Dediler DERYA.

Sordum bu ne işe yarar?

Dediler ne işe yaramaz ki.

Baktım üç tane daha. Gelin gibi süslenmiş.

Dedim bunlar nedir?

Dediler bunlar da gemi, adları da Arif Ekmekçi, İstanbul, Marlin...

Harikasınız...

Evet, gerçekten harikalardı ve sevinmek de haklarıydı.

Yer Yalova Sefine Tersanesi.

MİLGEM Projesi kapsamında inşası biten askeri gemilerimizi teslim töreni.

Her biri birbirinden muhteşem dört sanat eseri.

TCG DERYA Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi.

Tam tamına 194,8 metre. Yılan gibi yatıyor.

TCG ÜSTEĞMEN ARİF EKMEKÇİ Lojistik Destek Gemisi.

Deryanın yavrusu, uzunluk 106,5 metre.

TCG İSTANBUL Firkateyn.

Heybetiyle göz kamaştırıyor, uzunluk 113,2 metre.

MARLİN SİDA (Silahlı İnsansız Deniz Aracı).

Âdeta pire yavrusu, uzunluk 15 metre.

Emeği geçen sıralı herkese, işçilerimize, mühendislerimize ve nihayetinde Erdoğan'a sonsuz teşekkürler.

Kanıksadık...

Bu dört şaheseri 40 dakikalık törenle Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza teslim ediverdik.

Törenden sonra düşündüm...

Bu gelişmelerin herhangi biri bir başka ülkede yaşansa, örneğin bu törenin miniği MARLİN o ülkelerde üretilmiş olsa, emin olun günlerce bayram ilan ederler, aylarca hikâyesini anlatırlar, buna sebep liderin de ülkenin göbeğine heykelini dikerlerdi.

Bizde olmuyor.

Neden?

Çünkü üretenler, bu üretime sebep olanlar işin reklamında değiller de ondan.

Bir diğer etken bu işler ülkemizde öylesine sıradanlaştı ki. Artık milletçe olan biteni kanıksadık alıştık.

Dikkat edin artık her biri çığır açan dev projeleri bir kelamda geçip gidiyoruz.

Ama ben öyle yapmayacağım, buna müsaade etmeyeceğim.

Bu nedenle bugün giriş yaptığım bu konuyu bir sonraki yazıma da taşıyıp her biri devrim niteliğindeki bu makinaların ülkemize ve silahlı kuvvetlerimize neler kazandırdığını anlatacağım.

Bunu yapacağımı ilan ederken, bir konuya değinmeden, bazılarına da seslenmeden edemeyeceğim.

Aloooo, Ses Ver...

Kime sesleniyorum...

Elbette muhalefete, her fırsatta iktidara giydirmek için pusuda bekleyen kadrolu hainlere.

Yav burada devrim gerçekleşiyor, yer yerinden oynuyor.

Türkiye'nin düşmanları hırslarından parmaklarını yiyor.

Sizin kılınız kıpırdamıyor.

Yav bi burnunuzu uzatsanıza, meseleyle ilgili bir iki kelam etsenize.

Ülke neler kazanıyor, bu ülkenin mühendisi işçisi neler yapıyor bir baksanıza.

Hiç merak etmez misiniz, gözünüzün önünde olanları görmez misiniz?

Yoksa gören yerleriniz mi ağrıyor?

Yoksa siz Atatürkçü değil misiniz?

Yoksa sizler Ata'yı kirli işlerinizde kullanıp, Atatürkçüyüm yalanıyla bizleri kandırdınız mı?

Yoksa sizler Kürdüm, Atatürkçüyüm, sözde laikim edebiyatı üzerinden Amerika'nın değirmenine su taşıyan yük eşeklerinden misiniz?

Heykele meraklı heykeltıraşlar, aşağılık katil Apo'nun heykelini dikeceğinize çıkıp bu eserleri kazandıran Erdoğan'ın heykelini diksenize...

Maskeler Düşüyor...

Bugün yapılanlara, yaşananlara diş bileyenler, Türkiye'nin yaptığı hamleleri çekemeyenler; hiç şüphe etmeyin, Atatürk döneminde yapılanlara diş bileyenlerle aynı aileden akraba karakterlerdir.

Asla unutmayın.

Oyun hiç değişmiyor.

Bugün Atatürkçülüğü kimselere bırakmayanlar, Atatürk'ten geçinenler, Atatürkçü geçinenler; geçmişte de Atatürk ölür ölmez Atatürk dinsizdir, Atatürk âlemcidir, Atatürk eşcinseldir gibi aşağılık birçok dedikoduyu Anadolu'da yayan ve Türk insanını bölen aşağılık karakterlerdir.

Oyun bu dönemde de aynı.

Yakın zamana kadar Türklük ve Müslümanlık için mücadele ettiğini zannettiğimiz gizli papaz Fethullah Gülen şu an Savunma Sanayii'ndeki hamlelerimizi engellemek için bütün gemi mühendislerimizi, subaylarımızı, pilotlarımızı casus diyerek, darbeci diyerek bir bir tutuklamadı mı?

Türklüğün ve İslamiyet'in altını oyan bu aşağılık hain çıkmadı mı?

Onun için hep haykırıyorum.

Zaman uyanma zamanı, zaman oyun bozma zamanı.

Ne olur siyasi, dini, etnik tüm kimlikleri bir kenara atarak vatan adına sorgulayın.

Sorgularken de ana parolanız Ziya Paşanın şu meşhur sözü olsun...

"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz."