Bu ülkeye yakışmaz!

Yahu 'hata idi' deyip geçseler mesele kapanacak.

Ama hâlâ bilmedikleri alanda at oynatıyorlar, battıkça batıyorlar.

Ama mesele seccade değil, mesele başka dünyanın insanları olan o kesimin bu milletin değerlerinden ne kadar uzak olduklarıdır.

Çıkmaz sokaktalar farkında değiller!


Kılıçdaroğlu'nun seccadeyi fark etmemesi normaldir, çünkü seccadeyi halıdan ayırt edecek kültürü yoktur.

Onun geldiği gelenek, dinle alakalı ne varsa sosyal hayatta ve kamuda görünmemesi gerektiğini söyler.

Öyle diyorlar ya 'Din Allah ile insan arasındadır.' Başörtüsü, sakal, cübbe, namaz, oruç gibi dini çağrıştıran her şeyin kamuda ve sosyal hayatta görünür olması laikliğe aykırıdır! Bunu kökten CHP'lilerin hepsi söylüyor. Dahası, CHP'nin eğitimden sorumlu profesörü de aynı şeyi söylüyor ve örgüte öğretiyor!

Öyle olduğu için de başörtüsünü serbest bırakan anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesine koşa koşa götüren CHP'liler arasında Kılıçdaroğlu da vardı!

O yüzden bırakın milletin bin yıldır kullandığı başörtüsü, cübbe sarık gibi kıyafetleri, iktidarları döneminde Allah demeyi bile yasaklamış bir zihniyetten bahsediyoruz.

01 Aralık 1938 tarihli Dâhiliye Vekâletinin (bakanlığının) cumhurbaşkanına gönderdiği 60862 sayılı yazıda diyor ki: "13.11.1938 gecesi Amasya Mehmet Paşa camisinde ve teravih namazı arasında müezzin vekili Veysel Onur ile terzi Süfyan, Nazım Torun ve Cemal Kılıçaslan adlı kişilerin bir defa Arapça tekbir getirdikleri görülerek haklarında kanuni takibat yapıldığı Amasya valiliğinden bildirilmiştir."

Bırakın sokağı, camide Allauekber diye tekbir getiren Müslüman hakkında dava açan bir zihniyetten bahsediyoruz.

Rahmet Osman Yüksel Serdengeçti'yi 'Allah' dediği için emniyete almışlar. Emniyet Amiri sormuş, "Sen Allah demişsin öyle mi?" Rahmetli hayret ifadesi olarak , "Allah Allah!" cevabı vermiş.

CHP'nin 1950 den bu yana iktidar olamamasının temelinde bu milletin inanç değerlerine verdiği tahribat yatmaktadır. Ve parti hâlâ aynı zihniyeti sürdürmektedir!

Kararı halk verdiği sürece o zihniyetin iktidarı mümkün değildir. Halk Müslümandır ve dinine dahledeni iktidar yapmaz.

Kılıçdaroğlu bu gerçeği görmüş veya kendisine gösterilmiş olmalı ki helalleşme, iftar, peygamber soyundan gelmek, Kuranı ezbere bilmek gibi söylem ve eylemlerle kendisini halka kabul ettirmeye, 5 sağ partiyi de kafa kola alarak kendisini aklamaya çalışıyor.

Ama bu tarafın hassasiyetlerini bilmediği için de pot üstüne pot kırıyor.

Ramazan günü öğle vaktinde Memleket Partisi'nde pastalı kekli çaylı ziyarette bulunuyor, akşam Gelecek Partisi'nin iftar sofrasına oturuyor!

Neresinden baksan yanlış, neresinden tutsan kopuyor.

Rahmet Kadir Mısıroğlu "Gün gelecek bunların hepsi biz daha çok Müslümanınız diye sizden oy isteyecekler" derdi. İster keramet deyin ister öngörü, aynen öyle oluyor.

Öyle olacak, çünkü milletin dinine olan sadakati siyasetçileri o dine saygıya zorlayacaktır. Demokrasi milletin iradesiyse, millete kendinizi beğendirmek zorundasınız.

Said Nursi milleti çok iyi tanıdığı için gelecek hakkında öngörüde bulunarak, 'Şu istikbal inkılâbâtı içinde en yüksek ve en gür seda, İslam'ın sedası olacaktır' derken bunları kastediyor olmalı.

Oruç tutmayanın iftar şovu, peygamber yoluyla alakası olmayanın peygamber soyundan geldiğini ilan etmesi, doğru dürüst bir ayet bile okumaktan aciz birinin Kuranı ayetleriyle(!) ezbere bildiği iddiası, bunların hepsi dini siyasete alet etmekten başka bir anlam taşımaz. Seccadeye ayakkabı ile basarak milletin hassasiyetlerinden ne denli kopuk olduğunu farkına varmadan kendisi böyle faş etmiş olur!

Dikkat edilirse seküler kesim oy uğruna inanmadığı ve hayatında hiç yapmadığı işleri yapıyor.

Bu ikiyüzlülüktür.

Böylesi ikiyüzlülerin, olduğu gibi görünen göründüğü gibi olan Başkan Erdoğan ile yarışmaları mümkün mü?

Siz hiç Başkan Erdoğan'ı seküler kesime şirin görünmek için alkol aldığını ya da hiç piste çıkıp dans ettiğini gördünüz mü?

Bu milletin aslı ile taklidini ayırt edebilecek siyasi bilince sahip olduğundan benim şüphem yok.

Seccade konusu mihenk taşı olmuş.

Ben seküler kesimin seccade hakkındaki absürt fetva ve yorumlarını yadırgamıyorum. Bu âlemle ilgisiz oldukları için saçmalamaları normaldir.

Asıl üzücü olan, o mahalleye geçmiş kimi eski arkadaşların seccade konusundaki saçmalamalarıdır. Adam hata ettim diyor, özür diliyor ama onlar kraldan çok kralcı edasıyla saçmalayıp duruyorlar. Yok, yıkanınca temizlenirmiş, yok halının üstündeki seccade fark edilemezmiş, yok seccadelerin yönü farklıymış.

Evet, konu seccade değil. Kasten basmadığı da ortada. Özür de diledi. Konu seccade değildir, konu bu kesimin halkın hassasiyetlerinden kopuk oluşudur.

Bunun siyasi sonucu da ezici çoğunluğu Müslüman olan halkın hassasiyetlerinden bu kadar uzak birini bu ülkenin hak etmediğidir!

Tabii Kılıçdaroğlu'nun bir de HDP ile ilişkisi var ki o daha da tehlikeli!

Girdiği her yol çıkmaz sokak!