Mekke'yi, Kahire'yi, Amman'ı ve de Tahran'ı kurtarmadan Gazze'yi kurtaramayız

Kudüs'ü "başkent" ilan etmeleri üzerine 13 Aralık 2017'te yazdıklarım bugün de aynen geçerlidir. (https://www.star.com.tr/yazar/mekke-ve-medineyi-kurtarmadan-kudusu-kurtaramayiz-yazi-1285315/) Bu hatırlatmayı, Gazze'deki soykırımı 7 Ekim'deki Hamas baskınına bağlayanlar için yaptım.

Hamas saldırısını ilk sorgulayanlardanım ve haklılığım her geçen gün artmaktadır. (https://www.star.com.tr/yazar/hamas-saldirilari-kimin-isine-yarayacak-yazi-1818358/) Ancak Gazze'deki soykırımı, Hamas saldırısıyla izah etmeye kalkmak, Siyonizm'e uşaklık yapmaktır!

Netanyahu'nun 22 Eylül'de BM Genel Kurulu'nda Filistin'siz harita gösterip, 7 Ekim saldırısından hemen sonra da "Orta Doğu'yu değiştireceğiz" demesi, asıl meselenin Hamas olmadığını göstermiyor mu? Kaldı ki, 7 Ekim'in karşılığı bu olacaksa, 75 yıldır devam eden katliam ve zulmün karşılığı ne olacak?

BU KATLİAMI KİM DURDURACAK?

Medeni(!) Batı'dan bir şey beklemek boşunadır. Zaten bu katliamın asıl sorumlusu bu Haçlı- Siyonist ittifaktır.

Terörist İsrail sadece "güç"ten anlar! Ve bölgedeki İslam ülkelerinin sahip olduğu "enerji", bunları birkaç defa bertaraf edecek güçtedir. Yani bu suskunluğun asıl sebebi, güçsüzlük değil; iradesizliktir!

Çünkü...

Haçlı-Siyonist ittifak, Yahudi devleti kurmak için Filistin'i 1917'de gasp etti ama önce bölgeyi düzenledikleri için İsrail; 1948'de ilan edildi.

Nitekim 1917'den sonra, Osmanlı topraklarında kurdukları Suudi Arabistan (1932), Lübnan (1943), Ürdün; Suriye (1946) ve Mısır (1953) gibi "eyalet"leri, birer "müstemleke valisi"ne emanet ettiler.

Bu "vesayet kralları"nın, Gazze'deki katliam karşısındaki tutumu, bu açıdan değerlendirilmelidir!

Riyad'daki İİT Zirvesi'nde gündeme gelen, petrol ambargosu; Arap hava sahasının İsrail uçaklarına kapatılması gibi teklifleri şiddetle reddettiler. Hatta; büyükelçilerini bile çekemediler!

Çünkü bunlar, kendilerine çizilen sınırın dışına asla çıkamaz!

Suudi Arabistan'ın 3. kralı Faysal bin Abdülaziz, İsrail'e karşı "cihad" çağrısı yaptığı ve petrol ambargosu başlattığı için, Amerika'dan gelen öz yeğeni tarafından öldürülmüştü (25 Mart 1975). Bunu iyi bilen M. bin Selman, ABD Dışişleri Bakanı Blinken'i biraz bekletmek(!) dışında bir tepki koyamadı.

Mısır'da halkın oylarıyla seçilen ama Haçlı-Siyonist ittifak tarafından devrilen Mursi'nin asıl suçu, yıllardır kapalı olan Refah tünellerini açmaktı! Sisi'nin ilk işi de bu tünelleri kapatmak olmuştu. Bugün de yine; Refah Kapısı'nın asıl kilidi İsrail değil Sisi'dir! Hatta Sisi, bütün Filistinlilerin ölmesi pahasına da olsa, Hamas'ın yok edilmesini Yahudilerden daha fazla İstemektedir!

Ya Ürdün? İngiliz Antoinette Gardener'ın oğlu Kral Abdullah mı kurtaracak Gazze'yi?

Bu ülkelerden en önemlisinde görevli büyükelçimiz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çabalarından çok rahatsız olduklarını söyledi. "Bu bizim meselemiz, müdahil olabilir ama bizden ileri geçemez" diyorlarmış.

YAHUDİ DÜŞMANI(!) İRAN NEDEN SUSUYOR?

Hele İran'ı hiç sormayın! Hani Hamas'ı İran destekliyordu? Hani Hizbullah da kuzeyden dalacaktı? İran, 45 gündür nerededir? Çünkü İran'ın asıl düşmanı, köklerde birleştiği Yahudiler değil, ehl-i sünnet itikadındaki Filistinlilerdir!

Aslında İsrail, bugünlere gelmesini İran'ın boş tehditlerine borçludur. İran ise, Lübnan'dan Yemen'e kadar uzanan "Şiî Hilali"ni İsrail düşmanlığına(!) borçludur. Kazan kazan düşmanlığı yani!

Irak'ın İran'a ödemesi gereken ancak ABD tarafından yıllardır bloke edilen 10 milyar dolarlık elektrik alacağı, neden tam da bu günlerde serbest bırakıldı acaba?

Farkında mısınız?.. Hristiyanlar, faşist yönetimlerinin yoğun baskılarına rağmen ezber bozan yöntemlerle Filistin'e destek veriyor ama Arap ülkelerinden çıt çıkmıyor; daha doğrusu çıkamıyor!

Şehit torunlarını ahirete uğurlayan Filistinli, işte bu yüzden "Oğlum Yasin, Resulullaha selam söyleyin, 'Ümmetin Gazze'deki Müslümanları yüzüstü bıraktı' deyin" şeklinde feryat ediyordu!

6 yıl önceki tespitimi tekrarlıyorum:

Mekke, Kahire, Amman, Şam ve Tahran'daki vesayet işgali bitmeden Gazze'deki zulüm de; Kudüs'teki işgal de bitmez. Bu da çok zor! Biz, bu vesayetin "örtülü"sünden kurtulmak için bile 20 yıldır uğraşıyoruz.

Sonuç...

Arap halklarının; iradesini ipotekten kurtardığı gün, bağımsız Filistin bayrağının dalgalandığı gündür!