Ayasofya modeli

Ayasofya'nın tekrar cami olarak ibadete açılması bir hayli tartışıldı ve gündemden düştü. Şimdilerde Ayasofya baş imamı üzerinden İslam dini tartışılıyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı, Ayasofya'nın hüviyetine değer katan bir uygulama yaparak bir ilahiyat profesörünü sözleşmeli olarak baş imam tayin etti.

Baş imam her gün beş vakit namazda imamlık yapmıyor; belli günlerde belli vakitlerde orada bulunuyor. Daha çok ilmi faaliyetler yürütüyor. Ki geçmişte camiler aynı zamanda ilim merkezleri olduğu için bu misyonu ihya babında alkışlanacak bir yeniliktir.

Bu görevlendirme Ayasofya'ya verilen ehemmiyeti yansıtması açısından takdire şayan bir uygulamadır.

Benzer uygulamaların Süleymaniye gibi, Sultan Ahmet gibi, Fatih gibi selatin camilerinde de yapılması camilere ayrı bir veçhe kazandıracaktır.

Sadece İstanbul'da değil mesela Ankara Kocatepe camii gibi, Anadolu'nun ilahiyat fakültesi bulunan bütün illerinde tıpkı Ayasofya'da olduğu gibi ilahiyat hocaları görevlendirilebilir.

Ayasofya imamına tahammül edemeyen seküler kesim benzer uygulamanın bütün illere yayılmasından elbette rahatsız olacaktır.

Ancak önemli olan caminin yolunu bilmeyenlerin değil camie devam edenlerin kanaatleridir.

Her alanda kalitenin artmasını isteriz.

Cami görevlileri arasında böylesine akademisyenlerin bulunması kaliteyi yükseltecektir.

Cemaati ilmiyle aydınlatacak akademisyenlerin camilerde görevlendirilmeleri FETÖ benzeri sapkın gruplara karşı yapılan mücadeleye de katkı sağlayacaktır.

Belki Ayasofya modelinde olduğu gibi görevlendirme mümkün olmayabilir. Ama belli günlerde ders ve vaaz programları yapılarak ilahiyat fakültelerindeki akademisyenlerden faydalanılabilir.

Eskiden Cuma hatipliği vardı mesela! Şehrin büyük camilerinde Cuma hutbesini akademisyenler okuyabilir veya namaz öncesi vaaz görevi verilebilir.

Hatırlıyorum geçtiğimiz yıllarda Tokat Müftülüğü ilahiyat hocalarından Mustafa Canlı beye Şifa dersi verdiriyordu. (Şifa dedimse piyasadaki tıbbi kitaplar anlaşılmasın. Bütün yönleriyle Peygamber Efendimizi tanıtan Kadı Iyaz tarafından kaleme alınmış olan Şifa-ı Şerifi kastediyorum.)

Bilmiyorum belki benzer uygulamalar bazı illerimizde devam ediyordur.

Fakat Ayasofya modelinin etkin bir model olduğu tartışılmaz.

Tabi ki görevlendirmelerde Ayasofya baş imamı Profesör Mehmet Boynukalın gibi ilminin hakkını veren ihlaslı ilim adamları seçilirse faydalı olur.

Benzer uygulamanın yaygınlaşması temennisiyle Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kutluyorum.