Gandi diye pazarlandı; yaşlandıkça nefsine yenildi!

2009'da İstanbul Belediye Başkanlığına aday gösterildiğinde şişirilen balonun gazıydı Gandi benzetmesi.

Kılıçdaroğlu'nu siyasete itenler öne çıkarılacak hiçbir özelliğini bulamamış, "Ekmek için Ekmelettin" türünden bir kafiye de uyduramamış olmalı ki saçı beyaz diye adamı Hintli sivil itaatsiz Mahatma Gandi'ye benzetmişlerdi.

O da o silik, iddiasız, titrek gölgesiyle her an potlar kırarak yürüttü kampanyasını.

Kılıçdaroğlu İstanbullu değildi.

Erdoğan "Bıraksanız İstanbul'da kaybolur" diyordu.

Bırakmadılar, sarı çizme giydirip tarlalarda yürüttüler Kemal Bey'i.

Sonra "Gandi yürümeye başladı, İstanbul çamur içinde" dediler.

O da İstanbul'u çok bildiğini anlatmak için devrilmedik çam, kırılmadık pot bırakmadı hakikaten.

Bir Kılıçdaroğlu klasiği olarak seçimi kaybetti tabii ki Kılıçdaroğlu.

Ama o emanetçi tavrına rağmen -belki de tam da bu yüzden- ertesi sene bir FETÖ kaset komplosuyla yerinden edilen Deniz Baykal'ın yerine CHP'ye Genel Başkan oldu Kılıçdaroğlu.

Baykal'ın o muktedir haline, gür sesine kıyasla Gandimsiydi evet.

Ama tercih değil sonuç netice olan özelliklerinden dolayı verilmiş yanlış bir sıfattı Gandi.

Mütevazi diyorlardı ama aslında iddiasızdı, ikna edemeyendi, seçim kazanamayandı.

Sandığa gömüldükçe CHP'deki yerini pekiştirdi Kılıçdaroğlu.

11 yıllık ezikliğin ardından birkaç vakittir "biz" değil "ben" diyor artık.

Kendisini eleştirenlerin tamamını ihraç etti partiden. Hiç rakip bırakmadı.

Yılmaz Ateş, Öztürk Yılmaz, Mehmet Sevigen, Süheyl Batum, Muharrem İnce... ilk akla geliveren.

En güçlü rakipleri Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, Kılıçdaroğlu'nun söylemlerinin aksine nasıl kinci ve sinsi bir siyasetçi olduğunu, parti içinde daha önce kimleri yediğini gördüğünden seslerini dahi çıkaramıyor. Saman altından kampanya yürütüyor.

İttifak ortağı İyi Parti daha ne desin! Kılıçdaroğlu'nu istemediğini daha nasıl anlatsın!

Meral Akşener İmamoğlu tercihini teşbihte abartılı hatalar yaparak belli etti defalarca. İyi Parti kurmayları çıktı, anlayana ağır sayılabilecek laflar da etti.

İP Genel Başkan Yardımcıları peş peşe konuştu. Cihan Paçacı "Yol haritamız seçilecek bir isim olması" diyerek Kemal Bey'i istemediklerini açıkça ilan etti.

Koray Aydın "Kazanma riski anket ilmiyle belirlenen bir adayı, İyi Parti olarak kabul etmiyoruz. Herkes idealist davranmalı, nefis zamanı değil" diyerek Gandi'yi nefsinden vurdu.

İyi Parti en çok nefis muhasebesine çekerek mesaj veriyor Kılıçdaroğlu'na. Cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçmesine paralel şekilde Kılıçdaroğlu'nun da çekilmesini istiyor Akşener.

Kılıçdaroğlu ise pist kendi lehine boşaltıldı gibi yorumluyor.

Hal bu ki daha önce de Cihan Paçacı ittifak üyelerinin vaatlerini açıklamadan önce ortaklaşa değerlendirme yapılması gerektiğini söylemiş ardından "Kılıçdaroğlu tekil konuşuyor, açıklarken bize sordunuz mu" diye tepki göstermişti hatırlarsanız.

Yerel seçimlerde İyi Parti oyuyla CHP'li adaylar başkan olurken Türkiye'nin hiçbir yerinde belde belediyesi dahil belediye alamamanın rahatsızlığı elbette bu. Hala sürüyor.

Tekil konuşmakta ısrarcı Kılıçdaroğlu.

CHP adına "biz" demekten de vazgeçti, Kılıçdaroğlu olarak "ben" diyor artık.

PKK'ya PKK demeden teröre lanet tiviti attı yine tenakuzun lideri.

Sınır ötesi tezkereye "hayır" deyip "Kandil"i dümdüz etmekten bahsetmesi gibi PKK'ya PKK diyemeden terörün kökünü kazıyacağını iddia etti Kılıçdaroğlu.

Gandi diye pazarladılar ama yaşlandıkça nefsine yenik düştü 73 yaşındaki siyasetçi. Şaka gibi.