Putin'in saldırganlığını mâzur gösteren 'demagojik' nutku

Putin'in, Moskova'da düzenlenen -ve haliyle dünya kamuoyuna karşı bir güç gösterisi halinde sahnelenen- görkemli 9 Mayıs törenindeki konuşması merakla bekleniyordu.

Rusya'nın (Sovyetler Birliği'nin çökmesinden sonraki) 'beyaz-mavi-kırmızı' şeritli bayrağının hemen yanında, komünist dönemdeki 'orak-çekiç'li kızıl bayrak ve Rusya Çarlığı döneminin -bizdeki Osmanlı armasını çağrıştıran-İmparatorluk Bayrağı da törenlerde yerini almıştı. Ayrıca, Bizans İmparatorluğu'nun sembolü olan altın bir 'çift başlı kartal' figürü de Rusya TV ekranlarından gösteriliyordu, dünyaya. (Bu da, not edilmeli. ) Ama, ilgi çekicidir, Lenin ve Stalin gibi liderler başta olmak üzere, geçmişteki liderlerden hiç birinin fotoğraflarına yer verilmemişti, bu dev törenlerde.

*

Ancak, önce ilginç bir kamuflaja değinelim.

Putin konuşmasında, Nazi Yönetimi'ne karşı verdikleri savaşın zaferine değiniyor ve Ukrayna'yı da 'Neo-Nazi' ve ırkçı bir rejim olarak suçluyordu.

Ama, o savaşın başında, Nazi Almanyası'yla Sovyet Rusya'nın, 'Avrupa'nın nasıl paylaşılacağı' üzerine 25 Ağustos 1939'da,iki tarafın Dışişleri Bakanları Joachim von Ribbentrop ve Vyaçeslav Molotof arasında imzalanan andlaşmadan, 1 hafta sonra da 1 Eylûl 1939 günü İkinci Dünya Savaşı' başladığında ve Stalin Rusyası'nın, Hitler'in Nazi Almanyası'nı desteklediğinden söz etmiyordu.

Ama, Adolf Hitler, 22 Haziran 1941'de, yani İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasından 2 sene kadar (22 ay sonra), 3 milyonluk dev bir orduyla Sovyet Rusya'ya saldırıvermiş ve taa Hazar Denizi'nin kuzeyinde Volgagrad ( Stalingrad)'a, Sovyet Rusya'nın 3 bin km. içlerine kadar da uzanmıştı.

Ama, o saldırının gerekçesinin ne olduğu konusunda, bütün değerlendirmeler, Hitler, 2. Dünya Savaşı'nın mağlubu olduğundan, tek taraflı olarak onun lanetlenmesi şeklinde yapılmış ve de komünist Sovyet Rusya, kapitalist Amerika'yla ittifak etmiş ve o sâyede savaşın galipleri tarafında yer alarak, Nazi İmparatorluğu'yla savaşın başındaki derin işbirliğini unutturmuştu.

*

Putin'in konuşmasında, Ukrayna Savaşı (kendi deyimiyle, Ukrayna Operasyonu) konusunda mantıkî bir tutarlılık yoktu, bütün saldırganlar gibi.

"(...) NATO'nun, Donbass'ta ve Kırım'da topraklarımızı ele geçirmek istediklerini biliyorduk. Ukrayna'nın nükleer silâh planları vardı(...) Ülkemiz için bir tehdit haline gelmişti. (...) Bağımsız bir devletin alabileceği tek doğru kararı aldık. (...) Rusya askerleri ve Donbass askerleri kendi toprakları/ vatanları için savaşıyor. (...)"

*

Ancak, Putin'in bu konuşması sırasında, Rus televizyonlarına siber saldırı düzenlendi ve ekranlarda şu mesajın yer aldığı görüldü, dakikalarca..:

'Binlerce Ukraynalının ve yüzlerce çocuğunun kanı sizin ellerinizde. Televizyonlar ve yetkililer yalan söylüyor. Savaşa hayır!'

