Aşı zorunlu olmayacaksa da zorlayıcı olmalı

Artık koronavirüsle mücadelenin en ciddi safhası olan aşı dönemine girmiş durumdayız.. Aşı ya da tedaviye karşı çıkan bazı grupların, sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde anarşist çıkışlarını görüyorsunuzdur.. En akla yatkın gibi görünenlerden en sürrealist olanlara kadar geniş bir yelpazede tedavi ve aşı karşıtlığı almış başını gidiyor.. ‘Aşının içinde bir çip olacak ve vücuda zerkedilecek’ diyeni bile gördük değil mi?.. Hatta aşının ya da tedavinin zorunlu olması gerektiğini savunan bilim adamlarının nasıl hedefe konduğunu..

***

Kimse kusura bakmasın. Aralarında benim eski dostlarımın da olduğu çok çeşitli insanlardan garip garip savunmalar okuyorum. Bu tavrım nedeniyle, bana gönül koyacaklarsa sadece gönül değil mesafe de koysunlar bir zahmet.. Zira dünya, benzerine 100 yılda bir rastlanacak bir büyük belayı defetmek üzereyken hiç biriyle uğraşacak halimiz bu zırvalarla kaybedecek zamanımız yok..

***

Ben ilk aşı olanlardan biriyim.. Aralık 14’te ilk dozu yaptırdım. Pazartesi günü de en son ikinci dozu oldum. Şimdi antikor üretip üretmediğini görmek için bekliyoruz.. Çok kısa süre içinde 3 milyon doz aşı da risk gruplarına göre belirlenen takvim içinde yapılacak. Şimdi biz tedbirimizi alacağız. Mücadelenin her safhasında kurallara uyacağız, ‘temizlik/maske/mesafe’den ödün vermeyeceğiz. Sen kalkacaksın korona partilerinde dolaşacaksın, maskeyi reddedeceksin, aşıda çip var diyeceksin.. Olmaz olmaz.. Olmaz.. Sadece kendine olsa zararın hiiç önemli değil. Ama bu salgının kontrol altına alınması için en azından %60-70 oranında aşılamanın tamamlanmış olması gerekiyor. Bir taraftan bu hazırlık yapılırken bir taraftan böyle bir direnç olması en basit tanımla, kevgire su doldurmaya çalışmak gibi bir şey oluyor..

***

Devlet ne karar verir bilemem. Zorunlu olmayacağını ve kimseyi aşıya zorlamayacaklarını söylüyorlar. Zaten vücut dokunulmazlığı nedeniyle zorla kimseye aşı yapamazsınız.. Ama bana kalırsa bunun bile bir yolu olmalı.. Ya da en kötü ihtimalle aşıyı reddetmenin bir maliyeti olmalı.. Şimdi nasıl ki AVM’lere HES kodu sorgulamasıyla giriliyor, toplu taşımaya da öyle.. Mart 2021’de herkesin aşısını yaptırmış olması varsayılmalı ve Nisan 2021’den itibaren aşı yaptırmayanların toplu taşımaya, kalabalık mekanlara, devlet dairelerine vesaireye girişi kısıtlanmalı..

***

Koronavirüsle mücadelenin bundan sonraki evresi, zevzevkliğe yer bırakmayacak kadar ciddiyetle takip edilmeli.. Bu işin şakaya gelir tarafı yok..