Cumhurbaşkanı çalışma dünyasıyla iş birliği içinde

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve yönetim kurulu üyelerini kabul etti.

Görüşme resmi bir kabul olmadığı için Külliye'den açıklama yapılmadı ama Memur-Sen Başkanı sosyal medya üzerinden görüşmenin içeriği hakkında kamuoyunu ve medyayı bilgilendirdi.

Buradan anladığımıza göre Memur-Sen yöneticileri temsil ettikleri 1 milyon 5 binden fazla üye adına, kamu görevlilerini gelir vergisi yükünden muaf tutan uygulama için Cumhurbaşkanına teşekkür etmiş ve ek zam beklentisini iletmiş. Çalışma barışının sağlanması için de bazı taleplerde bulunmuş.

Bakın bu fotoğraf çok değerlidir.

Görüşmenin içeriği kadar aileleriyle birlikte on milyonlarca vatandaşımızın hayatını doğrudan etkileyecek konularda tarafların bir araya gelmesi, konuşması, derdini fikrini talebini paylaşması çok önemlidir.

Türkiye'nin birliğinin dirliğinin ispatıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan asgari ücret tespit çalışmaları sürecini de yakından takip etmiş ve son 50 yılın en yüksek artışı olan yüzde 50'lik zamlı rakamı açıklamak üzere medyanın ve kamuoyunun karşısına konunun tüm taraflarıyla birlikte çıkmıştı.

Herkesin yüzü gülüyordu.

Asgari ücretin yüzde 50.54 seviyesinde artırılması beklentileri karşılayan sevindirici bir düzenlemeydi ama asıl sevindiren şey işçi-işveren temsilcileri dahil herkesin yüzünün güldüğü o birlik beraberlik haliydi.

Bu açıdan Cumhurbaşkanını tebrik etmek gerekir.

Pandemi koşulları tüm dünyayı kasıp kavururken, yerküre üzerinde güç ve ekonomik dengeler yer değiştirirken, çok aktörlü çok faktörlü bu belirsizlik ortamında Türkiye'yi düşürmediği bilakis kurtlar sofrasından kurtardığı ve pek çok kalemde ülkeyi devler ligine yükselttiği, vatandaşını ezdirmediği için liderliğini tarih yazacaktır.

İşin bir de siyaset ayağı var kuşkusuz.

Muhalefetin tüm stratejisini büyük bir hevesle "devrilen tencere" imgesi üzerine kurduğu düşünüldüğünde fotoğraf daha da netleşiyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'in adını da mutlaka kayda geçirmek gerek.

Bakan Bey bu zorlu süreçlerde hep yapıcı rol oynadı. Devlet adamlığına yaraşır bir ciddiyet ve iletişim becerisiyle meseleleri uhuletle suhuletle çözmeyi, süreçleri başarıyla yönetmeyi bildi.

Sergilenen bütün bu dikkat/rikkat sayesinde çalışma dünyasından -muhalefetin beklentisine rağmen- çatışma değil rıza ve güven çıktı. Devamı da böyle gelir inşallah.

TL ETRAFINDAKİ KUŞATMA KIRILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türk Lirasını dalgalı döviz kuruna karşı korumak ve uzun vadede ise en değerli para birimi kılmak amacıyla uyguladığı yeni ekonomik model sadece Türkiye'nin gündemi değil. Dünya medyasında da yakından takip ediliyor.

Pek çok medya kuruluşu yakın dönem Türkiye ekonomisini konu etti.

En doğru tanımlama ise Amerikan Washington Post (WP) gazetesinden geldi. WP "Kuşatma altında" diye nitelediği Türk lirasının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı yeni ekonomi paketi sayesinde baskıdan kurtulduğunu değerlendirdi. Reuters Türk lirasının yüzde 25 değer kazandığını, Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarından sonra Türkiye'de piyasalarda 1 milyar dolar döviz satıldığını yazdı.

YENİ MODELİN ÖZETİ: ÜRETİMİ VE İSTİHDAMI KORUMAK

Malum yeni model çok tartışılıyor, çünkü çok merak ediliyor. Cumhurbaşkanının TL'yi koruma tedbirlerini açıklamasının ardından dövizde yaşanan tarihi düşüşle yeni model daha da merak uyandırdı.

Zenginler kulübü TÜSİAD'ın "bir an önce kabul edilmiş ekonomi teorisine dönülsün" buyruğunun çöp olmasının da etkisi var tabii bunda.

Yeni ekonomik modelin teorisini anlamak isteyenlere -önerilen ve uygulanan model arasındaki paralellik nedeniyle- Merkez Bankası'nın faiz kararı sonrası bilgi notu yazan Şefik Çalışkan ile yapılmış bir röportajı tavsiye edeceğim.

Dünya gazetesine verdiği röportajda Çalışkan, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Türkiye'ye giydirilen deli gömleğinin çıkarılmasını öneriyor ve yeni modeli de "Parasının Değerini Düşük Tutan Ülkelere Karşı Yerli Üretimi Koruma Modeli" olarak adlandırıyor.

Esasen Washington Post'un tabiriyle TL'nin "kuşatma altına" nasıl alındığını ve nasıl kurtulacağını anlatıyor. Dikkate değer önemde tespitleri ve önermeleri var Çalışkan'ın.