Baba malý tez tükenir!

31 Mart seçimleri siyaset dünyasýnýn altýný üstüne getirdi.

Muhalefeti de iktidarý da derinden etkileyen bir seçimdi.

Bu etki CHP'ye pozitif olarak yansýrken diðer bütün partilere negatif olarak yansýdý.

Her ne kadar en zayýf genel baþkanýyla en þaibeli dönemde en büyük baþarýyý elde etmesi CHP yönetimine pozitif olarak etki ettiyse de; CHP'nin yenilgisi üzerine hesap yapan CHP içindeki muhaliflere de negatif etki ettiði aþikârdýr.

Seçim sonuçlarý baþta Özgür Özel olmak üzere CHP yönetiminin elini güçlendirirken dönüþ hesaplarý yapan parti içi muhaliflerin de ümitlerini söndürmüþtür!

YRP hariç, CHP dýþýndaki muhalif partiler de bu seçimlerden ya tarih olarak ya da büyük yaralar alarak çýkmýþtýr.

ÝYÝ Parti, GP, SP, DEVA, DP'ye seçmen kýrmýzý kart göstermiþtir.

Cumhur Ýttifaký ise büyük yara almýþtýr.

MHP, Amasya, Kastamonu, Kütahya, Manisa ve Bartýn'ý CHP'ye kaptýrmýþtýr.

AK Parti ise, Adýyaman, Afyon, Aðrý, Balýkesir, Bursa, Denizli, Giresun, Muþ, Nevþehir, Þanlý Urfa, Uþak, Yozgat, Zonguldak, Kýrýkkale ve Kilis'i muhalefet partilerine kaptýrmýþtýr.

Millet böyle uygun görmüþtür o yüzden seçmende kusur aramak evin içinde kaybettiðini bahçede aramak gibi bir tutarsýzlýktýr.

Milli iradeye saygý esastýr.

Daha önce de temas ettim. Seçim sonuçlarýndan çýkan en önemli derslerden biri seküler kesim CHP etrafýnda konsolide olmuþ, muhafazakâr kesim ise tavaif-i müluk (küçük olsun benim olsun) hastalýðýna duçar olarak daðýnýklýðýnýn akýbetini yaþamýþtýr.

Dikkat geçen önemli bir husus ise Cumhur Ýttifaký'nýn kaybettiði illerin ve ilçelerin bir kýsmýnýn AK Parti ile MHP yarýþýrken CHP'nin aradan sýyrýlmasýdýr!

Ben 2019 seçimlerinden sonra uyarmýþtým demiþtim ki 'Cumhur Ýttifaký bütün seçim bölgelerinde ittifak yapmalý birbiriyle yarýþmamalýdýr.' Madem ittifak yapýlýyor bütün il ve ilçeler bazýnda ittifak kurulmalý ve muhalefete belediye kaptýrýlmamalýdýr.

Bu hatayý tekrar etmenin sonucu ortadadýr. Kastamonu ve Amasya gibi bazý illerimizde ve kimi ilçelerimizde AK Parti ve MHP birbiriyle yarýþýrken belediye muhalefete kaptýrýlmýþtýr. Ayrýca AK Parti ve MHP ittifak bölgelerinde dayanýþma içindeyken bu bölgelerde birbiriyle yarýþmanýn getirdiði etki ile iki parti mensuplarý arasýnda gerginliðe de sebep olmuþtur.

Seküler kesim Cumhur Ýttifaký'na kazandýrmama ilkesi etrafýnda konsolide olduðu gibi muhafazakâr kesimin de deðerlerine savaþ açmýþ olan seküler kesime kazandýrmama ilkesi etrafýnda toplanmalýydý!

'Ehven-i þerreyn ihtiyar olunur' diye bir kural vardýr!

Bu baðlamda olmasý gereken ittifak, CHP TÝP ve DEM gibi seküler kesimin partilerine karþý AK Parti, MHP, BBP, DP, GP, SP, YRP, DEVA ve kendisini muhafazakâr kanatta tanýmlayan tüm partilerin seküler kesime kazandýrmama ittifakýdýr.

14 Mayýs seçimlerinde AK Parti MHP, BBP, DSP Hüdapar ve YRP'nin ittifaký baþkanlýðý kazandýrdý.

Tek sebep deðil ama ittifak saðlanamamasý 31 Mart seçimlerinde CHP'yi bu þekilde öne çýkardý.

AK Parti ve MHP bile kimi seçim bölgelerinde ittifaký terk edince aradan CHP sýyrýldý. Kimi ilçelerde de YRP'nin oylarý bölmesi sayesinde seçimi CHP kazandý.

Partilerin aldýðý oy oranlarýna bakýldýðýnda CHP'nin muhafazakâr kesimin daðýnýklýðýndan istifa ettiði görülür.

Bu noktada muhafazakâr partilerin tümümün sorumluluk taþýdýðýný düþünüyorum.

Muhafazakâr partiler benim olsun küçük olsun anlayýþýndan vazgeçmedikçe kendi aralarýnda ortak rakiplerine karþý birleþmedikçe özlenen baþarý elde edilemez.

Oy oraný büyük olan partiler seküler zihniyete karþý kendisine ideolojik yakýnlýðý olan partiler lehine fedakârlýk yapabilmelidir. Bir belediye de CHP'li biri yerine SP'li YRP'li, GP'li DEVA'lý birini tercih edebilmelidir!

Seçmen desteði düþük olan muhafazakâr partiler de imkânsýzý isteyerek ittifaký engellememelidir!

Ayrýca hiçbir parti, liderinin ya da atasýnýn büyük adam olmasýný istismar etmemelidir. Mevcut gücüne göre tavýr alabilmelidir.

Evet, bugün DP vardýr, onun efsanevi lideri Adnan Menderes'tir, ancak bugünkü gücü ortadadýr.

Evet GP'nin genel baþkaný eski bir baþbakandýr ama bugünkü gücü ortadadýr.

Örnekleri artýrabiliriz.

Kimsenin atasýnýn büyük insan olmasý evladýnýn doðru yolda olduðunu göstermez.

Yahut güzel bayrak taþýyor olmasý ve güzel gömlek giyiyor olmasý da onu haklý kýlmaz.

Babasýnýn adýný taþýyan eðer haklý olsaydý. Hz. Ebu Bekir'in oðlu haklý olurdu. Tam tersine fitnecilerin algýsýna kanarak Hz. Osman'ý öldürmek üzere odasýna girip kýlýç sallamýþ, Hz. Osman, "Baban senin bu halini görse ne kadar mahzun ve mükedder olurdu!" deyince müteessir ve mahcup olarak çýkýp gitmiþtir ancak daha sonra Hz. Ali tarafýndan sorguya çekilmekten kurtulamamýþtýr. Yani babasýnýn büyüklüðü -ki babasý Hz Ebu Bekir ümmetin en hayýrlýsýdýr- onu haklý kýlmamýþtýr!

Ayný þekilde elinde taþýdýðý bayrak ya da giydiði gömlek kimseyi haklý kýlmaya yeterli deðildir.

Sýffin Savaþýnda Halife Hz Ali'ye karþý ayaklanmýþ olan asiler grubunun halife ordusundaki Müslümanlarý etkilemek için mýzraklarýnýn ucuna Kuran sayfalarý takmýþ olmalarý onlarýn haklý olduðunu göstermez/göstermemiþtir!

Elinde Kur'an taþýyan herkesin de samimi ve dürüst olduðunu göstermez.

Önemli olan kiþinin kendi istikameti, ihlasý, tuttuðu yol ve amelidir!