Bir kez daha: Operasyon bozulur; vatandaş incinmez!

Türkiye siyasetinin yakın dönem hedefi 2023 seçimleri. Cumhur İttifakının da hedefi de bu, karşı ittifakın da.

Türkiye ile hem işbirliği yapan, diplomatik ilişkilerini sürdüren ama hem de rekabette elini güçlendirmek için terör örgütlerinden, istihbarat örgütlerinden ve içerden devşirilen kuklalardan faydalanan "dış güçler" de 2023'ü kerteriz alıyor.

14 Haziran'da NATO zirvesinde gerçekleşecek Erdoğan - Biden görüşmesi önümüzdeki dönem hakkında ipucu verecek olsa da Washington'da da Brüksel'de de "Türkiye ile normalleşmek için 2023'ü bekleyelim" diyenler az değil.

Türkiye'nin 2023'e Erdoğansız girmesini yahut 2023'te kaybetmesini bekliyorlar yani. Daha doğrusu böyle olması için çalışıyorlar.

RUBİN, FETÖ, MAFYA

Eski figüranlara yenileri eklendi. Can Dündar ve Emre Uslugillerin yapamadığını eski bir mafya bozuntusu yapsın diye seferber oldular.

Aralarındaki ilişki hiç öyle İyi Parti-HDP ilişkisi gibi değil. Epey açık. Operasyonun takvimi bile açık.

FETÖ firarisi Emre Uslu 8 Aralık 2020'de yayınladığı videoda ABD'nin bir körfez ülkesinin desteğiyle Kılıçdaroğlu'nu iktidar yapmak istediğini söylüyor, "altı ay içinde harekete geçilecek" diyor.

Mafya lideri Sedat Peker tam vaktinde, 2 Mayıs'ta Dubai'den yayınlıyor ilk videoyu.

15 Temmuz 2016'da FETÖ eliyle denenen darbeyi dört ay öncesinde söyleyen eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin darbe gerçekleşmeyince bu kez 12 Ekim 2016 tarihli yazısında Sedat Peker'in içinde olduğu yeni senaryoyu haber veriyor. Rubin, Erdoğan'ın üçüncü darbe girişimine maruz kalacağını ve darbenin Peker üzerinden olacağını öne sürüyor.

Ama seçimleri Demokratlar değil de Cumhuriyetçilerin adayı Trump kazanınca plan rafa kalkıyor. Araya 5 yıl giriyor.

MUHALEFET MİNNET İÇİNDE

Kasım 2020 ABD başkanlık seçimleri yaklaşırken Demokratların adayı Biden bir konuşmasında diyor ki "Türkiye'deki muhalefeti destekleyeceğiz ve Erdoğan'ı bu kez seçimle indireceğiz".

Biden seçiliyor, Türkiye muhalefeti çok seviniyor.

Biden'ı herkesten önce, İngilizce tweetle tebrik ediyor Kılıçdaroğlu. CHP'li eski büyükelçi Ünal Çeviköz ise (efendisinden talimat bekleyen bir köle gibi) hevesle "Biden'dan beklentimiz Türkiye'ye demokrasi vurgusu yapması" deyiveriyor.

Siyasi muhalifler yargı sürecini beklemeden ve sorgulamadan, daha önce PKK ve FETÖ iddialarına gözü kapalı kandıkları gibi mafya bozuntusunun üzerimize boca ettiklerini de minnetle kabullendiler.

İddiaları detaylı tekrar ederek çoğaltmaya, operasyonu yaymaya gerek yok. Bilakis bundan sakınmak gerek.

ÇIKTILAR YENİLDİLER, ÇIKTILAR YENİLDİLER

Bilmemiz gereken şu sadece: Türkiye ekonomisinin Cumhuriyet tarihi boyunca eriştiği en yüksek seviyede olduğu 2013 yazında "üç beş ağacı" bahane ederek ve hassas muhalif kitleleri meydana dökerek Erdoğan'ı indirmek, Türkiye'yi düşürmek isteyenler 17-25 Aralık 2014'te FETÖ'yü kullanarak "şantaj-montaj kasetleri, yolsuzluk ambalajıyla" aynı sonuca ulaşmak istediler.

İstenilen olmadı. Sandıktan yine açık ara AK Parti çıktı. Erdoğan da Cumhurbaşkanı seçildi.

Ardından 6-8 Kobani kalkışmasında ve çukur teröründe "Kürtleri" kışkırtmak, "özerklik ilanlarıyla bölgeyi Türkiye'den kopartmak" istediler.

DEAŞ, DHKPC, PKK ve FETÖ terör örgütleri için düğmeye bastılar, eş zamanlı ve senkronize saldırılar yapıldı.

15 Temmuz 2016 darbe işgal girişimine suçüstü yaptık. FETÖ'nün ardından diyebildikleri sadece "bizim çalışma arkadaşlarımızı hapse attılar" oldu.

FETÖ için ağlaşanlar, Ankara'dan İstanbul'a yürüyenler, "PKK'lıları nereye gizlenseler SİHA'lar bulup vuruyor" diye şikayet edenler, "daha Öcalan'ın heykelini dikeceğiz heykelini" diye kükreyenler, DEAŞ'a da DHKPC'ye de siper olanlar, şehit savcının katillerine gerekçe üretenlerle Bylock delil olmaktan çıksın diye ta Amerika'ya gidip FETÖ'ye mikrofon tutanlar ve benzerleri süzüle süzüle bloklaştı.

Aralarına daha AK Parti'deyken Erdoğansız AK Parti, AK Partisiz Erdoğan planı için çalışanlar da karıştı, hepsi aynı yerde bloklaştı.

Yeni senaryo böylece netleşti! Biden da vaat etti.

Eski kuklalar, deşifre olan ajanlar, eski azametli yazarlar, hırslı başkanlar denedi ama beceremedi diye, halk da inanıp oy versin diye, Birleşik Arap Emirliklerinin parasıyla eski bir mafya bozuntusuna film çevirtiyorlar şimdi.

VATANDAŞI AYRIŞTIRMADAN AYRI TUTMAK

Bunca badireyi atlatan Erdoğan ne yapacak peki?

Yapılacak belli, hep yaptığı gibi.

Millete yaslanacak, millet için çalışacak, devleti güçlü tutacak, hukuka havale ederek yalanı yanlışı ayıklayacak.

Gezi olaylarında nasıl vatandaşa "evinize dönün, aranıza karışan teröristlerle bizi baş başa bırakın" dediyse,

17-25 sonrası nasıl "altı ibadet, ortası ticaret, üstü ihanet" diyerek vatandaşla teröristi ayrıştırdıysa,

Çukur-barikat teröründe Kürtleri canlı kalkan olarak kullanan PKK'lıları nasıl vatandaşın kılına zarar getirmeden ayıklayıp imha ettiyse,

Sandık ayarlı bu yeni operasyonda da aynısını yapacaktır.

On yıllardır terör örgütlerinin, çarpık zihniyetlerin, algı operasyonlarının yorduğu, hırpaladığı ve ayrıştırdığı toplum kesimlerini aynı bayrak altında tutmak, tutabilmektir artık yeni mücadele.

Eser siyasetiyle gönül siyasetini bir arada yürütmektir. Dini, mezhebi, ırki, siyasi farklılıklara rağmen herkesin eşit, özgür ve güvende olduğunu hissetmesidir. Erdoğan'ın hep yaptığı ve yapacağı budur Allah'ın izniyle. Yalnız da değildir.