Medipol Üniversitesi'nde yeniden gençlerle buluþtuk.
Ýlk derste bazý tavsiyelerim oldu onlara örneðin, "etrafýnýzda çok fazla zehirli insan tutmayýn" dedim. Zira sürekli size negatif düþünceler pompalayan, bardaðýn hep boþ tarafýný gören insanlar kendi mutsuzluklarýna sizi de ortak ediyorlar. Þimdi ekonomik sýkýntýlar yaþadýðýmýz bir gerçek. Ama bir baþka gerçek daha var. Bu hafta Avrupa'da 6 ülkenin çiftçilerinin buluþup ortak eylem yapmasý gibi, Batý medyasý isyan eden çalýþan haberleriyle dolu.
Muhalefet ve kronik muhalif zihniyet neredeyse 20 yýldýr ülkenin battýðýný, bittiðini söylüyor. Ancak Cumhurbaþkaný Erdoðan, yýlsonunda enflasyonda hýzlý düþüþ olacaðýný söyledi. Bazý sektörlerde bunu daha hýzlý görüyoruz. Örneðin benim kullandýðým araç yaz aylarýna göre þu anda 50 bin lira daha ucuz. 750 binden 700 bin liraya düþmüþ.
Ayrýca Cumhuriyet tarihinin en yüksek istihdam rakamýna ulaþtýk. Aralýk 2023'te istihdam, 32 milyon 56 bin kiþi oldu. Cumhuriyet tarihinin rekoru kýrýldý. En büyük sorunumuz genç iþsizlik ama o konuda da iðneyi hükümete batýrdýðýmýz kadar anne-babalara ve gençlere de batýrmak gerekiyor. Zira Cumhurbaþkanlýðý Ýnsan Kaynaklarý Ofisi Baþkaný Doç. Dr. Salim Atay'a göre, "Avrupa'da bir genç iþe baþlamak için bizim 3 katýmýz çaba harcýyor. Avrupa'da mezun olan bir kiþi, 31 baþvuru sonunda iþ sahibi olurken Türkiye'de bu durum 11 baþvuru". Gençlere derste ilk söylediklerimden biri de þuydu. "Pes etmeyin, kendinizi geliþtirin, sektörden insanlara ulaþmak için çaba sarf edin, sizin varlýðýnýzý bilsinler ve ne yapýn edin kendinizi çemberin içine atýn." Zira koþmadan, yorulmadan, çabalamadan, mücadele etmeden bir baþarý elde etmek mümkün deðil, hazýr baþarýlar da kýsa süreli oluyor. Yani þunu söylemeye çalýþýyorum. Belki tanýdýklarýn vasýtasýyla bir yerlere gelirsiniz ama orayý gerçekten hak etmiyorsanýz en azýndan özel sektörde uzun süre tutunamazsýnýz. Zira özel sektör ve iþ hayatý gerçekten bir kurtlar sofrasýdýr.
Tabii bu arada anne-babalar için de bir uzman tavsiyesini paylaþmak istiyorum.
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan bakýn ne diyor?
"Biz anne babalar olarak çocuklarýmýzý çok koruyup kolluyoruz. Dolayýsýyla mücadeleci olamýyorlar." Elbette herkes böyle demiyorum ama mutsuz, umutsuz gençlik oluþturup, buradan da siyasal iktidar umudu kurmak yerine onlara gelecek ve vizyon sunmak gerekiyor diye düþünüyorum. Takdir sizin elbette...
BU "MÝLLÝ GÖRÜÞ" MÜ?
"Milli Görüþ" gömleðini giydiðini iddia eden Saadet Partisi Genel Baþkaný Karamollaoðlu, ortaya öyle bir iddia attý ki yenilir yutulur deðil. Ýddiasýna göre kayýp trilyon davasýnda hüküm giyen rahmetli Baþbakan Erbakan'ý, Cumhurbaþkaný Erdoðan hapse attýrmaya çalýþmýþ. Hani nereden baksan tutarsýzlýk. Zira kamuoyunda "Erbakan Yasasý" diye bilinen "Hoca"yý hapisten kurtaran yasal düzenlemeyi hazýrlatan bizzat Erdoðan'ýn kendisi.
