Kýsa adý “kapitalizm” olan “serbest piyasa ekonomisinin” kendi doðal alanlarýnda çöktüðü bir dönemde, Türkiye gibi ülkelerin “planlý ekonomi” ve “ýlýmlý sosyalist planlamalar” dýþýnda çýkýþ noktasý olmadýðý açýktýr.
(Gazi bu meseleyi, kapitalizmin 1929 krizine ve devamýndaki büyük paylaþým savaþýna dolu-dizgin gittiði cumhuriyetin ilk yýllarýnda “mutedil devletçilik” olarak adlandýrýr. “Mutedil” (ýlýmlý) kelimesi Kurtuluþ Savaþý yýllarýndaki tek dostu, Sovyet lider Lenin’le arasýna bir kol mesafesi koyar, “devletçilik” ise milletin hýzlý kalkýnma modelinde dinamo görevi üstlenir.)
Önce de anlattým (1) #EVDEKAL GÜNLERÝ’nde @youtube’da açtýðým þahsi kanalda da anlatýyorum (2), emperyalizm, Türkiye’nin ekonomik kurtuluþ reçetesini, dört batýlý liderin (ABD Baþkan Jimmy Carter, Fransa Cumhurbaþkaný Valery Giscard D’estaing, Ýngiltere Baþbakaný James Callaghan, Almanya þansölyesi Helmut Schmidt) 4-7 Ocak 1979’daki Guadolupe Zirvesi’nde dönemin Alman Maliye Bakaný Hans Matthöfer’e yazdýrdý.
Hans Matthöfer metni Turgut Özal’a verdi, o da 24 Ocak 1980 Kararlarý’ný açýkladý, 7 ay sonra da Amerikan Güvenlik Baþdanýþmaný Brezezinski’nin sað kolu, eski CIA Ankara istasyon þefi Paul Henze’nin “bizim çocuklarý” da 12 Eylül Darbesi’ni gerçekleþtirerek ekonomik uygulamayý dikensiz gül bahçesine çevirdiler.
Türk ekonomisinin yere-göðe sýðdýrýlamayan “mucizevi yeniden yapýlanmasýnýn” kýsa öyküsü bundan ibarettir.
Sistem, siyaset tarafýndan içselleþtirilemeyip, hukuk zemininden yoksun kalýnca kontrolden çýkmýþ, son “emperyalist format atýlmasý” Kemal Derviþ tarafýndan gerçekleþtirilmiþtir. (Partisini yeni kuran Ali Babacan için bir kabus olduðunu biliyorum, o formatýn artýk baþarý öyküsü þansý yok, çok yakýnda Washington ve Londra’daki muhataplarýn da ortadan kaybolduðunu izleyecek.)
· SÜRDÜRÜLEBÝLÝR BÝR SÝSTEM DEÐÝLDÝR…
Emperyalizmin, esas olarak, borçlanma ve yüksek faizle uluslarýn küresel finansal sisteminin “kölesi kýlýnma” planlamasýna dayanan bu sistem sürdürülebilir kimlik taþýmamaktadýr.
Bunu anlamak için TÜÝK’in açýkladýðý Türkiye gelir daðýlýmý raporlarýna bakmak yeterlidir (3). Son raporda en zengin yüzde 20’nin toplam servetin yüzde 47.6’sýna, en fakir yüzde 20’nin ise yüzde 6.1’ine sahip olmasý bile, Türkiye’yi sosyal eþitsizlik alanýnda Latin Amerika ülkeleri ligine sokmaya yeterlidir.
Credit Suisse’in 2019 Global Wealth Report (2019 Küresel Servet Raporu)’nda Türkiye bahsinde, 2018’de yaþanýlan ekonomik kriz nedeniyle “en zengin yüzde 1’in” ülkenin toplam servetinden aldýðý yüzde 54’lük payýn yüzde 42’ye düþtüðünü vurgulamasý ise önemli bir detaydýr(4).
Bu, adaletsizlik Türkiye’ye has bir durum deðildir.
“Vahþi kapitalizm” tüm ülkelerde kendisine baðlý yüzde 1 üzerinden insanlýk tarihinin en korkunç sömürü düzenini sürdürmektedir.
KOVID-19, iþte bu sömürü düzeninin ciðerine oturmuþtur ve artýk önümüzdeki 10 yýl içinde yaþanýlacak büyük deðiþime hazýrlýklý olma zamanýdýr.
· SÝSTEM, FAÞÝZM-OTOKRASÝ ÝLE DÝRENECEKTÝR…
Faizi merkezine alan, finans oligarþisinin ekranlarýnda üretilen sahte paralarla uluslarý borçlanma anaforunun içine atan ve dünya nüfusunun en zengin yüzde 1 çekirdekte olmak üzere yüzde 10’unu yaþatan bir RANT EKONOMÝSÝNÝN SONUNA GELDÝK.
Panik, anglo-sakson gelenekten bir gecede savrulup, ülke tarihinde ilk kez ücretlere sübvansiyon kararý alan Ýngiltere’de yaþanýlanlardan bellidir, ABD’de 20’li yaþ grubunun yüzde 70’nin “sosyalist rejimi” tercih eden tavrý (5), 2008’de patlak veren “Occupy Wall Street” (Wall Street’i Ýþgal Et) hareketinin genç nüfusta varlýðýný koruduðunu gösteriyor.
Sistem direnecektir.
Cevabý, “sosyal eþitlik” ve “demokratik-sosyalist yeni bir dünya düzeni” için hareketlenecek genç kitlelere, ýrkçýlýk/faþizm, diktatörlük ve otokratik idare sistemleri olacaktýr.
Son 30 yýlda doðan “gerçek 21’nci yüzyýllý” kuþaðýn “belirleyici kavgasýna” doðru adým adým ilerliyoruz.
Onlarýn, dünyayý günümüzde yöneten Soðuk Savaþ yýllarýnda þekillenmiþ siyaset, medya, akademi, sanat, bilim kadrolarýyla hesaplaþmasý kaçýnýlmazdýr.
Bunu yapmazlarsa, insanlýk o gün gerçek anlamýyla ölür.
Ýnsanlýðýn geleceðini, KOVÝD-19’u kullanarak elinde “olaðanüstü hal yetkileri” biriktiren geleneksel devlet yapýlarýyla, bu kuþak arasýndaki mücadelenin iklimi belirleyecek. Anlaþýldý.
(1) https://www.star.com.tr/yazar/bir-soguk-savas-generali-kenan-evren-yazi-1028646/
(2) https://youtu.be/8C07bFrKbbU
(3) https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/turkiyede-gelir-dagilimi-rakamlari-aciklandi/1587020