En iyi hizmeti saðlayan bir demokrasi nimeti olan yerel seçimler, farklý hesaplarýn görüldüðü bir arenaya dönüþtürüldü. Ýstanbul, Ankara ve Ýzmir baþta olmak üzere AK Parti adaylarý "hizmet" odaklý bir kampanya yürütürken, CHP, kampanyanýn aðýrlýk merkezini "Kemalistlik, laiklik, yaþam tarzý" gibi sun'i söylemlerle "minder dýþýna" taþýmaya çalýþýyor. Özgür Özel, Osmanlý düþmanlýðý üzerinden Erdoðan eleþtirisi yapýyor! Hizmetsizliðin sembolü haline gelen Ýzmir gibi bir yerde sergilenen, "Çamur içinde durur; pis kokuyu soluruz ama mührü yine CHP'ye vururuz" tavrý, "siyasî kölelik"tir.
Bu anlayýþ için demokrasinin ve seçimin anlamý da; gereði de yoktur!
Bu mankurtlaþmanýn sebebi, Kýlýçdaroðlu'nun 13 yýl boyunca uyguladýðý "kifayetsiz ama muhteris siyaset"tir. Milletin gönlünü fethetmiþ bir iktidara karþý, daha kaliteli bir siyasetle daha güçlü bir alternatif oluþturmayý göze alamayan Kýlýçdaroðlu, "ilkesiz ama kestirme" bir yol keþfetmiþti:
"Hiçbir siyasî benzerliði olmayan; hatta siyasî husumet yaþayan muhalifler, 'Erdoðan düþmanlýðý' paydasýnda birleþtirilebilir ve Kýlýçdaroðlu da bu cephe üzerinden iktidara yürüyebilirdi!"
Bu formülle üretilen "narkoz"un enjekte edildiði herkes, "Yeter ki Erdoðan gitsin" hedefine kilitlendi! Bu, öyle güçlü bir "uyuþturucu" idi ki, "dindar" SP ile "din düþmaný" CHP, "milliyetçi" ÝYÝ Parti ile "bölücü" HDP kol kola girdi. Aslýnda hepsi HDP'nin hizmetine girdi! Nitekim yüz yýllýk "ulusalcý" CHP, PKK'yý üzmemek için "tezkereye hayýr" dedi, PKK iltisaklý onlarca DEM'liyi, CHP listelerinden "aday" gösterdi.
Kýlýçdaroðlu, bu enfeksiyonlu siyaset sayesinde hedefine çok yaklaþmýþtý. Ama deðiþmeyen bir kural vardý:
"Bir þerre öncülük eden, bir gün mutlaka o þerrin hýþmýna uðrardý!"
Kýlýçdaroðlu da, kendi ürettiði "ilkesiz siyaset"in daha ilkesiz bir versiyonuyla sýrtýndan vurulmuþtu! Zira kendisinden daha haris olan Ýmamoðlu, ÝBB'nin parasýyla kandýrdýðý delegeler sayesinde, CHP Genel Merkezi'ni "vesayet" altýna almýþtý!
Bu arada "Atatürk'ün fotoðrafýný aþaðýladý" iddiasýyla bir "ergen"in üzerine çullanan savcýlar, Mustafa Kemal'in partisini "satýlýk" hale getiren Ýmamoðlu ile neden hiç ilgilenmedi acaba? Oysa parti sözcüsü Öztrak, "Kýlýçdaroðlu sermayeye yenildi" tespitiyle, CHP'nin nasýl aþaðýlandýðýný tescil etmiþti!
ÝMAMOÐLU'NUN ASIL HANDÝKAPI, KÖKTEN CHP'LÝLER!
Ýmamoðlu, ÝBB sayesinde kazandýðý ancak ÝBB yüzünden oturamadýðý CHP koltuðunu, çok güvendiði Özgür Özel'e emanet etmiþti! Ýstanbul'u da, CHP'yi de bir süre "uzaktan" yönetecek; sonra da asýl hedefine ulaþacaktý!
Fakat Sayýn Ýmamoðlu bilmiyordu ki, "At; avrat; silah" üçlemesine "koltuk" da dahildi! Yani koltuk, "emanet" edilmezdi! Nitekim "emanetçi" Özgür Özel; CHP koltuðunu çok sevdi.
Öte yandan Ýmamoðlu'nun, "eþ baþkanlýk" dönemini gören "derin CHP"liler de, "Uzaktan böyle yaparsa merkezde ne yapmaz" gerçeðiyle yüzleþti!
Netice itibariyle Ýmamoðlu'nun CHP genel baþkanlýðý "baraj"ý olarak gördüðü Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkanlýðý seçimi, CHP için çok farklý bir anlam ifade etmektedir.
Bu þartlarda Kýlýçdaroðlu ve Özgür Özel, Ýmamoðlu'nun seçilmesini ne kadar isteyebilir? Tam aksine Kýlýçdaroðlu, sýrtýndaki hançeri çýkarýp; saplayanýn önüne fýrlatmak için fýrsat kollamaktadýr. Ve þu andaki "yalnýz" görüntüsü kimseyi yanýltmamalýdýr!
Ya Özgür Özel? Sizce emaneti teslim etmek için gün mü sayýyor? Neden sýk sýk "Ýmamoðlu maðduru" Kýlýçdaroðlu'nu ziyaret ediyor?
Ayrýca "Kýlýçdaroðlu'nu destekledi" diye cezalandýrýlan CHP'liler; mesela Bülent Kerimoðlu, 31 Mart'ta bütün taraftarlarýyla birlikte "parti disiplini" diyerek, parti itibarýný yerle bir eden Ýmamoðlu'na mý oy mu verecek?
Kýsaca Ýmamoðlu'nun, CHP'nin baþýna bela olmasýný istemeyenler, "ÝBB Baþkanlýðý"ný kazanmasýný da istemeyecektir.
Kimse unutmasýn... Ýmamoðlu 2019 seçimlerini, "ittifak" oylarýyla deðil; "küskün" AK Partililer sayesinde kazanmýþtý.
Murat Kurum'un oylarýný kimlerin böleceðini ballandýra ballandýra anlatanlar, Ýmamoðlu'na asla oy vermeyecek olan CHP'lileri göremiyor mu; yoksa "duygusal" sebeplerle söyleyemiyor mu?
