Çarþamba günkü yazýda, NATO'yu ortaya çýkaran tarihî þartlara deðinilmiþti, kýsaca...
Kaldýðýmýz yerden devam edelim...
*
Baþkan Tayyib Erdoðan'ýn, Ýsveç ve Finlandiya konusundaki tutumunun NATO'da çatlak meydana getireceði anlaþýlýyor ve Avrupalýlar hem kýzgýnlar hem de, 'Türkiye'yi kýrarsak, bizi Amerika ateþ hattýnda korumaya gelmeyeceðine göre, n'aparýz?' dehþetindeler...
Rusya'nýn Ukrayna'ya saldýrýsýyla baþlayan savaþla birlikte Finlandiya ve Ýsveç, kendilerini güvence altýna almak için NATO'ya üyeliði konusunda kendi meclislerinde büyük ekseriyetle alýnan kararlar sonucu, gerekli baþvuru için resmî baþvuruyu 18 Mayýs günü gerçekleþtirdiler ve böylece, Ýsveç'in 200 yýldan fazla zamandýr, Finlandiya'nýn da, Ýkinci Dünya Savaþý sonrasýndan beri, 75 yýlý aþkýn zamandýr sürdürdükleri 'askerî tarafsýzlýk' siyasetini terk ederek, NATO gibi bir askerî savunma paktý içinde yer almak iradelerini ortaya koyduðu yeni bir merhaleye ulaþýldý.
Ukrayna-Rusya Savaþý baþlamadan önce de, o savaþýn ayak seslerince hissedilmeye baþlanýnca Ýsveç ve Finlandiya da NATO'nun savunma þemsiyesi altýnda yer almak gerektiðine dair eðilimler de artmýþ ve buna karþýlýk, Putin de açýkça, 'Öyle bir þey yaparsanýz, baþýnýza gelecek olanlarý gözönüne alýn!..' tehdidinde bulunmuþtu.
Bu tehdit, onlarýn NATO'ya baþvurularýný beklenmiyen bir sür'atle gerçekleþtirdi.
Ama, Rusya'yý öyle bir tehdide sevk eden gerekçe de çok hafife alýnacak cinsten deðildi. Çünkü, 1945'lerden, Sovyetler Birliði'nin daðýldýðý 1991'e kadar Moskova'nýn kontrolünde olan Baltýk ülkeleri Litvanya, Letonya ve Estonya, daha önce NATO üyeliðini kazanmýþlardý. Þimdi hele de Finlandiya, NATO üyesi olursa, Rusya'nýn Baltýk Denizi'ne çýkýþý, neredeyse kapanmýþ olacak...
Ýþte bu noktada, Türkiye'nin tutumu ortaya yeni bir durum çýkardý.
*
Bilindiði üzere, NATO'ya üye olan ülkeler birbirleriyle ayný ittifak içinde savunma iþbirliði içinde olacaklarýna dair bir sözleþme imzalýyorlar. Bugün 30 üyesi olan NATO'da herhangi bir üye devlet, yeni üyeye 'Evet' demezse, o devlet üye olamýyor.
Daha önceleri, Fransa 1964 yýlýnda, General De Gaulle zamanýnda NATO'nun askerî kanadýndan çekilmiþti, Atom Bombasý denemesini baþarýyla yaptýðýný, nükleer bir güç olduðunu açýkladýktan sonra...
1974'de ise, Yunanistan, Türkiye'nin Kýbrýs Çýkarmasý'na NATO'nun göz yumduðu gerekçesiyle NATO'dan çýkmýþtý.
Ancak, geri dönmek istediðinde, Türkiye, Yunanistan'ýn düþmanca tavýrlarýnýn son bulmadýðý gerekçesiyle dönüþ vizesi vermiyordu. Eylûl 1980 Askerî Darbesi'nden beþ hafta sonra, Amerika, Yunanistan'ýn Türkiye'ye düþmanca tavýrlar takýnmayacaðýna, ayný ittifak içinde olmanýn, müttefikliðin gereklerine riayet edeceðine dair sözlü garantiler verince Darbe'nin lideri General Kenan Evren Yunanistan'ýn NATO'ya dönüþüne izin vermiþti. O zamandan beri Yunanistan'ýn Türkiye'ye nasýl engeller çýkardýðý ortada ve Amerika da bütün bu oyunlarýn âdetâ kuklacýbaþý durumunda...
