Sevil NURİYEVA İSMAYILOV
Sevil NURİYEVA İSMAYILOV
Tüm Yazıları

Azerbaycan'ın yeni dönemdeki yeni hamleleri

Devleti yöneten kişilerin halk nezdindeki karşılığı, nabız yoklamaları ile belirlenen itirazlara kulak veren, bu itirazların esas temel sebeplerini ortadan kaldırma yolunda ciddi adımlar atmakla, şunu yapmaya çalışıyor. Bölge ve özellikle Azerbaycan, jeopolitik olarak büyük güçlerin odak noktası olduğu için, her türlü faaliyetlere zemin söz konusudur. Bu sebepten Başkan Aliyev, toplumdaki sesleri teker teker dinleyerek, değişim dönüşüm sürecini başlatmakla eski kafa yapısını, hiç bir grupla hatta devletle bağı olmayan yeni isimlerle değiştirmeyi hedefledi.

Başkan Aliyev açık ve halkın gözü önündeki konferans toplantılarında, "Dışişlerindeki diplomatlar arasında ihanetkârlar var demesi", halka bir şeylerin ters gittiği ve bu tersi düzeltme yolunda gayret içinde olduğunun sinyalini vermekteydi. Yeni dönem; alışılmamış tarzda memurların faaliyeti, halkın gözü önünde eleştirildi ve değişim için adımların atıldığı, halka fiili olarak gösterilmeye başladı.

Azerbaycan; Ermenistan sınırında gerilim başlaması akabinde, Azerbaycan Devleti'nin gösterdiği dirayetli duruş, her durumda vatan savunması konusunu başarılı şekilde sonuçlandırabilecek gücün de göstergesi oldu. Tabii burada Türkiye’nin gösterdiği destek olağanüstü mesaj içerdi, ister Ermenistan isterse destekçisi güçlerin Azerbaycan-Türkiye arasındaki ilişkilerin sahaya nasıl yansıyacağını, kriz ortamında bile bunun nasıl agresif meydan okuma moduna görebileceğinin de sinyali vermiş oldu.

Azerbaycan öyle bir kale ki, Kafkasya'da güçlü ve istikrarlı biçimde dimdik durması hayatidir.

Son olaylar üzerinden okuma yaparsak; askeri, jeopolitik ve sosyolojik olarak Türkiye - Azerbaycan ilişkilerinin geldiği noktanın nasıl bir zirve yaptığına şahitlik etmekteyiz. Burada Türkiye ve Azerbaycan'ın siyasi iradesinin, bu noktaya varılmasında gösterdiği çaba, inkar edilemeyecek kadar tarihe not geçmekte.

Bugün, Azerbaycan’ın yeni Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ilk dış ziyaretini Türkiye'ye gerçekleştirmekte.

Başkan Aliyev'in, açık konferans toplantısında "Dışişlerindeki diplomatların arasında ihanetkârlar var" demesi üzerine, Dışişleri Bakanlığında değişime gidilmesi açık ve net bir şekilde, gözlerin bu kuruma yönlendirmesine neden olmuştur.

Azerbaycan Devleti'nin komşu olduğu ülkelere ve geçmiş siyasi hayatı serüvenine bakıldığında devlet içinde ve dışındaki 5. kolun faaliyetlerinin doruk noktasının, gözle görülür boyuta geçmesini bir tarafa not edelim! Bu gidişat içinde değişime halk nezdinde hiç bir gruba ve devlete bağı olmayan yerli ve milli kadroların devreye sokulması, Azerbaycan açısından yeni dönemin başlangıcı manası taşımakta.

Bakan Ceyhun Bayramov'un kimliğine bakıldığında ise, bunu açık ve net görebiliyoruz. Hem hukukçu, hem ekonomist olan Bakan Bayramov'un bundan önceki Eğitim Bakanlığı döneminde faaliyetine bakıldığında, rüşvetsiz, temiz ve şeffaf yönetim anlayışı ile olaya hakim duruşu ile bize bundan sonraki Dışişleri Bakanı olarak nasıl bir profil sergileyeceğinin kanıtıdır. Dolayısı ile Başkan İlham Aliyev ve özellikle bu değişim sürecinin esas destekçisi gibi ön plana çıkan Başkan Yardımcısı Mihriban Aliyeva'nın yeni dönem kadrolarına bakış açısını, yeni Dışişleri Bakanı üzerinden de şöyle nitelendirebiliriz.

Hiç bir gruplaşma ve devletle bağı olmayan, devlet içinde hiç bir ekiple yol yürümeyen, halktan çıkan ve eli yüzü rüşvete bulaşmayan, milli ve yerli kadrolarla yeni yol inşası sürecini başlatmak.

Bu dönemde ülkedeki yerli ve milli değerleri benimsemiş, tecrübeli muhalif siyasilerle istişare dönemine girmek. Bu konuda atılan adımlara bakıldığında, Cumhurbaşkanlığı nezdinde iç dengeler açısından siyasi analiz yapan ve köprüler atan kurumun başına Adalet Veliyev'in getirilmesi de bize şunu izah etmekte. Ülke kendi içinde başkalarının parmağı olmadan açık yaraları kapatma yolunu tercih ediyor. Muhalif güçlerle bir masada oturmak için Adalet Veliyev gibi deneyimli bürokratın getirilmesi, dostları çoğaltma modunun seçilmesi, Azerbaycan'da güzel şeylerin olacağına işaret ediyor. Eski kafa ve tabii ki devlet içine perçinlenmiş çeşitli menfaatçilerin elinin kolunun olması, devlet içinde paralel güçlerin nasıl bir tehdit oluşturabileceğinin sinyalini vermekteydi. İşte bu nedenle yerli ve milli kadroların devletin içinde kalıcı hale getirilmesi ve bu ağır dönemde kendi ülkesine ve devletine bağı sağlam olan, sağlam yol inşası modunu tercih ediyor, Azerbaycan. Bu yeni değişim döneminin sabote edileceği ve edilmek istendiği açıktır. Lakin bu dönemi sağlam adımlarla Azerbaycan yola revan olursa, yeni tehditlere kapıyı kapatmış olacaktır. Tabii ki burada en önemli esas faktör halktır. Halkı ile birlikte yol yürüyen hiç bir güç, kaybetmemiştir! Azerbaycan bu yolu daha da sağlamlaştırmayı tercih etmekle, kapısına dayatılmak istenilen büyük felaketlerin önünü devlet aklı ile alacağı kuşkusuzdur.