"Kilit taþý" mimari yapýlarda hayati öneme sahip konumda olan bir taþtýr. Yapýyý oluþturan bütün diðer taþlar gelir kilit taþýna yaslanýr. Eðer aradan kilit taþý çekilecek olursa yapý bir anda çöker. O yüzden kilit taþýný kontrol etmek, düzgün yerleþtirmek son derece önemlidir.
Türkiye'nin önemi anlatýlýrken hep jeopolitik konumuna vurgu yapýlýr. Elhak doðrudur, ülkemiz sadece Ortadoðu için deðil bütün dünya için adeta bir "kilit taþý" hükmündedir. Ona sahip olan bütün yapýyý kontrol edebilir.
Dünyanýn doðusu, batýsý, kuzeyi, güneyi gelir ülkemiz üzerinde birleþir. Bu bakýmdan Türkiye, dünyanýn buluþtuðu ortak noktadýr.
Ülkemiz, coðrafi olarak sahip olduðu bu önemli konuma tarihte de sahiptir. Bu durumun dünya farkýndadýr da bir biz farkýnda deðiliz. Bu sebeple de fark edenlerin elinde oyuncak oluyoruz.
Sevr Anlaþmasýyla bu ülkeyi bize býrakmak istemediler. Cumhuriyet sonrasý bölmeye, parçalamaya, etkisizleþtirmeye çalýþarak isteklerini denediler. Lakin baþaramadýlar...
Geçmiþte topla tüfekle yapamadýklarýný þimdi baþta ekonomiyle sonra eðitimle, kültürle ve diðer araçlarla yapýyorlar. Bugün yaþananlar gerçek bir savaþtýr. Bir savaþýn sonunda elde edilmek istenen her neyse burada da elde edilmek istenen tam olarak odur.
Lakin direneceðiz! Yüz elli yýl önce atalarýmýz nasýl direndilerse bugün de biz "kilit taþý"ný koruyacaðýz. Ülkemize sahip çýkma sýrasý þimdi bizde!
Tanzimat'tan sonra oluþmuþ büyük þansý kaçýrmamak için, diriliþ ve dirayet esaslý, milli bir stratejiye ihtiyaç vardý. Bu stratejinin var olduðunu ve pek çok zorlu kararýn buraya dayanarak alýndýðýný görmekten mutlu oluyoruz.
Ayný anda pek çok cephede savaþan Osmanlý Anadolu'suyuz adeta. Mülkün tam sahibi olmak zorundayýz ama, ekonomi cephesinin siperleri bizden ziyade, sözde müttefiklerin kontrolünde.
Akýllý olmak zorundayýz. Yaþadýðýmýz ekonomik savaþta kim kimdir, ne yapýlmak isteniyor, ulaþýlmak istenen nihai hedef nedir, anlamalýyýz?
Bugünlerde ekonomi üzerinden verilen savaþlar geleceðin tarih kitaplarýnda ders olarak okutulacaktýr!
Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn 15 Temmuz'dan itibaren yaþananlarý "Millî Mücadele" olarak tavsif etmesi boþuna deðil. Erdoðan, bugünlerde de "Ekonomik Kurtuluþ Savaþý" verdiðimizi söylüyor. Böyle olduðuna yürekten inanýyoruz. Bunun için duruma uygun seferberliðe ihtiyaç var demektir.
Gezi'den sonra 'faiz lobisi' olarak ifade edilen, esasýnda finans kapitalin sahibi yapýlarýn kimler olduðunu, kimlerin acentesi olduklarýný ve ne yapmak istediklerini artýk bilmek zorundayýz.
Bu ülkede en az yüz elli yýldýr boru onlarýn elindeydi, her türlü manipülasyonu yaptýlar, her türlü oyunu oynadýlar millete.
Bir memur maaþýna fötr þapka satan, milletin çatýsýndaki kiremiti bir paraya alýp, meclise on paraya satan onlardý. On yýllarca, bu millete iyi olan hiçbir þeyi layýk görmeyip, kendilerini her þeyin sahibi sananlar iþte bu 'faiz lobisi'ydi.
Her virajý salimen onlar aldý, millet þarampole yuvarlandý. Onlar ellerini sýcak sudan soðuk suya sokmadýlar.
Þair, "Bu vatan, kara topraðýn baðrýnda, sýradaðlar gibi yatanlarýndýr" dese de öyle olamadý. Bir yýlbaþý gecesi, Ýstiklal Caddesi'nde sarhoþ naralarý atan junior Hakko'nun dediði gibi "onlar"ýn oldu.
Bu millet kendi iradesine sahip çýkmayý öðrenmeli artýk. Din düþmanlýðýyla, ideolojik nedenlerle, partizan refleksiyle ekonomi çýðýrtkanlýðý yapmak vatana zarar verir.
Zorunluluk neyse milletimize açýklanmalý. Millet neyin ne olduðunu, kimin kim olduðunu, amacýn ne olduðunu anlayabilsin. Bu yapýldýðý takdirde millet yaþanan zorluklarý baðrýna basacak, devletine ve ülkesine sahip çýkacaktýr.
Bu mücadelenin, Ýsmet Özel'in, 'savaþa ikna edilmiþlerle deðil, inanmýþlarla gidilir' sözünün anlamýný kavrayanlara ihtiyacý olduðunu da unutmayalým.