Türkiye, Fransa'nýn NATO'ya dönüþüne de Demirel-Ecevit döneminde kuzu kuzu izin vermiþti.
Þimdi ise... Erdoðan Türkiyesi var... Artýk o eski anlayýþlar, her isteyene, 'Baþüstüne!' diyen bir kuklalýk anlayýþý yok...
Ayný ittifak dairesi içinde olunduðu halde, baþta Amerikan emperyalizmi olmak üzere, NATO ülkelerinin Türkiye'ye nasýl düþmanca tavýr takýndýklarý ve Yunanistan'ý Türkiye aleyhine nasýl kýþkýrttýklarý unutulmuyor. Özellikle de Türkiye aleyhine silahlý mücadele veren terör örgütlerine birçok NATO üyesi ülkenin destekleri ap-açýk ortada...
Þimdi, kendi güvenliklerini saðlamak için NATO üyeliðine baþvuran Ýsveç ve Finlandiya da, Türkiye aleyhindeki terör teþkilatlarýna silah, techizat, para yardýmý ve teröristlere sýðýnma ve propaganda imkâný saðlarken, NATO çevreleri de vize vermesi için Türkiye'ye baský yapmaya kalkýþýyorlar.
Türkiye'ye 'Avrupa'nýn jandarmasý' özüyle bakan Avrupalý NATO ülkeleri þimdi Erdoðan'ý dize getirebileceklerini sanýyorlar. Erdoðan ise, 'Müslümanýn, ayný yýlan deliðinden iki kere sokulmasýnýn basiretsizlik olacaðý'ný açýkça söylüyor.
*
Osmanlý'ya olduðu gibi, ayný ittifak dairesi içinde olduklarý halde Türkiye'ye de oyunlar kurmaktan el çekmeyen NATO ülkelerine, þimdi bir de Ýsveç ve Finlandiya'nýn güvenliði konusu eklenince, Türkiye baþkalarýnýn iç güvenlik kaygularý hatýrýna kendi güvenliðini daha da bir tehlikeye atacak deðildir.
Ama, bu durum, NATO'da bir çatlak meydana getirebilir ve bundan en çok da Rusya Baþkaný Putin memnun olur. Ama, Türkiye kendi güvenlik hesabýný, birileri memnun olsun veya olmasýn diye yapamaz.
*
Alman medyasýnýn bu konuya yaklaþýmý neredeyse Kara Avrupasý'nýn tamamý adýna gibiydi.
Nitekim, 18 Mayýs günü, etkili Alman gazetelerinden SÜDDEUTSCHE ZEÝTUNG'da, "Acý olan, Erdoðan'ýn þantajý iþe yarayabilir. Finlandiya ve Ýsveç'in NATO'ya katýlýmý baþarýsýzlýða uðramamalý. Bu yüzden diðer hükümetler Ankara'daki kumarbaza bir þeyler vermek zorunda kalacak... (...)Türkiye önemli bir NATO ortaðý olarak kalacak ancak Türkiye Cumhurbaþkaný NATO için "serseri mayýn" olmaya devam edecek. ' denilirken...
MAERKÝSCHE ODERZEÝTUNG da, "Bir Erdoðan meselesi var. Türkiye Cumhurbaþkaný, uluslararasý krizlerden kendisine avantaj saðlamayý seven bir kumarbaz olarak bilinir.' ve
HANDELSBLATT ise, " Türkiye Cumhurbaþkaný'nýn Finlandiya ve Ýsveç'in NATO'ya katýlýmýný engelleme tehdidiyle durum deðiþti. (...) Cumhurbaþkaný Erdoðan kimin tarafýnda? Türk ÝHA'larý Rus askerlerini öldürüyor ancak Ankara Kremlin'e yönelik yaptýrýmlarý desteklemiyor. Türkiye Boðaz'ý Rus savaþ gemilerine kapatýyor, ama Finlandiya ve Ýsveç'in NATO'ya katýlmasýný istemiyor. Türkiye aslýnda hâlâ Batý'nýn tarafýnda, ama þartlarý kendisi belirlemek istiyor. " görüþlerine yer veriliyordu.
*,
Evet, Amerika ve Rusya kendi doðrularýna göre hareket ederken, Erdoðan Türkiyesi de kendi doðrusuna göre ilerliyor ve ilerliyecek, inþallah...