Kurban Bayramý dolayýsýyla yaptýðým ziyaretlerde gördüm ki Cumhurbaþkanlýðý seçimi hâlâ konuþuluyor. Halkýn gündemi ekonomiyle birlikte, seçimde aðýr bir hezimete uðrayan Millet Ýttifaký'nda yaþananlar. Ýttifakýn içinde yer alan partilerin hem birbirleriyle hem de partilerin kendi bünyelerindeki kavgalarý halk yakýndan takip ediyor.
Cumhurbaþkanlýðý seçiminde hangi adaya oy vermiþ olursa olsun sohbet ettiðim kiþiler istinasýz þunu söylüyorlar: "Ýyi ki Kýlýçdaroðlu seçimi kaybetti. Bunlar ülkeyi 6 ay yönetemezlermiþ."
Benim gibi düþünenler seçim öncesi "Tek ortak noktalarý Recep Tayyip Erdoðan kör düþmanlýðý olanlar velev ki seçimi kazanmýþ olsalar bile makam mevki ve ülke kaynaklarýný hortumlamak için birbirlerini yemekten ülkeyi yönetemezler. Vadettikleri 1 Cumhurbaþkaný 7 yardýmcýlý garabet yönetim þekli ülkeyi Eski Türkiye'nin koalisyonlu karanlýk günlere geri götürür." diyorduk. Tabiî ki bu gerçeði, kör düþmanlýkla temyiz kabiliyetlerini kaybedip "Erdoðan'ýn karþýsýnda tuvalet terliði konsa ona oy veririm" diyebilenlere anlatmak imkânsýzdý.
Seçim neticelendi ve Recep Tayyip Erdoðan tekrar seçimi kazanýnca mezkûr güruhun üzerine bir serinlik çöktü. "Þu toz duman daðýlsýn bindiðin eþek mi at mý belli olur" atasözünden mülhem tuvalet terliðine bile oy verecek kadar endazeyi kaçýranlarýn çoðunluðu seçim sonrasý aldatýldýklarýnýn farkýna vardýlar. "Bir dakika, ben ne saçmalýyorum" diyerek kendilerini hesaba çekiyorlar.
Bu yazdýklarým âfâkî deðil bizzat müþahede ettiðim bir hâl. Geride býraktýðýmýz Kurban Bayramý'nda da çeþitli bayramlaþma merasimleri de bu müþahedemin saðlamasýný yapma imkânýný buldum.
Özellikle CHP ve ÝYÝ Parti genel baþkanlarýnýn seçim sonrasý hýrçýn ve halkýn sesine kulak týkayan tavýrlarý Millet Ýttifaký'ný destekleyen vatandaþlarda büyük bir þok tesiri yapmýþ. Bahsi geçen genel baþkanlara öfke büyük. Çoðu vatandaþ kendilerine karþý saygýsýzlýk olarak gördükleri mezkûr tavrýn intikamýný belediye seçimlerinde alacaklarýný dile getiriyorlar.
Meral Akþener'in partisinin kongresinde tükürük saçarak parti mensuplarýna hakaret ve tehditler savurmasý bayram sohbetlerinde ayrý bir bahis olarak konuþuldu: "Bir de baþýmýza baþbakan olacaktý. Kendi parti mensuplarýna bile hakaret ve tehdit eden bize ne yapmaz; Ne anamýz kalýr ne avradýmýz! Çok þükür seçilemediler, ucuz kurtulduk." denilerek çaylar içildi.
Akþener'in "Altýlý masa"dan "Kumar masasý" diyerek ayrýlmasý ve sonra bir þekilde ikna edilerek tekrar "Kumar masasý"na geri dönmesi ve kongrede yaptýðý konuþmayla masayý daðýtmasý da halkýn gündeminde. Bayram sohbetlerinde "Hakikaten Akþener'in dediði gibi kumar masasýymýþ. Ülkenin üzerine büyük kumar oynamýþlar, bizi de bir oralete yancý yapmýþlar da farkýna varamamýþýz" tespitini çok duydum.
Bu Kurban Bayramý çoðu insanýmýz için bir siyasi bir nefs muhasebesi oldu. "Bir musibet bin nasihatten evladýr" sözü tersinden tecelli etti: Bir hayýr bin nasihatten evla oldu!