Genel kaný, "Rusya'nýn Ukrayna bataklýðýna saplandýðý" yönünde.
Gerçekten öyle mi?
Bataklýða asýl saplanan Avrupa olmasýn!
Öyle ya, ABD öncülüðünde konulan ambargodan en büyük zararý Rusya deðil de Avrupa gördü.
En çok da Almanya sýkýntýsýný çekiyor Rusya'ya konulan ambargonun.
Kuzey Akým boru hattýna yapýlan sabotaj nedeniyle, Avrupa ülkeleri, ABD'nin sývýlaþtýrýlmýþ gazýna mahkûm oldu, üstelik, Rus gazýna göre üç dört kat fazla maliyetine.
Burada bir ayrýntýyý da hatýrlamak lazým...
Rusya savaþa raðmen Batýya Ukrayna üzerinden gaz tedarik etmeye devam etmiþti.
Ta ki ambargoya kadar.
ABD, her kavramý, her deðeri, bilgiyi, hukuku, demokrasiyi hasýlý insanlýk namýna ne varsa her þeyi silaha dönüþtürmeyi beceriyor.
Ekonomik savaþ da bunlardan biri.
Ambargo bu savaþýn en önemli aparatý.
Strateji þuydu aslýnda...
Ambargo Rusya'nýn belini bükecek, etnik fay hatlarý harekete geçecek ve iç karýþýklýklar baþ gösterecek dolayýsýyla Putin üzerinden otoriter rejim isteyenlerden hesap görülecekti.
Ama olmadý...
Rusya, petrol ve doðalgazý Çin'e ihraç ederek ambargonun etkisini kýrdý. Nedense bu konu konuþulmuyor.
Ama gerçeklik manipülasyona gelmez, devranýný hep sürdürür.
Savaþ uzadýkça uzadý.
Ne Rusya'nýn beli kýrýldý ne de Ukrayna'nýn toprak bütünlüðü saðlandý.
Üstüne üstlük, Avrupa bugün "bedelini ödeyin NATO sizi korusun" diyen Trump'ýn ikinci dönem iktidarýnda ABD tarafýndan Rusya'nýn insafýna býrakýlmakla karþý karþýya.
Bizim entelijansiya ve akademi bütün bu gerçeklere raðmen, ta baþta Washinton/Brüksel hattýnda üretilip devreye sokulan "bataklýk" propagandasýný sürdüredursun, ABD'de "ülkenin küresel varlýðýný finanse etmek istemiyoruz" diyen bloða katýlanlarýn sayýsý her geçen gün artýyor.
Amerikan yüzyýlýnda þekillendirilen kurumlara bizzat ABD içinden eleþtirinin hatta saldýrýnýn gelmesi, yine, bu süreçte þekillenen jeopolitik denklemin de sarsýlmasý anlamýna geliyor.
Avrupa'nýn aklý çok karýþýk dolayýsýyla.
Endiþe de büyük.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in "ABD'nin güçlü bir NATO müttefiki olarak kalmasýný bekliyorum" sözü baþka nasýl yorumlanabilir ki?
Çok ilginç, Stoltenberg bunu da þöyle gerekçelendirdi:
"Bunun üç sebebi bulunuyor. Birincisi, NATO'nun güçlü olmasý ABD'nin güvenlik menfaatlerine hizmet eder. NATO, Avrupa için faydalý olduðu kadar ABD için de faydalýdýr ve ABD'yi daha güçlü ve daha güvenli kýlmaktadýr. ABD, diðer büyük güçlerin sahip olmadýðý bir þeye sahip. Bu da 30'u aþkýn dost ve müttefiktir."
Ýlginç deðil mi... Genel Sekreter kurucu ülkeyi ikna etmeye çalýþýyor...
Þaka bir yana, artýk belirsizlik ve güvensizlik çaðýnda yaþýyoruz.
Herkes de bunun farkýnda.
Statükonun sarsýlmasýndansa kaba güce bile tahammül ederiz düþüncesi hakim yönetimlerde.
Akademi de entelijansiya da onun için eski ezberlere dayalý güç tasarýmlarýna sýmsýký sarýlýyorlar.
Ama gerçekler ezberlerdeki gibi geliþmiyor.
Onun için kurumlar lime lime dökülürken, herkes kendi derdine çare arýyor.