Mektup

Ülkemiz dünyanın en güvenilir ülkesi.

Bize de gurur duymak düşer.

Ülkemizi temsil eden liderimiz dünyanın en itibarlı lideri.

Bize de övünmek düşer.

Üzerinde yaşadığımız topraklar; dini, dili, etnik kökeni ne olursa olsun her dara düşenin sığınmak istediği, dertlilerin derdine çare aradığı, mazlumların kendini güvende hissettiği topraklar.

Bize de caka satmak düşer.

Şimdi içinizden "Yahu biz zaten tüm bunların farkındayız, niye yazıyorsunuz ki" diyebilirsiniz.

Sakın yanlış anlamayın benim burada yazdıklarım sizlere değil.

Benim burada lafım; kiniyle boğuşanlara, tablo bu iken keyfini sürmek yerine kininde boğulanlara.

Benim burada cümlelerim böylesi anlaşılmaz insanlara.

Kıblesi Batı Olanlar...

Bu tür sarmala girip dolananlar genellikle kısır döngünün içinde boğuşanlar, kendi doldurduğu kapta boğulanlardır.

İnceleyin böylesi tiplerin tamamı Batı hayranıdır.

Bunlar yeter ki Batı'dan gelsin, ne gelirse gelsin mantığıyla hareket ederler.

Batı'dan gelen her şeyi koşulsuz, karşılıksız kabul ederler, çünkü yabancı hayranlıkları yalakalık boyutundadır.

İşte sözüm, yazdıklarım tam da böylelerine.

Şimdi bunlara sesleniyorum...

Bakın, Elin Oğlu Neler Diyor...

Haberiniz var mı bilmem ama geçtiğimiz günlerde o hayranlık duyduğunuz, ne gelirse gelsin kabulümüzdür dediğiniz Batı'dan, o Batı'nın yere göğe sığdıramadığı İsrail'den bir mektup geldi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a.

Şöyle diyor mektup; Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve başkanlık ettiği Türkiye'ye:

"Bölgenin büyük güçlerinden birinin lideri ve Orta Doğu'da geniş etkisi olan biri olarak eşsiz bir konuma sahipsiniz.

Ne o!..

Okuduğunuz cümle Erdoğan deyince, Türkiye deyince suratlarınız düşüverdi.

Ne o sevinmediniz mi yoksa?

Cümleye kılıf takamıyorsunuz çünkü tespit Batı'dan.

Yazılanı inkâr edemiyorsunuz çünkü kelam Batı'dan, üstelik yazılanların hepsi doğru.

Oku...

Şimdi sizlere hikâyenin tamamını yazayım da hasedinizden biraz daha çatlayın.

Mektubu yazanlar HAMAS'ın esir aldığı İsraillerin yakınları.

Esir aileleri yakınlarını kurtarmak için sık sık İsrail hükümetini protesto ederek seslerini duyurmaya, dertlerini anlatmaya çalıştılar ancak umduklarını bulamadılar.

Çaresiz kalan insanlar, çareyi dünyada en güvenilir ve en etkili lider olarak gördükleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'a mektup yazmakta buldular.

İşte O Tarihi Mektup...

Ekselansları,

7 Ekim'de kaçırılan ve HAMAS tarafından rehin tutulan rehinelerin ailesi olarak benzeri olmayan acı ve ıstıraba yol açan bu krize insani bir müdahalede bulunmanızı istiyoruz. Kaçırılmalarından beridir çocuklarımız, eşlerimiz ve yaşlı ebeveynlerimizle iletişim kuramıyoruz.

Kendilerinden hiçbir haber alamadık.

Bölgenin büyük güçlerinden birinin lideri ve Orta Doğu'da geniş etkisi olan biri olarak büyük destekte bulunabileceğiniz eşsiz bir konuma sahipsiniz.

Çocuklarımızın, kardeşlerimizin ve ebeveynlerimizin nerede olduklarını bilmiyoruz. Sağlık durumlarından ve hayatta olup olmadıklarından haberimiz yok.

Korkunç bir acı altındayız.

Sizin de bildiğiniz gibi zaman çok önemli. Her geçen saat rehinelerin durumunun kötüleştiğinden endişeleniyoruz.

Bu yüzden sizlere tüm gücünüzle rehinelerin hayatta olup olmadığını öğrenmeniz, tıbbi ihtiyaçlarını karşılamak için aracı olmanız ve derhal salıverilmelerini sağlamak için sizden insani bir istekte bulunuyoruz.

Saygılarımızla,

Rehineler ve kayıp aileler forumu adına

Meirav Lesham Gonen, Romi'nin annesi

Malki Shem-Tov, Ömer'in babası

Uzun Lafın Kısası...

Diyor ki İsrailliler; şu an dünyada özü sözü bir, en güvenilir, onurlu ve omurgalı olan, ipiyle kuyuya inilecek, sadece insanlık için çalışan tek lidersiniz. Yardım edin.

Evet, sahadaki gerçek bu.

Şimdi bu gerçeği biz söyleyince yandaş diyorsunuz, hemen bir kılıf takıyorsunuz. Ama bu kez söyleyen İsrailliler.

Bakalım bunlara ne diyeceksiniz?

Gündeme bir an da bomba gibi düşen bu mektup iki Hristiyan devlet Ukrayna ve Rusya'nın arabulucu olarak sadece Müslüman ülke Türkiye'ye güveniyoruz demeleri kadar önemli bir olay.

Ya Avrupa...

Hadi bu durumu bizde işi ülkeye düşmanlık olanlar görmüyor onu anladık da Avrupa'daki zevata ne demeli.

Biden... Sholz... Macron... Sunak...

Lideriz diye ortalıkta geziniyorsunuz.

Yav insan "Kardeşim bu İsrailliyi pamuğa sarıyoruz, her türlü yalakalığı yapıyoruz, paraysa para silahsa silah her türlü desteği veriyoruz ama adamlar yine de gidip Erdoğan'a sığınıyorlar, ona güveniyorlar. Biz nerede yanlış yapıyoruz." demez mi?

Demez...

Neden?

Çünkü Erdoğan ve Türkiye düşmanlığı akıllarını almış, gözlerini kör etmiş de ondan.

Görmüyorlar, anlamıyorlar, anlamak istemiyorlar...

Ama merak etmeyin. Bir gün muhakkak görecekler, anlayacaklar ama o zamanda iş işten geçmiş olacak.