‘Büyük ekonomistlerimiz', kimlerin borusunu çalıyorlar?

Hele de, ekonomik bir dalgalanma veya tufan meydana geldiğinde, herkes, kendi maslahat ve menfaati açısından bir ses veriyor.. Bu, tabiî de..

Hani denilir ki, kapitalistlerle vatanseverler arasındaki temel fark şudur: 'Kapitalist, 'Eğer servetimin kurtulması için memleketin kurtulması gerekiyorsa, kurtulsun.' der.

Vatansever ise, 'Eğer memleketin kurtulması için, kapitalistlerin servetlerinin kurtulması gerekiyorsa, onlar da kurtulsun..' der. Aradaki fark, niyetlerden kaynaklanıyor ve herkes kendi durduğu ve baktığı yerden bakıyor, bu konulara..

Son ekonomik krize de bakışlar böyle..

*

-Erdoğan'ın devamlı vurguladığı- 'Faizin sebep, enflasyonun sonuç' olduğuna dair görüşün bir teorisi var mı? diyor, bir yazar..

Durduğunuz ve baktığınız yere göre değişir efem..

Kapitalistler gibi bakıp, 'Hayır, enflasyon yüksek olduğu için, faiz yüksek olur..' der ve her şeyden önce kapitali, sermâyeyi koruma altına almak isterseniz, başka teoriler olsa bile onlara itibar etmezsiniz, elbette.. Kaldı ki, teori de, nihayeti bir görüştür.. Başka görüşler de olabilir ve onlar da bir nazariyedir/ teoridir..

Daha da ilginç olan şu ki, bu soruyu başlık yapan yazar, Erdoğan'ın 2021'in ASKON'da yaptığı son konuşmasında, "Elbette bütün bunları serbest piyasa ekonomisi kurallarından sapmadan, ülkemizin küresel ekonomik sistemle güçlü bağlarına zarar vermeden yapıyoruz."dediğine dikkat çekerek, "Ülkemizin küresel ekonomik sistemle güçlü bağlarına zarar vermeden..." sözüyle, Erdoğan'ın 'dışgüçler' suçlaması arasında bir mantıkî çelişki görüyor. Halbuki, 'dış güçler' ifadesinin , diplomatik bir takım açık sürtüşmelere yol açmamak için söylendiği açık..

Sözgelimi, dış güçler deyince, birkaç emperyalist ülke geliyor akla; ama, 'küresel ekonomik sistem' sadece onlar demek değil.. Ama, yazar bey, görüşünü güçlendirmek için, '(Dış güçler) bizimle uğraşıyor da, ekonomisi tıkır tıkır işleyen ve önümüze geçen ülkelerle niye uğraşmıyorlar?' diye safdil kişilere doğru gelebilecek bir yorum da getiriyor. Halbuki, o yazar da mutlaka biliyordur ki, 'Türkiye ile uğraşmak, Erdoğan'ın düşünce dünyasının güçlenmesi'nin, kendileri için tarihî korkuları ve hesaplaşmaları çağrıştırdığından' dolayıdır.. Ki, bunu Joe Biden açıkça beyan ediyor.. (Ki, Macron'lar, Putin'ler, İsrail, İngiltere ve Almanya, ve onların Balkanlarda, Kafkas ve Ortadoğu'da kendilerine bağlı hale getirdikleri, kezâ Çin ve Hindistan yöneticileri, farklı bir çizgideler mi?)

Henüz 2 sene önce, etrafına topladığı bazı ülkelerin liderlerine 'Buralarda yeni Erdoğan'lar istemiyorum!' diyenin hangi ünlü lider olduğu bilinmiyor mu?)

*

Nitekim, Erdoğan da o konuşmasında, "Batı'nın bu kapitalist anlayışına maalesef kendini kaptıranlar hâlâ burada sürüp gidiyorlar. Arkadaşlar bizim de bir değerler silsilemiz var değil mi? Bu değerler silsilemize eğer inanıyorsak, o zaman biz bu kapitalist anlayışıyla hareket edemeyiz." diyordu.