*

Putin'in konuşması şunun için, 'demagojik':

Ukrayna'ya saldırıyı başlatırken, 'tarihte Ukrayna diye bir devlet de, halk da olmadığını, Kırım ve civarının Osmanlılardan alındığını' söylemişti.

Şimdi ise, sadece Donbass ve Kırım'ın 'Rusya vatanı' olduğunu söylüyor ve 'askerlerimiz ve Donbass'taki (Rusya tarafdarı) savaşçılar kendi vatanları için savaşıyorlar.' diyor.

Peki, bu durumda, Rusya içindeki on milyonlarca başka halklar -özellikle Müslüman halklar- da, Ruslar hâkim olmadan önce asırlardır yaşadıkları kendi toprakları için savaşsalar, Putin onları da haklı görecek midir?

*

Kaldı ki, Rusya, Sovyetler Birliği 1991'de çöktükten sonra ortaya çıkan bütün devletler gibi Ukrayna'yı da, bağımsız bir devlet olarak tanımıştı.

Şimdi ise, 'tehlikeler ve tehditler karşısında bağımsız bir devlet olarak öyle bir karar almasının haklı olduğunu' söylüyor. Ama, Ukrayna'nın da bağımsız bir devlet olarak kendisini tehlikelere karşı savunma hakkına gelince. Zorbalık kanununda öyle bir hak yoktur.

Rusya bu mantığı, bütün komşularına karşı da bir saldırı gerekçesi olarak söz konusu edebilir.

*

Hatırlayalım:

Ekim-1961 'de Küba Krizi dünyayı, Amerika ile Sovyet Rusya arasında bir nükleer savaşın eşiğine getirmişti.

Çünkü, B. Amerika'nın 120 km. güneyindeki Küba adasında, komünist Fidel Castro, Sovyet balistik füzelerini rampalara yerleştirmişti; kapitalist Amerika'ya karşı.

Kennedy, bunu tehdit olarak görmüş ve o füzeler, Sovyet lideri Kruşçev'in emriyle sökülmüştü de kriz aşılmıştı. Şimdi, Ukrayna'daki durumu da Rusya kendisi için tehdit olarak görüyor ve saldırıyor.

*

Afganistan'da komünist darbe yaptıran Sovyet Rusya lideri Brejnev de, Nisan-1978'de, Afganistan'ın, Amerika veya başka güçlerin eline geçmesi gibi bir tehdidi bertaraf etmek için işgal etmişti.

1990'da 'Saddam Irak'ı, Kuveyt'i işgal etti.' diye, Atlas Okyanusu'nun öte tarafındaki Amerikan emperyalizmi de, gelmiş ve korkunç bir savaş başlatmıştı. Devamında, Afganistan ve Suriye'de de aynı zorbalık hakkı, hâlâ hükümfermâ.

*

Şimdi de Rusya, bugün Ukrayna'yı, yarın bu bölgedeki başka bir devleti/devletleri de kendisine bir tehlike teşkil etmemeleri için, saldırı hedefi yapabileceğini, bir hak olarak gördüğünü anlatmış oluyor; dünlerde olduğu gibi... Çünkü, bağımsız devlet olmak, sadece kendisi ve benzerleri için bir hak.

Tarihteki bütün gücetaparların, bütün eski ve yeni zaman Nemrud'larının , Firavun'larının âdeti de hep böyleydi.

*

NOT: 15 günde bir Çarşamba akşamları, 'Kendi Gök Kubbemizin Parlak Yıldızları.' başlığı altında Müslüman coğrafyalarından sunmakta olduğumuz serî programlar cümlesinden olmak üzere bu akşam Fatih- Zeyrek Akademisi'nde; saat 18.00'de Muhammed İqbâl'in tefekkür dünyasını konuşacağız, İnşaallah...

*