Büyük kýrýlma ile karþý karþýyayýz. Yeni dünya, tek kutuplu dünya hayali ve finans kapitalinin dayatmasý içinde bulunduðumuz yeni hesaplaþma sürecini tetiklemektedir. Giderek hangi Batý sorusu ile de kafamýzý yoracaðýmýz artýk açýktýr. Tek kutuplu dünya hayali suya düþmekle kalmayarak tek Batý tanýmýný da yok olma arifesine getirdi.
Avrupa Birliði ile Anglosakson birliðinin karþý karþýya geleceðini uzun zamandýr yazýyorduk. Brexit süreci ile rengini netleþtiren Ýngiltere'nin yeniden aktifleþmesi, kýrýlma döneminin yaklaþtýðýna da iþarettir .
ABD-Avrupa Birliði iliþkileri, Fransa'nýn yüksek sesle itirazlarý, Almanya'nýn sessiz ama derin çalýþmalarý, hatta bu ortamda fýrsat bulan Ýran'ýn coðrafyanýn istikrarýný yok etme çabasý, bize hesap kitaplarýn yeni dünyaya göre ayarlanmasýnýn kýran kýrana kavga edildiði ve edileceðine dair ipucunu vermektedir.
ABD-Türkiye iliþkileri, tüm bu serüven içinde cidden ele alýnmasý gereken durumdur. ABD'nin tüm ürettiði bahanelere raðmen bu iliþkileri sekteye uðratarak kendisini de çýkmaza sokmaktadýr. ABD'nin kendi içindeki dengeleri uzaktan anlamak veya sadece yazýlan çizilenleler üzerinden analiz etmek belki de doðru deðildir. Lakin görünen ve gösterdiði tarafý ile ABD, kendini de çýkmaza soktuðunu bize izah ediyor aslýnda. Böyle durumda mesele sadece ABD-Türkiye iliþkileri deðil mesele hem de ABD'nin yara vererek oluþturduðu baþý bozuk dünya modelidir.
Dünyanýn bunca radikal ve sinirli bir þekilde pandemi, iklim deðiþimi gibi dertlerle boðuþma serüveni varken, güçlü devletlerin nizamý bozma gayreti ile dünyayý çöktürmeye neden olmasý da büyük felaketin ayak sesleridir. Bu durumda aklý selim politikalara daha fazla ihtiyaç vardýr.
ABD çöküþe yaklaþtýkça yeni dönemden paye çýkarmak isteyenlerin azgýnlaþmasý da artýyor. ABD bunun farkýnda ve gidiþatýn iyi olmadýðýný okuyabiliyor. Bu durum dünya için yeni kaosun da nedeni olarak karþýmýzdadýr. ABD halen Ortadoðu'da yeni haritalarýn çizilmesine gayret ederken kendisinin de geriye dönüþü olmayan çýkmaza gireceðini hesaba katýyor mu acaba?
Rusya üzerine senaryolar yazarken Avrupa'nýn nasýl bir yol çözeceðini düþünüyor mu? Peki Türkiye'nin bunca köþeye sýkýþtýrýlmasý radikal adýmlarý pekiþtirir mi diye hiç hesap kitap yapmýyor mu? Tabii ki ABD hesaplarýnda tecrübelidir. Güçlüdür ve halen esas küresel aktördür. Kanýmca tam da bu nedenle güçlü ve küresel aktör olan eski devletlerin çöküþ nedenlerini okumuþtur.
Geriye çekiliyor ama kendine nasýl bir ortaklar belirliyor? Dünyayý kiminle paylaþacak? Bu paylaþýma dünyanýn geri kalaný razý gelecek mi? Sorular çok. Razý olmayanlara dayatma, baský, yaptýrým içerikli politikalarla ne kadar uzun vadeli gidebileceðini düþünüyor? ABD giderek dünyayý yalnýzca Anglosakson kavram içerisinde okumaya baþladý.
ABD-Avrupa Birliði, ABD-Türkiye, ABD-Rusya, ABD-Pakistan, ABD-Hindistan iliþkilerinin giderek daha fazla gündem edeceðimiz dönemdeyiz. Hindistan üzerinden fazladan konuþacaðýz. Bu durumda haliyle Pakistan gözde konu olacak. Evet, Çin'in yeni dönem konusu. ABD bu sýnavdan nasýl çýkacak? Kendi müttefiklerini satarak nasýl bir gelecek ihyasý düþünmekte olduðunu zaman gösterecek. Ama görünen net þudur ki; ABD tek baþýna artýk belirleyici olmayacak. Galiba devlet dýþý aktörlere muhtaçlýk duymasý ve taþeronlarý devreye sokmasý hem maliyet konusundaki zorluðunu hem de siyaseten bize çýkmasýný izah ediyor.