Yazar bey ise, işte bu noktada, karar ve hükmünü veriyor ve, 'Faizi düşürecek araç "inanç silsilesi" değil, piyasa ekonomisinin geleneksel kurallar ve kurumlarının güvenilir olmasıdır." Faiz sebeptir" tezinin, "silahımız nass" diyerek retorikle değil, laboratuvar verileriyle, teorisi neyse bunun ortaya konulması lâzım.' diyor.

Evet, kapitalizmin ve kapitalistlerin düşünce ve kaygılarına sözcülük etmek ancak böyle dile getirilebilirdi..

*

Söz konusu yazarın sütun komşusu da ondan geri kalmıyor ve adetâ zil takıp oynarcasına sevinçle hükmünü veriyor:

'Somut durum şu: "Faiz sebep, enflasyon sonuçtur" diyen, piyasaya "Bizim silahımız, nas" diye meydan okuyan (...) Erdoğan, bilim, matematik ve piyasaya yenildi.'

Ve sonra da KK'nın politik hesaplarına tercüman olmak istercesine; 'Bu şartlarda rasyonel düşünce bizi erken seçime götürür ama, Erdoğan rasyonel düşünüyor mu acaba?' diye kendisinin rasyonelliğini göstermeye çalışan bir 'çok akıllılık'sergiliyor..

*

Evet, 'içerden muhalefet de gerekli..' diyerek yola çıkan'Karar'lılar kararlı..

Tekrar edelim, hedefimiz, Erdoğan'ın temsil etmeye çalıştığı ve kendi dünya görüşümüze, 'bilim, matematik, piyasa, kapitalizmin kuralları' gibi gerekçelerle yapılan bu açık-kapalı saldırılarına dikkati çekmek..

*

Bir-kaç NOT:

1- Bazı okuyucuların, son ekonomik buhranda 'Dış güç'lerin etkili olduğu suçlamasını hafife almak eğiliminde oldukları görülüyor.

Elbette sadece dış güç ve şer odakları değil, içerdeki açgözlü, şeytanî odaklar da 'dış güçler' kadar etkililer.. Ama, 'Amerika'nın operasyonlarını Libya'da, Doğu Akdeniz'de, Suriye, Irak ve diğer yerlerde etkisiz hale getiren Erdoğan'a bunun bedelini ödettirmeli ve içerdeki muhalif unsurlarla da işbirliği yaparak, demokratik yollardan iktidardan uzaklaştırmalıyız..' diyen bir Joe Biden'ın sözlerini ciddîye almamak da ne oluyor?

2- Bülent Bey'e bir-iki sual: İçişleri Bakanlığı'nın, İstanbul B.Şehir Belediyesi'nde 'bir takım terörist unsurların çalıştırıldığı' iddiaları üzerine bir 'teftiş heyeti'nin vazifelendirilmesine karşı, 'Bizim halkımızın gönlünde mağduriyete karşı duyarlılık var. (...) 'Şurda çalışan şu kadar insan şöyledir.." konusunda kararını verecek olan yargıdır.' demişsiniz, açıklamanızda.. 'Eğer aynı makamlarda siz olsaydınız, bir takım maslahat ve menfaatlere zarar getireceği ihtimaliyle, gerçeğin ortaya çıkması için tahkik ettirmeyip, üzerini mi kapatırdınız?

3- Bugün (5 Ocak 2022 akşamı) saat 19.00'dan itibaren, İstanbul Edebiyat Vakfı- İSEDER'in (Vefâ'da, Vezneciler'den Süleymaniye'ye giden yol üzerindeki) merkezinde, 'Müslüman Dünyasındaki son gelişmeler üzerine bir durum değerlendirmesi'nde bulunulacaktır; İnşaallah..