Avrupa'da savaþ söylemi neden yükseliyor?

NATO'nun Norveçli Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Avrupa ülkelerine Rusya ile onlarca yýl sürecek bir çatýþma ihtimaline karþý hazýrlýk yapýlmasý çaðrýsýnda bulundu:

Stoltenberg, "NATO, Rusya ile savaþ istemiyor. Ancak onlarca yýl sürebilecek bir çatýþmaya hazýrlýklý olmalýyýz" dedi.

Geçenlerde Ýngiltere'nin Hint kökenli Baþbakaný Rishi Sunak da, "Birleþik Krallýk savaþa hazýr" açýklamasý yapmýþtý.

Alman siyasetçiler de uzun zamandýr "Rusya tehdidi" ve "savaþa hazýr olmak" kalýplarýný dillerinden hiç düþürmüyorlar.

Hadi... Stoltenberg, Atlantik'in öte yakasýndaki Strausçu Neoconlar'ýn kör stratejilerinin sözcülüðünü yapýyor da,

Britanya'nýn ve özellikle, Ukrayna krizinden bu yana sanayisi krizine giren ve hatta ABD'ye baðýmlýlýðý her geçen gün artan Almanya'nýn bu kadar sýk savaþ çýðýrtkanlýðý yapmasýnýn sebebi ne?

Her þey insanlýðýn gözü önünde oldu oysa.

Olaylarý devamlý manipüle eden kirli bir strateji ile karþý karþýyayýz.

Biden ve Victoria Nuland'ýn kurguladýðý '2014 Maidan darbesi' ile birlikte, NATO üzerinden tamamen esir alýnan bir Avrupa'nýn krizini seyrediyoruz bugün.

Buraya gelmiþken bir hatýrlatma yapalým...

Maidan darbesi, aslýnda Polonya kökenli Amerikalý Zbigniew Brzezinski'nin satranç tahtasýndaki en güçlü hamlelerden biriydi.

Brzezinski'nin Avrasya stratejisinin iki amacý vardý:

Birincisi, Rusya'nýn kuþatýlmasý...

Ýkincisi de, gelecekteki bir meydan okumayý doðurmamasý için Avrupa'nýn kontrol altýna alýnmasý.

Ýster kabul edelim ister etmeyelim, NATO Rusya'ya karþý boðazýna kadar savaþa batmýþ durumda.

Ve bu yüzden Ukrayna Avrupa'nýn bataðý haline geldi.

Öte taraftan, ekonomist Michael Hudson'ýn dediði gibi, "Ukrayna savaþýyla birlikte Avrupa, Rusya ile ticareti kesince daha ucuza aldýðý gazý, petrolü, gübreyi ve diðer hammaddeleri çok daha yüksek fiyatlarla almak için ABD'li tedarikçilere baðýmlý hale geldi."

Çiftçiler ayakta...

Sanayiciler þikâyetçi.

Avrupa'da özellikle eski siyasetçiler, NATO ittifakýný sorguluyorlar.

Avrupa Birliði fikrine sadýk eski siyasetçiler, "Ýttifak mý? Bir üyenin diðer üyelere esasen zarar vermeye ve onlarý incitmeye çalýþtýðý bir ittifak nasýl bir ittifaktýr?" feveranýný yükseltseler de, finansal kriz ve onun doðal sonucu olan sanayisizleþme ile birlikte yaþanan toplumsal kriz, siyasetin aklýný yok ettiði için feveranýn karþýlýðý yok.

"Kapitalizmin son kodu faþizmdir" demiþti Fransýz Gilles Deleuze.

Avrupa siyaseti, "ýrkçýlar ile sözde özgürlük adýna oluþturulan yozlaþmýþ kimlik tasarýmýna ait figürler" arasýnda bir tercihe zorlanacak bu gidiþle.

Yani ýrkçý Gert Wilders ile eþcinsel Gabriel Attal arasýnda sýkýþýp kalmýþ bir kýta. Bunlar birer gösterge.

Baþka bir Fransýz, tarihçi Emmanuel Todd de "Batý'nýn nihai çöküþüne þahit oluyoruz" diyor.

Todd, çöküþün kaynaðýný da gösteriyor:

"Amerikalýlarýn takýntýsý Almanya ve Rusya arasýndaki iþbirliðine engel olmak. Bu Amerikalý liderlerin uyguladýðý terör. Ama baþarýsýz olacaklar, zira Batý kaybedecek. Kazanacak olan gerçekliktir. Avrupa'nýn baþýna gelebilecek en iyi þey ABD'nin çekilmesidir. Amerikan yönetici sýnýfý ahlaktan yoksun, artýk dini yok, ondan geriye kalan tek þey para ve savaþ saplantýsý ve tüm dünyada kaos yaratmaktan zevk almak."

Kriz çok derin yani.

Todd'ün temennisi gerçekleþir mi?

Hiç zannetmiyorum...

Bilinen kavramlar, en azýndan neoliberal evrende oluþmuþ ezberler, bizzat krizin kaynaðý, hatta savaþ çýðýrtkanlýðýnýn tam da sebebi.