Türkiye'nin ünlü bir kot markasý ABD'de þube açtýðýnda reklam filminde yýllar yýllar önce bu sloganý kullanmýþtý: "Bu Türkler de çok oluyor"
Hans'ý, Thomas'ý rahatsýz etmiþtik ne de olsa.
Bugünlerde uluslararasý siyaset sahnesinde özellikle de emperyal güçlerde tam da bu söylem hakim desek yeridir.
Listeyi ben yapayým. Eksikleri de siz ekleyin.
Irak'ta kilidi kapatýyor
Suriye'de normalleþme peþinde.
NATO savaþýna direniyor.
Rusya ile Ukrayna'yý barýþtýrmaya çalýþýyor.
Libya'da dengeleri deðiþtirdi, iç savaþý önledi
Akdeniz'de hesaplarý bozdu.
Gazze, Hamas konusunda geri adým atmýyor.
Balkanlar'da, Afrika'da üsler kuruyor.
Somali ile komþusu Etiyopya'yý barýþtýrmaya çalýþýyor.
Somali'de 3 ayrý yerde doðalgaz aramak için anlama imzalandý.
Þimdi kalkmýþ bir de Fransýz ve ABD askerlerinin kovulduðu Nijer'e gidiyor. Petrol arama anlaþmasý yapýyor.
Burkina Faso, Mali ve Nijer resmi olarak Sahel Eyaletleri Konfederasyonu'nu kurduklarýný duyurdu. Sadece savunma deðil, finans, eðitim, altyapý, saðlýk gibi birçok önemli alanda birlikte hareket edecek. Ve Türkiye'yi örnek alýyorlar. 15 Temmuz direniþi aslýnda birçok ülkeye, lidere ilham oldu. Burkina Faso'nun yeni lideri Ýbrahim Traore'nin Afrikalý liderlere ""Emperyalistlerin elinde kukla olmayýn" açýklamasýný biraz da bu açýdan okuyun.
Neyse konuyu uzatmayayým. Türkiye þimdi Nijer'de bayrak gösteriyor.
Dünyanýn en zengin uranyum yataklarýna sahip Nijer...
Fransa'nýn enerji kaynaðý ama kendisi dünyanýn en fakir ülkeleri arasýnda...
Bu yüzden sömürgecilere karþý umutlarý Türkiye...
Dýþiþleri, Milli Savunma ve Enerji Bakanlarý'nýn MÝT Baþkaný'nýn Nijer ziyareti bir günde olmadý elbette.
Cumhurbaþkaný Erdoðan Türkiye Yüzyýlý'ný inþa etmek için 20 yýldýr üstüne koya koya ilerliyor. Afrika'daki referanslarýmýz yeni kapýlarý bize açýyor. Tabii bu bir tek iyi niyet ve diplomasi ile olmuyor. Baþtaki listeye bir kez daha göz atýn isterseniz. Türkiye'nin savunma sanayisinde yaptýðý dev atýlýmlar, yola çýktýklarýný asla yolda býrakmamasý, Maarif Vakfý Okullarý ile Afrika'da insana yaptýðý yatýrýmlar yani yumuþak gücü bize kaybettiðimiz gönül coðrafyalarýnda yeni kapýlar, yeni imkanlar açýyor.
Özetin özeti...
Batý "Kukla liderler" istiyor, Erdoðanlar deðil... Zira manþette yazdýðý gibi "Bu Türkler de çok oluyor"
2021'Ý HATIRLIYOR MUSUNUZ?
Türkiye'nin ormanlarý alev alev yanýyordu.
Muhalefet, hükümeti aciz kalmakla, yangýnlarla mücadele etmemekle suçluyordu. Hatta Engin Altay gibi isimler "Vallahi de, billahi de bir tane bile helikopter görmedim" diye açýklamalar yapýyor.
"Help Turkey" etiketleriyle sosyal medyadan Türkiye'ye müdahale edilmesi isteniyordu. Dönemin CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu, uçuþa elveriþli olmayan THK uçaklarýnýn önünde poz veriyor, "Biz hepsini uçuracaðýz" diyordu. Ayný yýl Türkiye'nin ekonomik sýkýntýlar da yaþadýðýný hatýrlamakta fayda var. Hani dolar 45-50 lira olacak tayfasýnýn milleti "Dolar alýn" diye gazladýðý, Kýlýçdaroðlu'nun "Hemen erken seçim yapalým. Erdoðan'a iyilik yapýyorum. Gün geçtikçe daha kötü olacak" dediði günlerdi.
Dönemin muhalefet anlayýþýnýn özeti CHP'li gazeteci Can Ataklý'nýn "Bu hükümetin gitmesi için büyük orman yangýnlarý, seller, depremler, büyük felaketler olmasý lazým" açýklamasýydý.
Neyse sözü uzatmayalým.
Can Ataklý'nýn dediði gibi memleket büyük yangýnlar, sel felaketleri ve asrýn felaketi olan 11 ili vuran depremi yaþadý.
Ama yine de Erdoðan'ý deviremediler.
