Ýstanbul m.vekili Hasan Turan bey dün bir video gönderdi, 'Ne diyor bu kiþi?' diye.. Ýran'ýn Ahmedînejad dönemindeki önde gelen teorisyen ve stratejistlerinden iken, sonra bir ara gözlerden düþmüþ; Hasan Abbâsî isimli bir kiþi, 'Erdoðan, bölgemizde sýnýrlar yeniden belirlenmeli demiþ diyor..' iddiasýyla bundan kasdýnýn da Ýran'ýn bölünmesi gibi mânâlara yol bulmuþ, anlaþýlan.. Ve, coþmuþ.. Son zamanlarda Ýran sosyal medyasýndaki -tutarsýz da olsa- iddialý sözlerinin ilgi uyandýrmasý hasebiyle de olsa gerek..
Emperyalist güçlerin bölgemizde yeni sýnýrlar oluþturmak emelleri gizli-saklý bir þey deðil, ama, Erdoðan'ýn, bu emperial oyunlara deðinirken, 'Bölgemizde, yeni sýnýrlar belirlenmek isteniyor..' gibi sözlerinden muradýn, 'Ýran'ýn sýnýrlarýnýn da deðiþmesi' mânâsýnda bir söz söylediðine asla ihtimal de vermem..
Ama, böyle bir söz söylenmiþ gibi, sözkonusu ünlü teorisyen ve stratejist, taa 'Ýslâm öncesi 2000 yýl önceleri, Dara /Daryuþ'larýn, Kuroþ'larýn, Cemþid'lerin, Hahameniþyanlar'ýn dönemlerini hatýrlatýyor ve 'Hangisinin dönemine ait sýnýrlarý isterseniz Erdoðan Bey, biz o sýnýrlara, hattâ Safevîler'in zamanýndaki sýnýrlara da râzýyýz, -ki, Anadolu'nun yarýsý da onlarýn elindeydi.- Hangisini isterseniz biz hazýrýz..' gibi laflar ediyor..
Bunu söyleyen kiþinin, Büyük Selçuklu Devleti'ne, Rey, Ýsfahan, Niþabur, Merv gibi, 200 yýla yakýn payitahtlýk yapan þehirleri hatýrlatacak olanlara ne diyeceðini merak ediyorum.
Bu gibi kiþilerin hayâlet taþlamalarýnýn toplum kesimlerine sunulmasýna seyirci kalýnmamalý..
*
Ve bir diðer konu, Ermenistan-Azerbaycan arasýndaki Karabað Savaþý'nda Azerbaycan'ýn kesin bir zafer kazandýðý günlerdeki tuhaf yorumlar ve hattâ Ýran Meclisi'ndeki bazý m.vekillerinin Erdoðan'ý açýkça aðýr suçlamalar ve hattâ hakarete varan konuþmalar yapýlmasýný anlamak zor idi.
Ve yine bugünlerde 'Yeni Osmanlýlýk' siyasetine karþý, 'Yeni Safevîlik' siyasetiyle karþýlýk verilmesi gerektiði'ne dair yazýlar bile görülmeye baþlandý; Ýran medyasýnda... Tuhaf geliþmeler..
Haydi hayýrlýsý..
Ve, tuhaf bir gerekçeyle..
Halbuki, Ermenistan, Karabað'ý ve Azerbaycan topraklarýnýn dörtte birini iþgal ettiði 28-30 yýl öncelerde, Azerbaycan halkýndan Aras'ý geçerek Ýran'a sýðýnan 150 bine yakýn müslümana Ýran ev sahipliði yapmýþtý.. Yani, o faciayý bu kadar yakýndan görmüþ, yaþamýþ, elini taþýn altýna koymuþ bir ülkenin bugün stratejik gerekçeler iddiasýyla ve Ýran'ýn bugünlerde, Azerbaycan'ýn Ýsrail rejimiyle iþbirliði yaptýðý gerekçesiyle, (sanki, Ýsrail rejimiyle bölgede iþbirliði yapan tek ülke o imiþ gibi ve Amerika'yla irtibat kurulunca Ýsrail'le irtibat kurulmuyormuþcasýna) Azerbaycan Cumhuriyeti'ne soðuk mesajlar vermesini ve hattâ, sýnýrlarýnda askerî tatbikat yapmasýný anlamak da zor.. Bilindiði üzere, askerî tatbikat, korkutmak ve gövde gösterileri yapmak mânâsýna da gelir.
*Ve bir NOT: Merhûm Oðuzhan Asiltürk münasebetiyle 3 Ekim günü yazdýðým yazýdan bir gün sonra Karar'dan Yýldýray Oður bey de ayný konuya deðinmiþ ve benim deðinmediðim (ve eski bir AK Parti m.vekilinin, onun hattâ ermeni asýllý), soyadýnýn da, 'Durduyan' olduðu þeklindeki konularý da yazmýþ ve bu iddialarý 'asýlsýz' olarak nitelemiþ.
Bazý okuyucular bu iki yazý arasýnda bir çeliþki olduðunu yazmýþlar.
Olabilir..
Ancak, belirtmeliyim ki, Oðuzhan Bey, (o yazýmda da belirttiðim üzere) Erbakan'a eleþtirileri yapmak isteyenler için âdetâ, bir paratoner durumundaydý ve eleþtiriler ona yöneltilirdi. Bu bakýmdan, adýnýn ilk þeklinin baþka türlü olduðu þeklindeki iddialar Millî Gazete'de günlük yazýlar yazdýðým 1975-78 arasýndaki yýllarda da kulaðýmýza gelirdi; yaygýn bir rivayet halinde..
Ancak þu kadarýný belirteyim ki, kendisi hakkýndaki bu gibi iddialarý merhûm Asiltürk de elbette duyuyor- biliyordu. Ama, o, bu konularýn kenarýndan teðet geçti, o iddialar üzerine ömrünün sonuna kadar herhangi bir açýklama yapmak gereðini duymadý.. (Bu vesileyle eklemeliyim ki, siyasette zýdlaþmalar esnasýnda, birbirleri için çok aðýr suçlamalar neredeyse âdet halinde.. Nitekim, bir zamanlar Erdoðan'ý hattâ 'mürted' olarak niteleyen ve þimdi ise, onun yanýnda olanlar bile görüldü..)
Þahsen, Asiltürk'ü bir 'müslüman' olarak tanýdým ve etnik kökeni beni hiç ilgilendirmedi.. (Kaldý ki, Ermenilik bir etnik haldir ve Müslüman olan bir çok ermeni de vardýr; Müslüman olmayan arab, türk, fars, vs. etnisitelerinden nice kimseler olduðu üzere..)
*
(Bu vesileyle, Yýldýray bey'in yazýsýnda da deðinilen 'Durduyan' konusu vesilesiyle çokça yanlýþa düþülen bir konuya da kýsaca deðineyim: Ermenice isimlerin sonundaki 'yan' eki, gerçekte sadece ermenicede deðil, farsçada da kullanýlýr ve türkçedeki çoðul eki olan 'ler-lar' yerine kullanýlýr; 'Tokatlýyan, Tebrizîyan, Ýsfahaniyan/ Tokatlýlar, Tebrizliler, Ýsfahanlýlar' gibi örneklerde olduðu üzere... Hattâ, bir ara, soyadý Peþtemelciyan olan bir kiþi için, 'Ýran'ýn Lübnan elçisi olarak bir ermeni tayin edilmiþ..' dedikodusuna yol açmýþtý. Halbuki o kiþinin ismi, -hatýrýmda kaldýðýna göre- Muhammed Rýza idi ve ailesinin mesleðini 'soyadý' olarak taþýyordu).