B planı

Önceki yazımızda Gazze katliamında oyun kuranın, bu saldırıyı azmettirenin Amerika olduğunu ve bu katil devletin birden fazla hedefe ulaşmak için yola çıktığını, ancak kurduğu oyunun çökmesi üzerine B planına geçtiğini yazmıştık.

Amerika'nın B planının da;

1. Gayri resmi yollardan, işgal edemediği Filistin'i oldubittiye getirerek resmi yollardan işgal etmek.

2. Filistin'de kendi güdümünde hareket edecek bir siyasi iktidarı iş başına getirmek.

3. Yaşanan soykırım ve katliamı Netanyahu'nun üzerine yıkarak kendisini bu işten sıyırmak ya da bir başka deyişle bu işten paçayı kurtarmak.

4. Filistin'de olduğu gibi İsrail'de de Netanyahu'yu tasfiye ederek kendi güdümünde bir iktidarı işbaşına getirmek olduğunu sıralamıştık.

Sonrasında hedeflere bakıp da tüm bunlar nasıl gerçekleşecek diye meraklanmayın; şeytan Amerika'da hepsinin bir çözümü var, bir sonraki yazımız da bu çözümlerin neler olduğunu, Amerika'nın bu hedeflere ulaşmak için ne tür planlar yaptığını tek tek anlatacağız demiştim.

İşte o güne geldik.

O halde başlayalım...

Filistin'in İşgali...

Amerika'nın planına göre İsrail'in yapmış olduğu saldırılar karşısında Gazze'nin 15 gün içinde düşmesi ve o topraklarda şu an İsrailli teröristlerin cirit atıyor olması lazımdı.

Ancak hesap tutmadı.

Gazze'de Filistinliler tarihi bir destan yazdılar ve inanılmaz bir direnişle topraklarını terk etmeden soykırıma göğüs gerdiler.

Bu beklenmedik durum karşısında Amerika B planına geçti ve Gazze'nin işgali için "uluslararası güç" kozunu sahaya sürdü.

Amerika bu yolla İsrail'in yapamadığını yapmayı, daha önce Irak'ta uyguladığı Çekiç güç benzeri bir modelle Gazze'yi resmi yollardan işgal etmeyi planlıyor.

Plan öyle şeytanı ki...

Amerika tepki oluşumunu önlemek için bu gücün kendi önderliğinde, İngiltere kontrolünde, muhtelif Avrupa ülkeleri ile bölge Arap ülkelerinden oluşmasını istiyor.

Amerika'nın planı; bu güç Gazze'yi işgal eder etmez öncelikle direnişin liderlerini, kanaat önderlerini, toplumu yönlendiren lider statüsündeki kişileri katletmek, ardından girilemeyen tünelleri imha etmek.

Gelelim bir sonraki plana...

İşbirlikçi Yönetim...

Amaz hepinizin bildiği gibi bir siyasi parti.

Ama buna rağmen kendisi terörist olan İsrail ve Amerika tarafından bir terör örgütü gibi tanıtılıyor.

Amerika'nın ortaya attığı bir yalanda şu anki Hamas'ın Filistin halkını temsil etmediği.

Oysaki Hamas 2006 seçimlerinde batının onca engeline rağmen 132 sandalyeli meclisin 76'sını kazandı.

Ancak bu ezici üstünlüğe rağmen iktidar Hamas'a verilmedi. Çünkü plan gereği iktidarın Batı'nın kuklası, işbirlikçi Mahmut Abbas'da olması gerekiyordu.

Filistin'de bugün seçim yapılsa Hamas ve lideri Heniyye ezici bir üstünlükle seçimleri kazanır, ancak bu asla yapılmaz.

Çünkü Amerika'nın planına göre Gazze'nin işgalinden sonra iktidar ya Mahmut Abbas'da olmalı ya da Dahlan gibi satılık bir kimlikte.

Günah Keçisi Netanyahu...

Amerika ve Biden Gazze'de insanlığın en aşağılık soykırımlarından birinin yaşandığının farkında.

Bu açıdan bakıldığında hem İsrail hem Amerika hem Biden hem Netanyahu öylesine bataklığa saplanmış durumdalar ki inanılmaz.

Adı geçen katiller bu işin sonunda birilerinin kellesinin gideceğinin farkındalar.

Özellikle Amerika bütün dünyada çok büyük nefret uyandıran bu süreçten bir şekilde kendini kurtarmanın yollarını arıyor.

Bu işten kurtuluşun tek yolu bütün faturayı Netanyahu'ya ödetmek ve sonunda "Ya sormayın şu Netanyahu yok mu, bütün iş onun başının altından kalktı. Çok uğraştık, çok söyledik dinletemedik, her yolu denedik durduramadık." edebiyatı yapmak.

Eğer Amerika bunu başarırsa hem bu kirli ve kanlı işten kendini sıyırmış olacak, hem de o hiç istemediği Netanyahu iktidarını tasfiye etmiş olacak.

Uzun lafın kısası Amerika bir taşla iki kuş vuracak ve hem Netanyahu katilinden kurtulacak hem de İsrail'in başına kendine hizmet eden bir siyasi iktidarı getirmiş olacak.

Aman Dikkat...

Türkiye olarak bu kanlı tezgâhı bozmak istiyorsak Amerika'nın uluslararası güç oyununu mutlaka bozmalı, Hamas'ı temizleme operasyonunu muhakkak engellemeliyiz.

Bu oluşumu engellemek için konuyu devletlerarası diplomasiye taşımalı, gerekirse bu uğurda Rusya'yı ve Çin'i yanımıza alarak oluşumu engellemeliyiz.

Her şey olumsuz gittiği takdirde ise mutlaka oluşumun içinde bizde olmalıyız.