CHP lideri Kýlýçdaroðlu’nun, dünya yýkýlsa da kendi yanlýþýnda ýsrar etmek gibi bir marifeti(!) var!
Askerimize “Satýldý” diyerek herkesi çýldýrtan vekiline destek vererek, darbe yapmayan ordudan intikam alýyor.
Sosyal medyada “Aman dikkat…” esprilerine konu olan seri CHP’li tecavüzleri Türkiye’yi sarsýyor ama Kýlýçdaroðlu (CHP’li kadýnlara “Kendinizi savunun” dediðini dikkate almazsak) tek kelime etmiyor.
Bu yöntem Kýlýçdaroðlu’nun siyasî baþarýsýný borçlu olduðu bir FETÖ taktiðidir. “Hangi siyasî baþarý” diye soranlara þaþarým. Kýlýçdaroðlu’nun; iktidar yükü altýna girmek gibi bir derdi asla yoktur. Onun tek hedefi “muhalefette iktidar” olmaktýr ve bu lüksü de on yýldýr yaþamaktadýr.
OSMANLI’YI BATIRANLAR ERDOÐAN’A MI YAKIN, CHP’YE MÝ?
Kýlýçdaroðlu bu hafta da milleti enayi yerine koyarak tank-palet fabrikasýnda tepinmeye devam etti. Katar sermayesi için yapýlan fedakârlýklardan bahsetti, dýþ borcun Osmanlý’yý nasýl batýrdýðýný anlattý, Düyun-u Umumiye’yi hatýrlattý!
“Osmanlý’yý Erdoðan gibi yöneticiler batýrdý” diyen Kýlýçdaroðlu’nun, Ýngiliz-Rortschild ittifakýný; Osmanlý’ya borç vererek hükmetme hedefine, “Batýcý” mason üstadlarý Reþid ve Mithat paþanýn, padiþahlara raðmen; devleti Kýrým ve 93 harplerine sokarak yerine getirdiklerini bilmesini hiç beklemiyorum.
Hakeza Kemal beyin, bu borçlarý Abdülhamid Han’ýn ödediðini ve tekrar borç almadýðý için Ýngilizlerin hýþmýna uðradýðýný bilecek bir tarih þuuruna sahip olduðunu da sanmýyorum.
KREDÝ ÝÇÝN FABRÝKA KAPATMAK ÝNÖNÜ’NÜN ÝÞÝDÝR
Ama… “Uçak ihraç eden 4 ülkeden biriydik” sakýzýný yine çiðneyen Kýlýçdaroðlu, o dönemdeki þu CHP marifetlerini de biliyordur herhalde:
Truman Doktrini çerçevesinde ABD’den sadece 113 milyon dolar ve savaþ kalýntýsý birkaç askerî malzeme almak uðruna, ABD’nin “Yerli uçak ve silah üretimini durdurun” ön þartýný yerine getirmek için Ýnönü’nün; “Nuri Demirað Havaalanýný istimlak edin ve uçak satýþýný engelleyin” talimatý verdiðini…
Yerli uçak satmak isteyen Nuri Demirað’a, “Amerikan yardýmýndan bedava uçak almak dururken fabrikanýza sipariþ verirsem bu millet beni asar” diyenin kim olduðunu…
Þakir Zümre Silah Fabrikasý’ndan sonra Nuri Killigil’in o muhteþem yerli savunma sanayii tesislerinin esrarengiz bir þekilde havaya uçtuðunu ve hükümetin Ankara’da Ýsrail’i, tanýma kararý aldýðý saatlerde, Ýstanbul’da da Nuri Killigil’in Haliç’ten toplanan parçalarýnýn defnedildiðini…
ABD ile 12 Temmuz 1947’de imzalanan yardým anlaþmasý, 1 Eylül 1947’de TBMM’de görüþülürken bazý vekillerin, “Bu anlaþma ve özellikle 4. Madde Türkiye’nin baðýmsýzlýðýný ihlal ediyor” uyarýsýna Dýþiþleri Bakanýnýz Hasan Saka’nýn, ABD’ye kefil olduðunu…
Ama 1964 yýlýnda Türkiye Kýbrýs’a harekat düzenlemeye kalkýnca karþýmýza bu 4. Maddenin çýktýðýný ve Baþbakan Ýnönü’ye bir mektup yazan ABD Baþkaný Johnson’ýn, o anlaþmayý hatýrlatarak, “Bu imzayý kim attý” diye sorduðunu…
Amerika’ya nasýl bir söz vermiþlerse, kendilerinden sonra da yerli sanayinin geliþmemesi için CHP’nin giderayak 15 Mart 1950’de; yerli ve millî sanayiye ihanet kanunu çýkardýðýný…
Türkiye’nin yerli sanayisini hatta baðýmsýzlýðýný Amerika’ya ipotek ederek alýnan bu pahalý kredinin büyük kýsmýnýn da yine Amerika’nýn hurda askerî malzemeleri için harcandýðýný…
Ve… CHP’nin aldýðý bu kredilerin, sonraki hükümetler tarafýndan 30 yýlda ödendiðini biliyor mu acaba?
Bilmiyorsa cahildir, biliyorsa yalancýdýr
Seçim sizin Sayýn Kýlýçdaroðlu…