"Deva" adıyla parti kurup AK Parti'ye muhalefet etmek, tek sermayesi olan "eski AKP'li" sıfatıyla CHP'ye malzeme üretmek ve AK Parti tabanından koparabildiği her oyu Erdoğan düşmanı cepheye yamamak için meydana çıkan Ali Babacan canlı yayında "siyasi mevta" oldu.
Bu vakte kadar sakınmış, aleni renk vermemiş, hatta eski partisini ve liderini eleştirmek için sık sık siyasi ahlaktan, doğruluktan, şeffaflıktan bahisler açmış.
Ama belli ki hem ortamdaki, hem hamurdaki gevşeklik daha fazla müsaade etmemiş içinde taşıdığı özü saklamaya.
Meğer Babacan "resmen" AK Partili iken, yani Meclis'te AK Parti sıralarında oturup her hafta grup toplantısına katılan bir milletvekili ve Erdoğan'ı AK Parti Cumhurbaşkanı adayı gösteren teklifin imzacısı iken, bir başka siyasi mevta olan Abdullah Gül'ü Erdoğan'a rakip olarak hazırlıyormuş!
Ne performans ama!
İkiyüzlülüğün, takiyenin, sinsiliğin, sahtekarlığın zirvesi.
Üstelik bunu söylerken takındığı yüz ifadesi, sergilediği vücut dili de gösteriyor ki yaptığıyla gurur duyuyor Babacan!
Takdir toplamak, aferin almak maksadıyla gülümsüyor karşısındakilere.
Titrek, kontrollü, hafif pembe, hafif terli bir gülümseme...
Ve beklediği aferin geliyor:
"Çok iyi, çok iyi, sırlarınızı döktünüz ortaya".
Gerçekten çok iyi...
"Seçme" yandaş gazetecilerin şen kahkahaları arasında Erdoğan'a fırlatmak için güç bela tedarik edilip örgütlenmiş bir çuval inciri ve ha kuruldu ha kurulacak belirsizliğiyle üç yılda zor kurulan partiyi berbat ediyor.
Kendi sırrına sahip çıkamayan, kendi siyasi partisine ve ikbaline "deva" olamayan bir parti genel başkanı olarak başlamadan biten hikayenin göbeğine son noktayı Ali Babacan kendisi koyuyor.
**
Herkesin Ramazan Bayramını en içten dileklerimle kutlarım.
Filistin'de, Doğu Türkistan'da, Suriye'de, Myanmar'da, Afganistan'da, dünyanın dört bir yanında acı çeken çocukların, kadınların, insanların olduğunu bilirken "bayram" etmek çok zor.
Ama bu kutlu vakitleri zulmün, adaletsizliğin, haksızlığın, işgalin bitirilmesi için dua vakti kabul edip "amin" diyorum.
Hileye desiseye karşı uyanık olmak, zulmü bitirmek ve dünyada adaleti tesisi etmek için eylem vakti...
