Sanatýndan ziyade dekolte kýyafetleriyle, LGBT bayraðý sallamasýyla ve son günlerde nefret diliyle tanýnan bir görünme heveslisinin, toplumun önemli bir kesimine yönelttiði hakareti üzerine birilerinin gerçek yüzü tekrar sýrýtmaya baþladý.
Koca bir camiayý sapýklýkla itham etmesine verilen tepkilere ve yargýnýn kararýna öyle bir tavýr koydu ki o birileri, zannedersiniz ki ortada hiçbir hakaret yok sadece tepki verenler suçlu.
Bu bir zihniyet.
Bu zihniyetin siyasi temsilcileri var, medyada sözcüleri var, sivil toplum örgütleri var.
Ve bunlar kendilerini milletin üstünde gören, deðiþen Türkiye'yi hâlâ okuyamayan, etkileri tükendiði halde hâlâ borularýnýn öttüðünü zanneden arkaik zihniyet mensuplarý.
Demokrasi de insan haklarý da özgürlükler de onlara mahsus haklarmýþ gibi hareket ederler.
Bu zihniyetin siyasi temsilcisi CHP'dir.
Ýktidarlarý döneminde yeni bir ulus yaratmak için milletin tüm deðerleriyle savaþmýþtýr. O partinin genel baþkaný Ýmam Hatip camiasýna 'sapýk' diye hakaret eden þahsýn tutuklanmasý üzerine þöyle kükredi: "Sanatçýyý hemen serbest býrakýn. Farklý hayat tarzlarýna sahip gençlerin arasýnda uzun bir zamandýr barýþ rüzgârlarý esmektedir. Amacýný aþmýþ bir þakayý alýp, gençlerimizi birbirine düþürmektir hedef."
Hadsizliði görüyor musunuz? Sanatçý diyerek þaka diyerek nefret dilini savunup yargýya talimat veriyor, 'Derhal serbest býrakýn.' diyor.
Bakmayýn helalleþme aldatmacasýyla toplumun karþýsýna çýktýðýna, onlarýn gerçek yüzü iþte bu yüz.
Hakarete uðrayan seküler kesimse kýyameti koparýrlar, hakarete muhafazakâr kesim maruz kalmýþsa kýllarý kýpýrdamaz. Aksine hakaret edeni sanatçý diyerek þaka yaptý diyerek savunurlar.
Bu zihniyetin talebi herkese adalet deðildir, bunlarýn talebi sadece kendilerine adalet ve özgürlüktür.
Bu milletin ezici çoðunluðunu oluþturan muhafazakârlarýn talepleri onlara göre çaðdýþýlýktýr, yobazlýktýr!
Hele de son yerel seçimlerden sonra özellikle Ýstanbul ve Ankara belediyelerini muhafazakâr kökenli(!) adaylarla kazandýktan sonra bir özgüven kazandýlar ki tut tutabilirsen.
Mesela hâlâ 15 seçim kazanmýþ cumhurbaþkanýný hazmedemiyorlar. Üst perdeden konuþup ahkâm kesiyorlar. Tehditler savuruyorlar!
Mahmud Övür'ün dediði gibi, "Hýzýný alamayanlar da var. Kimi toplu yargýlamalar yapýlacaðýný, kimi medyaya el koyacaðýný, kimi 'TRT'de canlý yargýlamalarýn yapýlacaðýný, kimi de Menderes'in makûs kaderini hatýrlatýyor. Ýçlerindeki darbecilik hevesi de tek tipçi zihniyet de bitmiþ deðil. Ýþ öyle bir noktaya vardý ki, Atatürkçü Düþünce Derneði, 'Gerekirse Ýstiklal Mahkemeleri yeniden kurulur' bile dedi."
Tekrar malum þahsýn tutuklanmasýna dönecek olursak, mesela CHP lideri önce þahsýn Ýmam Hatip camiasýna yaptýðý hakaretin kabul edilemez olduðunu söylese sonra da tutuklamayý eleþtirse bence helalleþme iddiasýnda samimiyetinin bir delili olurdu.
Veya CHP lideri, 2020 yýlýnda terör örgütünün siyasi kanadý olan HDP'nin eþ baþkaný Selahaddin Demirtaþ'ýn hanýmýna hakaret eden þahýs tutuklanýnca da ayný tavrý gösterseydi onun gerçekten hukuktan yana olduðunu söyleyebilirdik.
