Amerika ve Rusya'nýn birbirinin ayaðýna basmayacaðýný, en iyi Türkiye anladý

Erdoðan Türkiyesi, 'Rusya- Ukrayna Savaþý'ný durdurmak için, evet, en fazla uðraþan ülke. 'Erdoðan Türkiyesi' derken, baþka liderlerin yönetiminde olsaydýk, böyle davranýlmasý neredeyse hayal olurdu. Dün Ýstanbul'da, Erdoðan'ýn ýsrarlý çabalarýyla 'Rusya ve Ukrayna heyetlerini müzakere masasý'na oturtulmasý, 'Türkiye'nin nasýl bir devlet geleneðine sahib olduðu' lafýyla izah edilmeye çalýþýlýyor; sanki o geleneklerin nasýl olduðunu 250 yýldýr ve hele de '1923- Lozan Andlaþmasý'ndan beri nasýl olduðunu bilmiyormuþuz gibi.

*

Son 200 yýldýr takib edilen siyaset yüzünden, Avrupa ile birlikte hareket edilse ve son 70 yýldýr da NATO içinde yer alýnsa bile, Avrupa'dan ve Amerika'dan, NATO'dan verilen emirleri, gözleri kapalý 'Baþ üstüne efendim!' havasýnda kabullenmeyen ve bunu yaparken, dikleþmeyen, ama, dik durarak bir siyaset geliþtirdiði ortada. Büyük oyunu en iyi, Erdoðan Yönetimi anladý, AB ülkeleri ise korkudan ne yapacaklarýný bile bilmiyorlar ve sadece, yarýn tablo daha bir karýþacak olursa, kendilerini Türkiye'ye korutmak için Türkiye'ye gülücükler yaðdýrýyorlar; dünkü tehditlerinin unutulduðunu sanarak; Macron'dan, Miçotakis, Rutte ve diðerlerine kadar.

Erdoðan, bu savaþýn, -baþka alanlarda var olan görünmez bir dünya savaþý'nýn- askerî açýdan, her an bir 'Üçüncü Dünya Savaþý'na dönüþebileceðini gören bir dikkat sergiliyor. Ve, bir Dünya Savaþý veya NATO'nun girdiði herhangi bir savaþ çýkacak olursa, o zaman da, NATO üyesi olmasý dolayýsýyla, kaçýnýlmaz olarak, Rusya'ya karþý bir savaþýn içinde ve öyle bir savaþta, coðrafî konumu dolayýsýyla, ön cephede yer alacaðýný biliyor.

*

Amerikan emperyalizmi ise, hattâ gerektiðinde, -yeter ki Amerika'ya bir zarar gelmesin.- mantýðýyla, NATO'nun Avrupa'daki bütün ülkelerini de, 'Aman, Üçüncü bir Dünya Savaþý çýkmasýn.' gerekçesiyle, fedâ edebileceðini, sadece ekonomik yaptýrýmlarla karþýlýk vermeyi tercih edeceðinin göstermiþti. Ýlk plânda mâkûl gibiydi de. Çünkü, 'Karþýmýzda, Rusya'nýn Ukrayna'ya saldýrmasý karþýsýnda, elimizde iki þýk bulunuyor: Ya, 'Ekonomik yaptýrým programlarýyla Rusya'yý içeriden zayýflatmaya çalýþmak, ya da, Üçüncü Dünya Savaþý!' diyordu Biden.

*

Ama, ayný Biden, Türkiye'ye 'F-35 savaþ uçaklarý'ný satmadýðý gibi, bunun için aldýðý 1,5 milyar dolar'ý da iade etmiyor, tam bir uluslararasý eþkýyalýkla. Dahasý, Türkiye 'Patriot' alamayýnca, Rusya'dan aldýðý S-400 füzelerini, NATO'nun 'silâh envanteri'nde olmadýðý gerekçesiyle elden çýkarmasý için son 3 - 4 senedir yaptýðý baský netice vermeyince, þimdi de, -son Brüksel Zirvesi'nde- bu füzeleri, kendisini savunabilmesi için, Ukrayna'ya vermesini istemek gibi bir þeytanlýðý da dile getirmiþ bulunuyor, ama, Erdoðan'dan, kesin bir, 'O iþ bitti...' cevabýný almýþ bulunuyor, Amerika.

