Bir kere inanç boþluðuna düþmeyegörün o boþluðu doldurmak için insanýn küçük dilini yutturacak yöntemlerle yarýþanlar var.
Bir zamanlar meþhurdu; mail yoluyla veya mesaj yoluyla insanlara, "Eðer bu yazýyý 10 kiþiye gönderirsen dileklerin yerine gelir, eðer göndermezsen felaketler peþini býrakmaz..." notuyla deðiþik içeriklere sahip yazýlar gönderilirdi.
Siyonistlerin yýllar öncesinde mektup yoluyla yaydýklarý "Þeyh Ahmet Vasiyetnamesi"ni araþtýrmanýzý öneririm.
Yani günümüzde dijital iletiþim kanallarý kullanýlarak yapýlan ve özünde çeþitli ideolojik menfaatler veya art niyetler barýndýran bu çalýþma yeni deðil.
Zamana göre þekil deðiþtiriyor.
Ýslam'a karþý ve Müslümanlarýn inançlarýný tereddüte sevk etmek niyetiyle baþlatýlan bu çalýþmada ilk önce efendimizin ismi ve rüyalarý zikredilerek kafa karýþtýrýldý. Sonra Kur'an'dan ayetler ve hadislerle süslenmiþ içeriklerle insanlar þüphe ve tereddütlere gark edildi. Akabinde Müslüman din alimlerinin sözleriyle bezenmiþ içeriklerle kalplere vesvese tohumlarý ekilmeye çalýþýldý.
Farkýndaysanýz kademeli olarak içeriklerin niceliðinin azaldýðý bir süreç izleniyor. Bu demektir ki belli bir seviyede istediklerine ulaþmýþlar ki artýk bunlara ihtiyaç kalmamýþ ve spiritüalizm üzerinden hurafe mekanizmasý çalýþtýrýlmaya baþlanmýþ.
Yani artýk mesele iyiden iyiye sýradanlaþtý!
Bu yazýlý ya da sözlü mesaj içeriklerinin yerini artýk "777, aldým kabul ettim..."ciler aldý.
Görsel medya, yazýlý medya, sosyal medya ve bilumum gruplarda bu 777'ciler karþýmýza çýkýyor. Ýnsanlar bu rakamlarýn getireceði þans ve mucizelerle hemen arkasýndan sýralanan dileklerin yerine geleceðine inanýyorlar.
Gençler arasýndaysa bu 777 sözcüðü dilden dile viral haline geldi.
Bunlarýn özellikle inancý zayýflatmaya yönelik birer tuzak, aldatma, hile, oyun olduðunu anlayamayan ve hayalperest bir meþguliyetle önce inançlarýna sonra ahlak sýnýrlarýna zarar veren Müslümanlar; iman ve anlayýþ noktasýnda zaafa düþmeye baþladýlar. Þüpheler, tereddütler ve vesveseler oluþtu.
Kanaatimizce bütün bu þaklabanlýklar inanç boþluðunun ya da neye niçin inandýðýný bilmemenin bir sonucu. CHP zihniyetinin toplumu dinsizleþtirme, en azýndan bilinçsiz hale getirme çalýþmalarýnýn insanýmýzda oluþturduðu iman zafiyetini iþte böyle birtakým açýkgözler dolduruveriyor.
Medyumlarýn, spritüalistlerin, astrologlarýn ve dahi bilumum þarlatanlarýn bu kadar raðbet görmesinin ve milyonlarca takipçiye ulaþmasýnýn baþka bir izahý olamaz.
Bilgi, fikir, düþünce içerikli kitaplar 1000 adet bile satamazken 777'cilerin yazdýðý kitaplar milyonlar satýyorsa, birileri sattýklarý bu kitaplardan veya verdikleri tavsiyelerden dolayý milyonlarca lira kazanmaya baþlamýþ ve bu insanlar adeta birer "kanaat önderi" haline gelmiþse bunu yine ancak inanç boþluðunu istismar gayretlerinin bir sonucu olarak görebiliriz.
Ýnsanýn bir acziyet içinde olduðunun ispatýdýr bu.
Bir olan Allah'ý terk edip sonrasýnda açýlan kaçýnýlmaz boþluðu doldurmak için binlerce mit ve efsaneye sarýlýyor insan.
Ne acýdýr ki bugün Taksim gibi bir yerde falcýlar sokaðý bulunuyor. Sadece Taksim'de mi? Hayýr! Baþta Kadýköy olmak üzere birçok yerde ve mekânda falcýlara rastlamak mümkün.
Eðer geçmiþteki "Bu yazýyý 10 kiþiye göndermezsen"ciler ya da günümüzdeki "777"ciler haklý olsaydý yaþamýþ olduðumuz hiçbir sýkýntýyý yaþamamýþ olacaktýk. Çünkü bu insanlara inanýp yazýlarý baþkasýna gönderenler ve dilek ve temennilerini evrene salanlarýn sayýsý o kadar fazla ki...
Demek ki inanç boþluðunun yerini hiçbir þey dolduramýyor. Umut ve inanç tacirlerinin yanýndan yüzlerinde geçici gülümsemelerle ayrýlanlar bir müddet sonra gerçeðin tokadýný yiyerek acý bir þekilde kendilerine geliyorlar.
Teknolojik ilerlemelere ve sosyal deðiþikliklere raðmen, insanoðlunun temel ihtiyaçlarýndan biri olan inanca bu derin özlem hiç deðiþmedi.
Belki de gerçek anlamý bulmak, tatmin olmak ve mutluluðu kucaklamak için en eski inançlarýmýza, en saf duygularýmýza; fýtratýmýza geri dönmeliyiz.
Çünkü duygularýmýz köreldi. Aklýmýz bocalamaya baþladý.
Duygularýmýzý ve aklýmýzý bir araya getiremedik. Bunlarýn bir araya gelmesinden hasýl olacaktý asýl insan, bunu bilemedik.
Her þey asli vazifesini yerine getirdiðinde fýtratýný yaþar ve bu fýtrat yaþanmýþlýðýdýr insaný tatminkâr kýlan. Günümüz depresyonlarýnýn ve ruh hastalýklarýnýn yegâne kaynaðý da budur belki.
Ancak bu þekilde, modern dünyanýn ürünü olan inanç tacirlerinin etkisinden uzak kalabiliriz.
Çünkü öyle anlaþýlýyor ki "Yedi, Yedi, Yedi"cilerin yaptýðý þeyler birer "Yemedi, Yemedi, Yemedi" olarak yarýnlarda acý bir tokat olup geri dönecek.