Dedim ya bu bir zihniyet. Kendine demokrat baþkasýna tahammülsüz bir zihniyet!
Beðenmedikleri bir karar çýkýnca hemen yargýyý bir kiþinin yargýsý olarak, sarayýn yargýsý olarak karalama yolunu seçiyorlar. O yüzden Adalet Bakaný, 'Kimse Türk adaletini hedef gösteremez' açýklamasý yapma ihtiyacý hissediyor.
Karar yanlýþ da olabilir. Ama o yanlýþý düzeltecek hukuk yollarý da bu dönemde geniþletilmiþtir. Eskiden sadece Yargýtay'a itiraz hakký vardý. Bu dönemde hak arama yollarý geniþletilmiþtir.
Dolayýsýyla ilk mahkeme yanlýþ karar vermiþse, bir üst mahkeme olan Bölge Mahkemeleri'ne müracaat hakký var. Oradaki karara itiraz edilirse Yargýtay yolu açýk. Orada da yanlýþ karar verildiði kanaatine sahipse kiþi AYM'ye ferdi baþvuru hakký var! Kaldý ki þahýs daha yargýlanmadý, belki de ilk celse de salýverilecek.
Daha Cuma günü o zihniyetin öncüsü bir gazete Özgür Özel'in cumhurbaþkanýna hakaret davasýnda beraat ettiði haberi verirken yaþasýn adalet diye çýðýrýyordu.
Özgür Özel'e beraat verince yaþasýn yargý, nefret söylemine tutuklama verince kahrolsun yargý!
Dedim ya zihniyet bu!
Bu zihniyet sahiplerinin hâlâ anlamamakta ýsrar ettiði husus Türkiye'nin artýk at oynattýklarý eski Türkiye olmadýðýdýr.
LGBT bayraðý sallayarak, dekolte giyerek ilgi peþinde olan bir þarkýcýnýn hakareti medyaya yansýyýnca büyük bir tepki baþladý. Bu ortam tam da muhafazakâr kesimin provoke edilebileceði bir ortama dönüþtü. Ýmam Hatipliler tenezzül etmez ama birileri bu þahsa bir þekilde fiziki müdahalede bulunup sorumluluðu Ýmam Hatiplere atabilirdi. Kapýsýna koruma dikilse bu kez 'Neden koruyorsunuz?!'olurdu.
Ýþin hukuki yönü bir tarafa, tutuklama kararýna þahsýn koruma altýna alýnmasý ve muhtemel bir provokasyonun engellenmesi olarak da bakýlabilir.
Hakareti kýnayýp tutuklamayý eleþtirenlere sözüm yok. Ama seküler kesimin genel yaklaþýmý, hakarete deðinmeden tutuklamayý kýnamak þeklinde tezahür ediyor. Sanki ortada bir nefret söylemi yokmuþ da sadece sanatçý olduðu için tutuklanmýþ gibi bir algý yürütülüyor.
Tekrar hatýrlatalým ki bu milletin kahir ekseriyeti muhafazakâr Müslümandýr. Kimi emirlerini yerine getirmese de inanç deðerlerine saygýsýzlýktan ve hakaret edilmesinden hoþlanmaz.
Bu þahsýn ve baþkalarýnýn sahnelerde LGBT bayraðý sallamasý milletin inanç deðerlerine saygýsýzlýktýr.
LGBT bayraðýný sallayýp, kendi kadrosuna bile 'sapýk' diyen sapkýnlýk savunucularý Müslüman mahallesinde salyangoz sattýklarýnýn farkýnda deðiller. Tepkileri görünce uyanýr gibi numara yapýyorlar ama özür dilemek yerine hakaretlerini baþka bir dil ile yapacaklarýný ifade ederek cüretkârlýklarýný gizlemiyorlar.
Özürleri kabahatlerinden büyük.
Ýþin garibi de, sanatýyla deðil bedeniyle ve LGBT bayraðýný sallayarak görünmeye çalýþan birinin hakaret ederek birden þöhret olmasý.
Bu þöhret onu nereye kadar götürür göreceðiz!