Anayasa ile ifade özgürlüðünü garanti altýna almýþ bir ülke olan Türkiye'de herkes düþüncesini ifade etme hakkýna sahiptir. Özellikle de alanlarýnda uzmanlaþmýþ þahsiyetlerin düþünceleri hem toplumu hem yönetimi uyarma hususunda önemli misyon ifa edebilir.
Bu baðlamda görüþlerine katýlmasak da emekli amirallerin düþüncelerini ifade etmeleri de demokratik bir hak olarak görülmelidir.
Ancak amiraller düþüncelerini ifade ederken üstenci, buyurgan ve kibirli bir dil kullanýr ve düþüncelerini muhtýralarý hatýrlatýr biçimde gece yarýsý yayýnlar ve de, düþüncelerine itibar edilmezse, "Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalýmlý ve bekasý için en tehlikeli olaylarý yaþama risk ve tehdidi ile karþýlaþabilecektir" þeklinde açýkça tehdit savururlarsa; bu yöntem ifade hürriyetinden çok demokrasiyi tehdit eden muhtýra özelliði taþýr ki iþte o zaman demokratik kurumlar harekete geçer. Geçmiþtir de.
104 amiralin bildirisi bu þekliyle antidemokratik bir çýkýþtýr.
Kýrk tekir kedinin bir aslan etmeyeceði gibi 104 deðil bin dört emekli amiralin bir muvazzaf subay kadar yetkisinin olmadýðýný elbette herkes biliyor.
Ama deniz kuvvetlerinde amiralliðe kadar yükselmiþ bu zevatýn Atatürk'ün arkasýna sýðýnarak seçilmiþ iktidara parmak sallamasýnýn, kýþkýrtýcý bir misyon üstlendiði de göz ardý edilmemelidir/edilmemiþtir.
Vesayet döneminin alýþkanlýklarýný sürdüren bu zevatýn; kendilerini milletin üstünde gördükleri, halkýna yabancý olduklarý,içinden çýktýklarý topluma tepeden baktýklarý ve 15 Temmuz hain kalkýþmasýndan zerre kadar ders almadýklarý kullandýklarý dilden açýk ve net bir þekilde anlaþýlmaktadýr.
Unutulmaya yüz tutmuþ 104 mütekait amiralin bence isimleri de çok önemli deðil; önemli olan onlara tam da Türkiye'nin ordusuyla karada denizde ve havada destanlar yazdýðý bu dönemde bu bildiriyi yazdýrmaya teþvik eden faktör ve güçlerdir.
Eðer kendiliklerinden yazmýþlarsa dâhili bedhahlar zümresinden olduklarýnda þüphe yoktur ve Türkiye'ye iç cephede zarar veren unsurlardýr. Ýç tehdit oluþturmaktadýrlar.
Yok, bu bildirinin arkasýnda dýþ baðlantýlar varsa, bildiri bambaþka bir renge bürünür ki faillerinin ve azmettiricilerinin bu ülkenin ve milletin dostu olmadýklarý netlik kazanýr.
Tabii bu bildiri kimin demokrasiden yana kimin karþýsýnda olduðunu da ortaya koyan bir mihenk taþý rolü üstlenmiþ oldu.
Ýyi Partili bir milletvekili bildirinin altýna imza atacaðýný ilan edince bir baþka partili bunun darbeci dilini eleþtirdi. Partinin karýþacaðýný gören Akþener basýnýn karþýsýna çýktý ve her ne kadar bildiriye verilen tepkileri üzerinde tepinmek olarak eleþtirse de bu bildiriyi bir zevzeklik olarak niteleyerek tavrýný koydu. Tabii ki bildiri zevzeklik diyerek geçiþtirilecek kadar basit deðil ama en azýndan karþý çýkarak doðru olaný yapmýþtýr diyecektim ki Akþener'in amirallerin tutuklanmalarýna karþý çýktýðý haberi geldi! Amirallere sahip çýktý!
Ana muhalefet partisi CHP maalesef bu yazýyý kaleme aldýðým saate kadar ne þiþ yansýn ne kebap politikasý güttü. Hatta bazý partililer ifade hürriyeti olarak niteleyip bildiriden yana tavýr bile koydular.
Hatta hatta, 100 eski CHP milletvekili amiralleri destekleyen bir bildiri yayýnladýlar.
Yani 28 Þubatý destekleyen, 27 Nisan muhtýrasýna 'Duvara tosladýnýz' diyen, 15 Temmuz hain giriþimine kontrollü darbe/tiyatro diyen CHP ayný CHP.
AK Parti cenahýnýn tepkilerini yazmaya gerek yok.
Bu bildiriye karþý en net tavrý koyan da, 'rütbeleri sökülsün, emekli maaþlarý kesilsin' diyen MHP Lideri devlet Bahçeli beydi.
Evet, bu bildirinin ülkeye faydasý olmadýðý kesin.
Kime hizmet ettiðini ve kimleri sevindirdiðini Milli Savunma Bakanlýðý gayet net bir þekilde açýkladý dedi ki:
"Böyle bir bildiri yayýnlamanýn demokrasimize zarar vermekten, Türk Silahlý Kuvvetleri personelinin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekten ve düþmanlarýmýzý sevindirmekten baþka bir iþe yaramayacaðý açýktýr. Baðýmsýz Türk yargýsýnýn gereðini yapacaðýna inancýmýz tamdýr."
Ne ceza alýrlarsa alsýnlar bu zevat düþüncelerinden vazgeçmezler ama en azýndan, Türkiye'nin eski Türkiye olmadýðýný anlarlar.
Tam yazýmý bitirmiþtim ki, ANAP dönemi Milli Eðitim Bakaný Vehbi Dinçerler aðabeyin aþaðýdaki mesajý düþtü telefonuma. Diyor ki Vehbi aðabey: "Özal 1983 sonunda iktidar oldu. O zaman 5 darbeci general hükümete her gün talimat verirdi. Zaten ordu da medya da emirlerindeydi. Anlaþýlan bildiri yayýnlayan emekli amiraller hâlâ o eski günlerin sarhoþluðu içindeler. 19 Mayýs kýyafetinin seçimini valilere býraktým diye, 'býrakalý 3-5 ay oldu geri mi gelelim' diye efelenen generaller vardý o zaman. O günler bir daha gelmeyecek ey vesayetçiler, rüyadan uyanýn!"