Biden, Polonya'ya geliyor, oradan Putin'e sesleniyor: 'Kasab!. Kaatil Barbar!. Kan dökücü!.'

Bu suçlamayý yapan kiþinin amel defterinde böyle durumlar asla söz konusu deðilmiþ gibi.. 'Mümin, müminin aynasý' oluyor da, onlar da birbirinin aynasý olmaz mý? Evet, her iki emperyalist güç de birbirlerinin aynasý durumundadýrlar. Birbirlerine baktýklarýnda gördükleri, kendileridir.

Ýngiltere Kraliyet Sarayý'ndan Prens William'ýn, 'Ukrayna'daki bu savaþ Avrupa'ya yakýþmýyor ve olmamalýdýr. Bu savaþlarý Asya ve Afrika'da görmeye alýþmýþtýk.' þeklindeki sözleriyle, geçen hafta, Brüksel'de yapýlan 'NATO Liderler Toplantýsý'nda alýnan kararlar ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in bu kararlarýn özetini yansýtan, 'Savaþýn Avrupa'da olmamasý için gereken tedbirlerin alýnmasý kararlaþtýrýldý.' mânâsýndaki sözleri ayný noktayý gösteriyordu. Yani savaþ ateþini, dünyanýn baþka bölgelerine uzaklaþtýrmak ve oralarda, emperyalist güçlerin silâh yarýþtýrmalarý için, oralarda 'vekâlet savaþlarý' yaptýrmak.

Emperyalist dünyaya yakýþan bir yöntem de budur!

*

Hatýrlayalým, Rusya Baþkaný Putin, geçen hafta, Kýrým'ýn Rusya'ya iltihak ettiriliþinin 8. yýldönümünü Moskova'da büyük törenlerle kutladý. Ve, bir konuþma yapan Putin, "Kýrým ve Sivastopol'da yapýlan referandumda insanlarýn topraklarýný birleþtirmeyi istemeleri ortak kaderimizdi. Onlar, tarihî vatanlarý Rusya ile ortak kaderi yaþamak istediler ve amaçlarýna ulaþtýlar. (...) Gerçek þu ki, Kýrýmlýlar ve Sivastopol sâkinlerinin maruz kaldýklarý sistematik saldýrýlara 'soykýrým' denir. Ukrayna'da baþlattýðýmýz askerî operasyonun ana hedefi insanlarý soykýrýmdan kurtarmaktýr.' diyordu.

Evet, Müslüman Tatarlarýn asýrlarca vataný olan ve Giray Han'larýn hükmettiði ve -Sovyetler sonrasý devletlerin sýnýrlarý açýsýndan, Rusya'nýn da kabul ettiði ve þimdi-, Ukrayna'ya ait Kýrým yarýmadasý, Ukrayna Anayasasý'na göre illegal / kanunsuz olan bir referandumla, Rusya'ya baðlanmýþtý.

*

Ayný yöntemle Donbass bölgesini de kendisine katmak bahanesiyle, gerçekte ise, Ukrayna'yý ve baþka eski Sovyet devletlerini de, -bir harabe halinde de olsa-, kendisine baðlý, kukla devletçikler halinde getirmek hedefine ulaþabilmek için, on binlerce insanýn ölümüne, milyonlarcasýnýn komþu ülkelere sýðýnmasýna, onlarca þehirlerin barbarca yýkýma uðramasýna yol açsa bile, dün Ýstanbul'da yapýlan Ukrayna- Rusya müzakerelerinin sonucu ne olursa olsun, bu barbarca saldýrganlýk ruhu devam edecek demektir. Bu ruh halini, kendisinden örneklerle bildiðinden Amerika da, belki, bütün Avrupa'yý da Putin önüne yem olarak atacaktýr.

*