Bu tavýr ne akla sýðar ne de bilime!

Türkiye artýk seçim havasýna girmiþ bulunuyor.

Ýki gizli ortaklý altýlý masa cumhurbaþkaný adaylýðý konusuyla meþgul olurken Cumhur Ýttifaký istikrarlý bir þekilde seçim çalýþmasý yapýyor.

Bir tarafta, her hafta yeni açýlýþlar yeni müjdeler ve deðiþik toplantýlarla AK Parti, diðer tarafta 'Aday belli Karar Net' mitingleriyle MHP, Cumhur Ýttifaký'nýn seçmenini canlý tutuyor ve ittifak hissedilir oranda toparlanýyor.

Bu gerçek anketlere de yansýyor.

Millet Ýttifaký toplanýp toplanýp daðýlmaya devam ededursun, Baþkan Erdoðan 28 Ekim Cuma günü Seçim Vizyon Belgesi'ni açýklayarak aradaki farký iyice açýyor.

Tabii muhalefet bu arada bir dönem AK Parti'de siyaset yapmýþ arkadaþlarý transfer ederek siyaset yaptýðýný zannediyor.

AK Parti'den baþka partilere geçen arkadaþlarýn isimlerini yan yana yazdýðýnýzda ülke genelinde bir heyecan oluþturmadýðý gibi transfer olduklarý partide de etkinlikleri pek hissedilmiyor.

Belki kendi bölgelerinde bir miktar oyu etkileyebilirler ama AK Parti'ye de diðer partilerden gerçekleþen katýlým hesap edilirse, transferlerin siyaseti çok etkilediði söylenemez.

Grup toplantýlarýnda bol alkýþ alýr o kadar! Oy getirir mi, orasý tartýþýlýr!

Eðer etkilenecekse AK Parti'nin olumlu etkilenmesi gerekir.

Çünkü mesela AK Parti'den ÝP'e ikisi eski biri aktif olmak üzere üç milletvekili geçmiþ.

Buna mukabil ÝP'den AK Parti'ye geçen milletvekili sayýsý da üç, üçü de aktif milletvekili.

Buna M. Ali Çelebi'yi de ilave ederseniz AK Parti daha kârlý sayýlmaz mý?

Maalesef yeniden yazýlmasý gereken siyasi partiler kanunu bu tür transferlere açýk bir kanun.

Hatta geçen seçimlerde CHP'nin hile-i þer'iyye yaparak 15 milletvekilini ÝP'e transfer ettiðine bile þahit olduk. Gittiler geri döndüler!

Þýk mý oldu?

Elbette ki hayýr!

Siyasi partiler kanunundaki eksiklikler ve aksaklýklar sebebiyle geçmiþte bu tür transferler hatta vekil pazarlarý bile kuruldu. Güneþ Motel modeli siyaset tarihimizin yüzkarasý olarak hâlâ hatýrýmýzda!

Siyasi partiler kanunumuzun köklü bir deðiþikliðe ihtiyacý var!

Adaylarýn parti üyelerinin ön seçimiyle belirlendiði, tercihli sistemle ve dar bölgede milletvekili seçildiði, partisinden bir þekilde ayrýlan milletvekilinin baþka partiye geçemeyeceði bir sisteme ihtiyaç var!

Harf Ýnkýlabý tartýþmalarý üzerine birkaç söz!

Bugün devlet Göktürk Alfabesi'ne geçiþ kararý alsa, Latin Alfabesi'ni de yasaklasa doðru olur mu?

Olmaz!

Olmaz, çünkü vatandaþýný 94 yýllýk birikimden mahrum býrakmýþ olur!

1928 yýlýnda yapýlan harf inkýlabý Kur'an Alfabesini yasakladýðý için Atatürk'ün tespitiyle 'yeni kuþaklar bin yýllýk hazineden mahrum kalmýþlardýr.'

15 Kasým 1974 tarihinde Milliyet Gazetesinde yayýnlanan Atatürk'ün Fikir Kaynaklarý yazýsýnda, 'Latin harflerini aldýk, yeni kuþaklarý binlerce yýllýk geçmiþin hazinesinden yoksun býraktýk.' dediði naklediliyor.

Belki bir özeleþtiridir ama Atatürk bunlarý söylerken bence yanlýþ yaptýðýný itiraf etmiyor sadece bir gerçeði bir olguyu dile getiriyor.

Mahir Ünal Bey de ayný zamanda bir kültür adamý olarak harf inkýlabýnýn kültürümüze etkisini anlatýrken böylesine objektif bir tespitte bulunuyor. 'Latin harflerini býrakýp Osmanlýca'ya dönelim.' demiyor. O dönemdeki olumsuz etkisini anlatýyor.

Bunu ilk defa Mahir Bey de söylemiyor. Mahir Ünal söyleyince siyasetçi olduðu için birileri kýyametleri koparýyorlar!

Bakýn harf inkýlabýndan sonra meþhur Ýngiliz tarihçi Arnold Toynbee ne diyor: "Bundan sonra Türk kütüphanelerini yakmaya lüzum kalmamýþtýr. Çünkü harf inkýlabýyla bu hazineler örümceklerin yuva yaptýðý raflarda kapanýp kalmaktan baþka bir þeye yaramayacaktýr. Ancak çok yaþlý hocalar ve ihtiyarlar onlarý okumak lüzumunu hissedecektir."

Kemal Tahir de diyor ki: "Latin harflerini aldýðýmýz anda 400 bin el yazma, 200 bin basma kitaptan vazgeçtiðimizin korkunç hovardalýðýný da hesaba katmýyoruz. 'Devrimdir boru deðil, pahalý ödenir' diyenlere hayran hayran bakýyoruz susuyoruz."

Kaldý ki bugün artýk Osmanlýca öðrenmenin önünde hiçbir engel yok. Ýsteyen öðrenebilir. Bence öðrenmelidir de!

Harf inkýlabýnýn etkilerinden bahsedilince bunu hemen cumhuriyet düþmanlýðý gibi algýlamak, ya da CHP'nin tek parti döneminde yaptýðý yanlýþlarý dile getirince hemen vaveylayý koparmak seküler kesimin ne kadar tahammülsüz olduðunu göstermiyor mu?!

Oysa yeri gelince Atatürk akýl ve bilimi miras býraktý derler öte yandan bir dönemi tabu haline getirip söz söyletmemek isterler!

Hâlbuki bu tavýr ne akla sýðar ne de bilime!