Ýki yýl önce Muðla Menteþe'de ayrýldýðý sevgilisi tarafýndan varile konularak canlý canlý yakýlan ve üzerine beton dökülen üniversite öðrencisi Pýnar Gültekin cinayeti davasýnda dün karar açýklandý.
Mahkemenin kararý, katilin iþlediði cinayet kadar can yakýcý.
Katil zanlýsý Cemal Metin Avcý -ki cinayeti itiraf etmiþti- Pýnar'ý "canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme" suçundan yargýlanýyordu.
Mahkeme Heyeti Avcý'ya önce aðýrlaþtýrýlmýþ müebbet hapis cezasý verdi, ardýndan "haksýz tahrik indirimi" uygulayýp cezayý 23 yýl hapse düþürdü!
Cinayetin izlerini temizledikleri iddiasýyla yargýlanan katilin ailesinden beþ kiþiye de ('Suç delillerini yok etme, gizleme veya deðiþtirme suçunu iþlediklerinin sabit olmamasý' nedeniyle) beraat verdi.
Ki katilin kardeþinin cep telefonu cinayet mahalli yakýnýndan sinyal vermiþ.
Aile olaydan sonra bað evine gidip ortalýðý temizlemiþ.
Ayrýca katilin Pýnar'ý yakýp üzerine beton döktüðü 168 kiloluk varili tek baþýna araçtan indirip bindirmesi imkansýzken çýkan karar beraat.
Ýnanýlmaz derece yýkýcý, kahredici bir karar bu.
Cinayetin iþleniþine, Pýnar'ýn katlediliþine dair okuduðumuz her detay tüylerimizi diken diken ediyor çünkü.
Katilin avukatýnýn savunmasý da o kadar irrite edici ki.
Savunma haktýr elbette, yargýlamanýn adil ve mümkün olabilmesi için savunma þarttýr ama zanlý avukatýnýn mahkemede kurduðu cümleleri savunacak kimse de olamaz.
"Müvekkilim durup dururken gidip þu Pýnar'ý öldüreyim demedi, canavarca hisle hareket etmedi, öyle olsaydý ellerini baðlardý" demiþ mesela.
Ona göre Pýnar Gültekin'i gözlerden uzak bir yere, bað evine götürmek, bayýltmak, varile koymak, benzinle diri diri yakmak, üzerine beton dökmek, varili ormana götürüp nehre atmak tasarlayýp eziyet ederek öldürmek olmuyor demek ki.
Karara bakarsak Mahkeme Heyetine göre de böyle miymiþ?
Ýþlenen suçun aðýrlaþtýrýlmýþ müebbet cezasýyla cezalandýrýlmasý gerektiðini açýklayýp ardýndan böylesi bir indirimde bulunmak katile hak vermek anlamýna gelmez mi?
Bu, yargýlama usulüyle ilgili bir husus olsa da hem karar, hem cezanýn indirime girmesi vicdanlarý yaraladý.
Hem Pýnar Gültekin cinayetinde adalet yerini bulmadý, hem kadýna yönelik cinayetler konusunda caydýrýcý olmadý.
Allah aþkýna! Katile hak verilecekse nasýl önlenecek bu cinayetler, bu canilikler!
Kadýn cinayetleri gibi güçlünün güçsüzü katlettiði cinayetlerde katillerin mahkemeye sunduðu bahaneleri her zaman oldu. "Yemeðin tuzu azdý, vurdum öldürdüm" diyen de oldu, "kýsa etek giydi", "telefonda biriyle mesajlaþtý", "töremiz bunu gerektirdi" gerekçeleriyle kendini savunan da oldu.
Þimdilerde en çok "boþanmak istedi", "aþkýma karþýlýk vermedi", "para istedi, þantaj yaptý" diyor kadýn katilleri kendilerini haklý çýkarmaya çalýþýrken.
Birbirlerinden öðreniyorlar.
Cinayetlerin iþlenme biçimleri gibi katillerin savunma biçimleri de öðretici oluyor ne yazýk ki.
Müstakbel katiller tecrübeli katillerden yeni yollar, yöntemler, gerekçeler devþiriyorlar.
Boðazýndan býçaklanýp yakýlarak öldürülen Özgecan Arslan'ýn katilini hatýrlýyor musunuz? Münevver Karabulut cinayetinden öðrendiði bilgiden hareketle "týrnaklarý içinde kaným, derim, saçým vesaire kalýrsa polis beni de bulur" düþüncesiyle Özgecan'ýn ellerini kesip baþka bir yere atmýþtý hani.
Katil katile bakarak tecrübe edinmiþti!
Bir zaman sonra baþka bir cani de çýkýp Pýnar'ýn katili Metin Avcý gibi savunma yaparsa ne olacak?
Benzer potansiyelde olup da cinayet tasarlayanlarýn bu kararý "gerekçeniz varsa öldürebilirsiniz, fazla da yatmazsýnýz" þeklinde tercüme edip zihnine kaydetmediðini kim garanti edebilir?
Caydýrýcý etkisi olsun derken ceza indiriminde emsal mi olacak yani bu karar?
Çok üzücü.
Yazýklar olsun.