Üstelik dönemin Cumhurbaþkaný Ahmet Necdet Sezer, yasayý veto ettikten sonra Meclis'ten ikinci kez geçiren yine AK Parti. O dönem Erbakan hapse girsin diye düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne götüren CHP. Üstelik de 110 imzadan biri de Karamollaoðlu'nun masa ortaðý Kýlýçdaroðlu'na ait. Ne diyelim. Allah ýslah etsin. Ama þu kadarýný söyleyeyim. Bu tür kirli siyaset oyunlarý Erbakan'ýn hayali olan Ayasofya'yý ibadete açan, baþörtüsü zulmünü tarihe gömen, kalkýnma hedeflerini bir bir gerçekleþtiren Erdoðan'ý yýpratmaya yetmez. Öte yandan Erbakan'ýn oðlu Yeniden Refah Partisi Genel Baþkaný Fatih Erbakan'ýn "Ýstanbul'da Ýmamoðlu kazanýr" açýklamasýnýn tercümesini de yine "Milli Görüþ" gömleðini giyenler yorumlasýn. Zira Ýstanbul'da istediði 2 ilçe belediyesini alamayýnca Ýmamoðlu kazansýn diye siyaset üretmek gerçekten "Milli Görüþ" mü? Bilemiyorum.
Gelelim bir baþka meseleye... CHP-DEM ittifakýna dair yorumlar, deðerlendirmeler, durum tespitleri gýrla gidiyor. Ama korkarým, CHP seçmeni kurbaða deneyinde olduðu gibi bu duruma yýllar içinde yavaþ yavaþ alýþtýrýldý. O yüzden en azýndan CHP seçmeninin gözüne gözüne DEM'lenme sürecini sokmak iþe yarýyor mu emin deðilim. DEM istediðini almýþ gibi görünüyor. CHP ne aldý onu da 31 Mart'ta hep beraber göreceðiz. Zira Erdoðan'a göre "Koskoca CHP bölücü örgütün güdümündeki DEM'in ve marjinal örgütlerin oyuncaðý haline geldi"
EVDEKÝ MASTERCHEF: GASTROSANAT
Aslýnda her evde bir "Masterchef" var.
Kimi keþfedilmeyi bekliyor.
Kiminin de içindeki cevheri gösterebileceði zemini yok.
Ve özellikle ev kadýnlarýnýn daha üretken olmasý için verilen her çaba kýymetli.
Bu yüzden Gastrosanat Merkezi'nin açýlýþ, fotoðraflarýný görünce açýkçasý sevindim. Zira yemeklere bir sanat eseri yaklaþýmýyla lezzet katan ellerin buluþtuðu bir nokta haline geliyor. Fatih Belediye Baþkaný Mehmet Ergün Turan'ý tebrik etmek gerekiyor. Ayrýca mezun olanlar için iþ kapýlarý sonuna kadar açýlýyor. Üretime de katký sunma imkanlarý oluyor.
Yemek yapmanýn ayný zamanda rehabilitasyon gibi ruha iyi geldiði de söyleniyor. Bu arada hadi bir de itirafta bulunayým. Bizdeki "Masterchef" eþim Meral, yemek iþi benim içinse kabus gibi. Yumurta dahi kýramayan birisi için de sanýrým bu normal bir durum. Zaten salatalýk, domatesleri kocaman kocaman doðrayýp bunun da "benim kendi tarzým" olduðunu iddia ettiðim gün mutfaktan kovulmuþtum. Bu sanýrým travma sonrasý stres bozukluðuna sebep oldu o yüzden mutfaða adým atmýyorum.
Þaka þaka, biraz beceriksizim hepsi bu. J
Neyse herkese güzel bir Pazar günü dilerim.
Kalýn saðlýcakla.