Çocuklarda normalde görülen hayali oyun arkadaşı ile patolojik olan ve zihin bölünmesi göstergesi olan alter kimliği nasıl ayırt edeceğiz? Tıbbi ve teknik bir mesele gibi görünen bu durumun aslında halk sağlığı sorunu olarak önemi var. Çünkü normal olan ile patolojik oranı ayırt edebilmek çare arama şeklimizi etkiler. Normal olan bir durumu tıbbı veya profesyonel alana götürmek sorunludur. Aynı şekilde patolojik olanı normal olarak görmek de hastalığın erken teşhis ve tedavisini engeller.
Çocuklar ilkokul öncesi veya başlangıcı dönemde sanki karşılarında biri varmış gibi oyun oynayabilirler. Bu durum normalde gelişim sürecinin bir parçasıdır. Çocuklardaki hayal gücünün yüksekliğinin ve arkadaş ihtiyaçlarının bir göstergesidir. Öbür taraftan çocuklar yalnız olduğunda, anne babanın kavgaları arasında kaldığında, başına kötü olaylar geldiğinde ise baş etme mekanizması olarak zihinde başka bir çocuk var edebilirler. Bu çocuk başlangıçta yardımcı gibi iken zamanla zihin içinde evrilerek ayrı bir kişi olarak davranabilir. İşte bu durum normal değildir ve ruhsal bir hastalığın göstergesidir.
Çocuklardaki normal hayali arkadaş ile patolojik olan zihin bölünmesini (dissosiyasyon) ayırt etmek için birkaç kriter kullanabiliriz. İlk kriterlerden biri çocuğun genel ruh halinin nasıl olduğuna bakmaktır. Çocuk gerçek arkadaşları ile de oyun oynuyorsa, olağan neşesi içindeyse, okul veya kreş hayatında bir eğitim başarısızlığı sorunu yoksa, başka bir ruhsal sıkıntı belirtisi göstermiyorsa, bu durumu normal hayali oyun arkadaşı olarak değerlendirebiliriz.
Çocuk yalnız ve aşırı dışa dönük ise diğer çocuklara ilgi göstermiyor veya gerçek arkadaşları ile oyun oynamıyorsa, ruh hali sıkıntılı görünüyorsa, okul veya kreş hayatında öğrenme zorluğu çekiyorsa, bu durumdaki hayali oyun arkadaşı görünümünü tıbbi açıdan gözden geçirmek gerekir. Bu durumda ruh sağlığı alanında çalışanlardan yardım almak gerekir. Eğer çocuğun gördüğü veya konuştuğu kimlik çocuk aracılığıyla görüşmeciye de cevap verebiliyorsa bu durumda zihin bölünmesi düşünmek gerekir.
Çocuklarda zihin bölünmesini erken teşhis etmek oldukça önemlidir. Çünkü erken dönemde tedavi daha kolaydır. Zihin bölünmesi tedavi edilmediğinde zaman içinde yeni bölünmelerle kimlik sayısı giderek artar, sistem karmaşıklaşır, çocuğun eğitim hayatı ve insan ilişkileri bozulur. Zihin bölünmesinin çocuğun eğitim hayatına etkisi oldukça dramatiktir. Çocuk her zaman potansiyelinin altında kalır.
Zihin bölünmesinin toplumda %1-3 arasında görüldüğü düşünülürse, zihin bölünmesinin yüzbinlerce çocuğun hayatını etkilediğini söyleyebiliriz. Bu çocukların ruh sağlığını korumak için erken teşhis önemliyse, hayali oyun arkadaşı meselesinde ayırıcı tanı yapmak önemlidir. Bu ayrımı öğrenmek yalnız profesyonellerin görevi olmayıp aynı zamanda anne baba ve öğretmenlerin de görevidir.