Yaz boyunca elimdeki hatýrat kitaplarýný okumayý planlamýþtým. Son okuduðum iki hatýrat iki farklý siyasi kimliðin hatýratýydý.
Birinci kitap, 'Tahta Bavulla Çýktým yola, Siyasette 40 yýlýn anýlarý'(Doðan Kitap) kitabýyla siyasetin sol kanadýnda önemli görevlerde bulunmuþ Mustafa Özyürek Bey'e aitti.
Ýkincisi siyasetin sað kanadýnda yer almýþ 'Hatýralarla Devlette 45 yýl'(Boðaziçi Yayýnlarý) kitabýyla Vahit Erdem Bey'e aitti.
Her iki þahsiyetin ortak özelliði Anadolu'nun baðrýndan kopmuþ yoksul muhafazakâr ailelere mensup olmalarýydý.
Her ikisi de devlette çok önemli görevler deruhte etmiþler ve siyasette de önemli görevler almýþlar.
Her ikisinin de muhafazakâr aile mensubu olmalarýna raðmen farklý dünya görüþlerine sahip olmalarý dolayýsýyla farklý siyasi partilerde bulunmalarýnýn temelinde gençlik yýllarýnda içinde bulunduklarý topluluðun etkili olduðu anlaþýlýyor.
Kitaplarý okuyunca, Mustafa Bey'in Mülkiye'deki çevresinin etkisiyle sol görüþü benimsediði, Vahit Bey'in ise Kabataþ Lisesi yýllarýnda Samiha Ayverdi hanýmýn rahle-i tedrisinden geçmiþ olmasý hasebiyle, milliyetçi muhafazakâr bir kimliði benimsediði kanaati oluþtu!
Mustafa Bey, olaylara mensup olduðu sol perspektiften bakarken, Vahit Bey, muhafazakâr milliyetçi pencereden bakarak deðerlendirmiþ.
Mustafa Bey bir dönem medyada çalýþtýðý için müþterek bir tarafýmýz da var.
Lakin her iki þahsiyetin bir diðer ortak yönü de her ikisinin de siyasi hayatlarýnda dürüst, kanaatkâr ve sabýrlý davrandýklarý, ayak oyunlarýna teþebbüs etmedikleri ve Anadolu insanýnýn erdemini koruduklarý görülüyor.
Mustafa Bey'in SODEP'te baþlayan aktif siyasi hayatý boyunca ihtirastan uzak bir profil çizdiði görülüyor. Kimsenin ayaðýna basmadan sabýrla sýrasýný beklemiþ gibi bir izlenim býrakýyor insanýn üzerinde.
22. Dönemde hem Mustafa Bey'le hem de Vahit Bey'le 5 yýl ayný çatý altýnda bulunduk. Vahit Bey, AK Parti Milletvekili olduðu için ayný taraftaydýk. Ama Mustafa Bey'le karþý taraftaydýk ve meclis çalýþmalarýnda aramýzda hayli çetin tartýþmalar kayýtlara geçti. Kitabýnýn bir bölümünde naklettiði tutanaklarda benim müdahalelerime de yer vermiþ.
Vahid Bey, meclise devletin en üst kademelerinde görev yapmýþ donanýmlý bir bürokrat olarak girdi.
Milletvekilliðinden önce 15 sene DPT'de çalýþmýþ, TOKÝ ve Savunma Sanayi Müsteþarlýðýnýn kurucusu olmuþ, Cumhurbaþkanlýðý Baþdanýþmanlýðý yapmýþ, TBMM Genel sekreteri olmuþtu.
Görevlerinin tamamýnda devletin en yüksek merciine baðlý olarak çalýþmýþ, ANAP döneminde milletvekilliði teklif edilmiþ ama siyasetin o malum çarký sebebiyle seçilemeyecek sýraya konduðu için nasip olmamýþ.
TOKÝ Baþkanlýðýndan beri medyadan takip eder Vahit Bey'i beðenirdim. Hatta neden Vahit Erdem ve Köksal Toptan gibi þahsiyetler bizim partimizde deðiller diye hayýflanýrdým.
AK Parti bu deðerli þahsiyetleri 22. Dönemde meclise taþýmýþ ve önemli görevler vererek birikimlerinden istifade etmiþtir.
Vahit Bey vekillik öncesi bulunduðu üst düzey görevlerin tecrübe ve birikimiyle parti içinde bazen da dýþýnda farklý fikirleri gündeme getirmekten çekinmemiþtir. Kitabýnda belirttiði gibi, 'Eleþtirileri yaparken siyaset yaptýðým, Anavatan Partisi'ne ve AK Parti'ye zarar vermek gibi bir niyetim asla olmamýþtýr.'
Vahit Bey'in hatýratýný satýrlarýn altýný çizerek ve 9 sayfalýk notlar alarak okudum. Kendisine katýlmadýðým ve hatta eksik ve yanlýþ bulduðum yerler var, ama bugün konumuz o deðil. Bugün bu iki farklý kesimdeki siyasetçinin örnek tavrý.
Ýki siyasetçi de benim anladýðým kadarýyla, önemli görevler üstlenmiþ olmalarýna raðmen partilerinden umduklarý ilgiyi görmediklerini ima ediyorlar!
Ama her ikisinin bir ortak özelliði de bugün aktif siyaset yapmýyorlar ama birilerinin yaptýðý gibi medyaya çýkýp kendi partileri aleyhinde atýp tutmuyorlar.
Þahsiyetli davranýyorlar!
Bugün listeye alýnmadýðý için veya bir teklifi kabul edilmediði için yahut da bir isteði yerine getirilmediði için eski partisine ve genel baþkanýna söylemedik laf býrakmayan siyasetçileri görünce bu iki örneði hatýrlatmak istedim.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!