104 emekli amiralin gece yarýsý yayýnladýklarý bildiri elbette darbeleri hatýrlatan/çaðrýþtýran bir muhtýradýr.
Ýfade hürriyeti ile alâkasýnýn olmadýðýný, meseleyi saptýranlar hepimizden daha iyi biliyorlar.
Ýfade hürriyeti ise niye gündüzü beklememiþler? Niye adam gibi bir basýn toplantýsý ile açýklama yapmamýþlar? Niye "kamuoyuna" demiyorlar da "Yüce Türk Milleti" baþlýðýný atmýþlar?
Kimileri de "bunlar kurmay subaylar, böyle bir saçmalýðý nasýl yaparlar" diyerek, Meral Akþener'in "zevzeklik" yumuþatmasýna omuz veriyorlar.
Washington, 27 Mayýs 1960'tan beri ordumuzun içine bir darbecilik/cuntacýlýk virüsü soktu. Ýflah olmaz bir hastalýk.
Hastalýða bulaþanlarda iki türlü kurmaylýk belirtisi var.
Birinci belirti, ihtiras... Kurmay olalým, yükselelim.
Hedef; ABD'nin gözüne içine bakarak Türkiye'yi yönetme icazeti almak.
Ýkinci belirti, "Bu ülkeyi siviller yönetemez. Biz kurmayýz, en iyi biz biliriz. Biz çok iyi yetiþtirildik. Türkiye bu sivillere býrakýlamaz..."
Tabii bunu böyle söylemediler. "Cumhuriyet elden gidiyor, sözde deðil özde laiklik, biz buradayýz. Atatürk ilke ve devrimlerinden taviz verilemez."
Ve söylerken de acýmasýzdýlar.
12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbelerinin ortamýnýn hazýrlanmasý için iki darbe öncesinde toplam 5 bin üniversite öðrencisi (evet, 5.000) sað-sol çatýþmasý tezgâhý ile bu ülkede katledildi...
Milletin evlâtlarýný birbirine kýrdýrdýlar, arkasýndan da "müdahale etmeseydik kardeþ kavgasý çýkacaktý, kan gövdeyi götürecekti" dediler.
Onlara en aðýr soruyu Baþbakan Demirel sormuþtu: "12 Eylül'de akan kan, 13 Eylül'de birden nasýl durdu?"
Yani "kaný siz akýttýnýz, siz durdunuz" ve kahraman oldunuz...
Darbeciler acýmasýz muhterislerdir.
Þimdi CHP'nin baþýndaki zat "emekli darbe mi yapar, tabancasý mý var?" diyerek zevzeklik yapýyor. (Akþener haným, asýl zevzeklik budur...)
Emekli vaiz, kendini "mehdi" zanneden FETÖ elebaþýnýn silahý mý vardý?
Fetullah Gülen'in lâkabý "karýnca ezmez"di, ne haber...
Darbe heveslerinin merkezinde evet CHP var.
Türkiye'deki bütün darbelerin projesi Amerika'da hazýrlanmýþtýr.
Bu projelerin hepsinin arkasýnda Haçlý/Siyonist ittifaký vardýr.
Hedef; Türkiye'nin kendi deðerleri ile ayaða kalkmasýný, bölgesinde güç ve karar sahibi olmasýný engellemektir.
Asýl düþmanlýk bizim Müslümanlýðýmýzadýr.
Bunun için asker içindeki kendi bir þey zanneden muhteris cuntacýlarý, halkýn sandýkta vermediði iktidarý darbecilerin sayesinde ele geçirmek isteyen muhteris CHP'li politikacýlarý kullandýlar.
Bilhassa medyadan, yüksek yargýdan, sözde sivil toplum kuruluþlarýndan (28 Þubat'ta "mahþerin beþ atlýsý") ve üniversitelerden etki ajanlarý devþirdiler.
Hepsini mevzilere sürdüler ve 5. Kol faaliyetlerini organize ettiler.
Cumhurbaþkaný Erdoðan ve MHP lideri Bahçeli'nin teþhisi tam yerinde.
Bu iþin merkezinde CHP'nin ta kendisi var.
Bütün darbelerin sonunda, cuntacýlarýn kurdurduðu hükümetlerde CHP'liler ve Mason biraderler görev almýþtýr. Tesadüf mü bu?
Bu sütunda kaç defa 15 Temmuz'a giden yolda CHP-FETÖ irtibatlarýný hatýrlattým.
MÝT krizi öncesinde 26 Ocak 2012'de Fetullah Gülen'in ABD'deki tayfasýndan Faruk Taban ve mahrem imamlarýndan bir ekip, Kemal Kýlýçdaroðlu'nu CHP Genel Merkezi'nde ziyaret etti.
Gezi kalkýþmasý öncesinde 18 Mart 2013'te Fetullah Gülen'in davet ettirdiði CHP heyeti, ABD'den döndü.
17/25 Aralýk darbe teþebbüsü öncesinde 2 Aralýk 2013'te Kýlýçdaroðlu üç FETÖ kuruluþunun daveti ile Washington'a gitti.
15 Temmuz FETÖ darbe teþebbüsü için sürekli "kontrollü darbe" diyen Kýlýçdaroðlu, bugün de "emekli amiral darbe mi yapacak" diye sorar.
CHP demek darbecilerle, ABD'nin taþeronlarý ile iþ çevirmek demektir...