Zira "THK uçaklarýný biz tamir ettireceðiz" diyen CHP sözünü unuttu.
Uçaklarý TUSAÞ tamir ettirdi.
Bakanlar ayaðýnda çizmeleri sel bölgesinde günlerini geçirirken, vatandaþýn yaralarýný sarmaya çalýþýrken CHP'liler ya gitmedi ya da bir tur atýp gitti. Hatýrlayýn asrýn felaketinde "Deprem Turistleri" deyimi gündeme geldi.
Peki CHP deðiþti mi?
Aslýnda cevabýný herkes biliyor.
CHP Genel Baþkaný Özgür Özel, yerel seçimden sonra deprem bölgesinde bir tur attý. Hükümeti gömdü, sonra sýrtýný dönüp gitti.
Oysa en azýndan ben Özel'in "Bu kadar CHP'li belediye var. Biz de depremzedenin yaralarýn sarmak için þunlarý þunlarý yaptýk, þunlarý da yapacaðýz" demesini bekliyordum.
Zira hükümet bir yýlda 75 bin kalýcý konut teslim etti. "Bu yýl 200 bin konuta sayý tamamlanacak. Ve gelecek yýl tek bir depremzede dahi sokakta kalmayacak" sözü veriyor.
Sözün özü baþýboþ sokak köpeði sorununda da benzer bir süreç yaþanýyor.
Sanki CHP'ye köpekleri toplayýp "Toplu katliam yap" diyen varmýþ gibi bir algý oluþturuluyor. Hatta sokaktaki kedileri bile toplayýp öldürecekler yalaný dolaþýma sokuluyor.
Oysa herkesin tek bir isteði var. Evlatlarý köpekleri diþlerinin arasýnda parçalanmasýn... CHP kendi belediyelerinde modern barýnaklar kurdu da elini tutan mý oldu? Köpek sorunun çözmek için adým attýlar da birileri önünde gövdesini siper mi etti?
Her konuda batýyý kendine örnek alan CHP zihniyeti mesele köpekler olduðunda o batý medeniyetine sýrtýný dönüveriyor.
Zira dertleri her daim sorunu çözmek deðil, kaosu büyütmek gibi görünüyor. Yani mesele hep ayný yönetilemeyen bir Türkiye algýsý oluþturmak ve buradan iktidar olmak hayali kuruyor olmalarý.
Yani dertleri üzüm yemek deðil, baðcýyý dövmek gibi görünüyor.
Benden hatýrlatmasý 2021 yýlýnda muhalefetin gazýyla evini, arabasýný satýp dolar alanlar hala kafasýný duvara vuruyor. Üstelik Türkiye gemisinde açtýklarý deliði kapatmak için hala çýrpýnýyoruz.
O yüzden kimin ipiyle kuyuya indiðinize lütfen dikkat edin
Takdir sizin elbette...
"2 GÜNLÜK ÖMRE 3 GÜNLÜK RIZIK GEREK"
Dijital kýyamet için küçük bir prova mýydý?
Yoksa gerçekten bir sorun mu çýktý?
Bu sorunun cevabý beni aþar.
Sistemler çöktü.
Bazý bankalara ulaþýlamadý.
Market kasasýnda kalanlar oldu.
Yazýlým krizinde, anne-babamýn söylediði bir söz bir kez daha aklýma geldi. "Ýki günlük ömre üç günlük rýzýk gerek"
Hepimiz dijital paraya güveniyoruz.
Çoðumuzun kýyýda köþede bir nakit parasý, dövizi ya da altýný yok.
Oysa eski insanlar dediðimiz.
Anne babalarýmýzýn her daim kýyýda köþede küçük de olsa bir gömüsü var. Bir telefon açsanýz size birkaç çeyrek altýn ya da bir miktar para gönderebilirler. Peki niye böyle? Zira onlar gün görmüþler...
Net söyleyeyim kendi adýma kaç para kazanýrsam kazanayým hiçbir zaman yetmedi? Maaþ ve mevki büyüdü ama birlikte harcamalar ve harcananlarýn fiyatý da arttý. "500 liralýk ayakkabý yerine 1500 liralýk ayakkabý giyer olduk" gibi bir örnek vereyim gerisini siz hesap edin. Her daim bir borç ödeme, ek hesap kullanma, kredi kartýna yüklenme durumu oldu.
Yani ayaðýný yorganýna göre uzatma konusunda bizim nesil ne kadar baþarýlý herkes kendisinden pay biçsin.
Çocuklarýmýzýn hali bizden beter.
Paranýn kýymetini bilen yok gibi...
Bu yüzden yaþlýlarýmýzýn gün görmüþlüðünden sanki daha fazla faydalanmalý ders çýkarmalýyýz. Zira gün gelir, kredi kartý, ek hesaplar elde kalýr siz de market kasasýnda...
Ve son bir not: Yerli yazýlýmlarýn ne kadar kýymetli olduðu bir kez daha görüldü. Daha bizim bu yolda çok peynir ekmek yememiz lazým.
Ne dersiniz?