Bir mesele yorum bekliyorsa ilk hamle uzmanýndan beklenir. Uzman konuþtuðunda ya da yorum yaptýðýnda o meselenin takipçileri bilgilenmiþ olur.
Bilimsel izahatýn yapýlmasýyla toplum kendi durumunu muhasebeye çeker ve varsa yanlýþlarý üzerinde hayýflanmadan düzeltmeye gider. Meselenin itiraz edenleri de taraftarlarý da uzman tarafýndan yapýlmýþ tespiti, beðenirlerse kabullenirler.
Peki, uzmanlar tarafýndan defaatle, bütün bilimsel tespitler eþliðinde yapýlan açýklamalar olmasýna raðmen bataklýkta ýsrar etmek neyin göstergesi olabilir?
"Sen ki peygamberlerini bile dinlemedin beni hiç dinlemezsin..." sözünü haklý çýkarýrcasýna topyekûn üç maymunu oynuyoruz!
Yaþadýðýmýz bu dönem, insanlýðýn toprak altýndan daha kara bir cehaletin tam ortasýna gark edilmesine zemin hazýrlýyor!
Cahiliye döneminde kýzlarýný diri diri topraða gömen müþriklerden farkýmýz yok!
Her platformda, her fýrsatta ailenin önemine ýþýk tutulsa da toplum olarak karanlýkta yön aramayý tercih ediyoruz.
"Kadýnla erkek bir bütünün, biri diðerini tamamlayan iki ayrý yarýsýdýrlar".
"Dört þey peygamberlerin sünnetlerindendir: Utanma (haya) duygusu, güzel koku sürmek, misvak kullanmak (diþ fýrçalamak) ve evlenmek."
Aile yýkýldýðýnda en çok zarar görenin evlatlarýmýz olacaðýný bütün uzmanlar haykýrýyorlar, buna raðmen Müslümanlar peygamberin sünnetini görmezden geliyor, emrini dahi dinlemiyorlar.
Haya mefhumunun köküne kibrit suyu döküyorlar ama biz "bana dokunmayan yýlan bin yaþasýn!" der gibiyiz.
Ýnsanýn birey olarak geliþimi zordur. Toplumun kozasý ailedir. Tarihin hiçbir sahnesinde ailesiz tek baþýna, var olabilmiþ bir kâmil insan örneði gösterilemez.
Toplumlarýn yok olmasý ise kemâlâtýn eksilmesiyle baþlar.
Çocuklarýmýz anne-baba/aile çatýsý altýnda korunurlar, eðitilirler, öðrenirler, terbiye edilirler.
Aile faktörünün yok olduðu durumlarda geleceðin sermayesi olan evlatlarýmýz karanlýða gark olmuþ þekilde terbiyeden yoksun, eðitimden bîhaber olurlar ve þahsiyetli bir kimliðe ulaþamazlar.
Eksik kalan bu yanlar zamanla toplumun temelini sarsar. Yapýlan yanlýþlar, girilen günahlar Allah'ýn gücüne gider ve helak süreci kendini baþlatýr!
Esefle kabul edelim ki, çok yakýnlarýmýza kadar LGBT sapkýnlýðý sokuldu. Pek çok önemli insanýn, bu sapkýnlýklar meselesinde, boynunun bükük kalmasý ise manidardýr!
Kendilerini yeterince semirilmiþ görenler, evlatlarýmýzýn ve ebeveynlerin karne sevinciyle yaþadýklarý heyecanlý anlarý fýrsat görerek cüretkarca çocuklarýmýzýn canýna kastediyorlar!
Geleceðimiz adýna; ilk ve acil, mühim deðil ehem, asýl derdimiz yok edilmeye çalýþýlan ailedir. Bunu hangi dilde anlatmalý da önemine uygun alarm durumuna geçebilmeliyiz, bilemiyoruz. Durumun aciliyetini idrak ediyor ve kýrmýzý alarma çaðýrabiliyoruz sadece, yapabildiðimiz bu.
Ailenin geçiminden baþlayýp, günü-haftasý-ayý-yýlý, sokaklara etki eden her þeyin ve herkesin bütün davranýþý, ekranlardan gösterilen her þey, kurumlarýn her iþi, devletin her uygulamasý vb. çocuk-gelecek yetiþtirmeye odaklý þekilde, istikrarlý bir program olarak milli yaþamamýz þeklinde ele alýnmadýkça, yaprak yaprak solmaya, kök kök kurumaya, orman orman yanmaya devam edeceðiz ve sonunda bizden eser kalmayacak!
Çocuklarýmýzýn itilmeye çalýþýldýðý zifiri karanlýk bizi can evimizden, toplumun kozasýndan; ailemizden, yuvalarýmýzdan edecektir!
Özgürlük adý altýnda ayartýcý, aldatýcý uygulama ve hikayelerle çaresiz býraktýklarý çocuklarýmýza zerk ettikleri bireysel yaþam gayya çukurudur!
Çocuklarýmýz üzerinde hesap yapan devletler, uluslararasý güçler, dýþ mihraklar, büyük oyunlar, büyük teoriler, büyük dönüþümler, þeytani planlarýnýn tek muhatabý: AÝLE!
Eðer bu tepkisizlik ve sessizlik devam ederse bir süre sonra bir zamanlar karþý olduðumuz ne kadar melanet varsa bizi boðacak, nefesimizi kesecek.
Hareket edecek alan bulamayacaðýz!
Etrafýmýz kuþatýlacak!
Kendimizi kendi ellerimizle tahrip edeceðiz!
Sadri Alýþýk'la özdeþlemiþ bir sözü, göremeyen ya da anlayamayan için kör göze parmak sokarcasýna söyleriz: "Bu da mý gol deðil hâkim bey!"
Dijital mecralarda ve deðiþik platformlarda bahse konu olan anaokulu rezaleti, bir sanatçýnýn sahnede yaptýklarý, "çocuklarýnýzý elinizden alacaðýz!" diyen sapýklarýn cirit atmasý, her fýrsatta BM'nin ve ABD'nin LGBT sembolü olarak kabul edilen bayraklarý açmasý, kimi siyasilerin yapmýþ olduklarý beyanatlarý, bütün tuþlara basýlmýþçasýna küresel çapta ve güzel ülkemizde, sýrf para kazanma uðruna hiç beklenmeyen insanlarýn dahi bu propagandaya alet olmalarý, dizilerde gösterime sunulan ahlaksýzlýklarý...da mý gol deðil!