Cumhurun olduğu gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da ilk gündem maddesi ekonomi.
Önceki gece TRT röportajında, dün TBMM'deki AK Parti Grup Toplantısında önemli ve umutlu değerlendirmeler yaptı Cumhurbaşkanı.
Yenilenen ekonomi politikasını, ne yaptıklarını, neden yaptıklarını, vatandaşı nasıl destekleyeceklerini anlatırken söyledikleri kadar nasıl söylediği de dikkate değerdi.
Bir kere çok net konuştu Cumhurbaşkanı.
Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığını tam manasıyla sağlayacak, her vatandaşını iş-aş-güç sahibi yapacak yatırıma dayalı ekonomi modelinde kararlılığını vurguladı.
Paradan para kazanmaya alışmış olanların yaygara edeceği ama vatandaşın memnun kalacağı bu yeni döneme geçiş için zorlu bir parkurun aşılması gerekiyor. Erdoğan bunun devlet desteğiyle aşılacağını da detaylandırdı.
Ekonomideki makas değişikliğinin yeni bir fikir olmadığını "enflasyon neticedir, faiz sebeptir" teziyle hatırlattı Cumhurbaşkanı. Hep dillendirdiği faiz-enflasyon kıskacını şöyle açtı:
"Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir melanettir. Doğrusu, bizim yaptığımızdır. Siyaseten en riskli fakat en doğru planı yaptık, yapıyoruz. Düşük faizle yerli üretimi, istihdamı ve ihracatı artıracağız."
Türkiye'nin bağımsızlığı ve menfaatlerini korumak için attığı her adımda karşı karşıya kaldığı saldırıları, tehditleri anlattıktan sonra ülkeyi güçlendirecek, gelişme ve büyüme çizgisini kalıcı kılacak yeni ekonomi modelinden bahsetti:
"Türkiye, yüksek faiz üzerine kurulu para politikasını artık terk etti. Yatırımı, üretimi esas alan bir büyüme stratejisine geçmiş bulunuyoruz. Dün 2021'in üçüncü çeyrek büyümesi yüzde 7.4 olarak açıklandı. Bu oran ile G20 içinde ilk sırada yer alıyoruz. Milli gelirimize gelince bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7.8 arttı. Ülkemizi her alanda olduğu gibi ekonomide de milli duruşumuzla önde gelen küresel bir güç haline getirmekte kararlıyız."
Bu arada dün peş peşe güzel haberler, yeni müjdeler aldı Türkiye.
Doktorlara maaş artışlarına ilişkin düzenleme siyasi partilerin ortak önergesi ile Meclis'te kabul edildi. Böylece pratisyen hekimler 2 bin 500, diş hekimleri dahil tüm uzmanlar 5 bin lira ek gösterge zammı alacak.
Hakları ödenmez doktorlarımızın ama iyileştirilebilir. Nitekim pandemi koşullarında hastalarının sağlığını kendi hayatlarının, ailelerinin önüne koyan, kelimenin tam anlamıyla canla başla çalışan fedakâr doktorlarımıza toplumun ve devletin bir küçük teşekkürü olacak bu iyileştirme.
Diğer müjde ise eğitim camiasını rahatlatacak.
20. Milli Eğitim Şurası'nda yapılacakları şöyle anlattı Cumhurbaşkanı:
"Öğretmenliği kariyer mesleği olarak tanımlayarak, adaylık, öğretmenlik, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik alanlarında hakları, görevleri ve sorumlulukları da netleştiriyoruz. Öğretmenlikte 10 yılını doldurmuş öğretmenlerimize uzman öğretmenlik imkanını getiriyoruz. Eğitimlerini tamamlayan ve yapılan sınavdan başarıyla geçen uzman öğretmenlerimiz, hem bir derece alacaklar, hem de maaşlarında 1000 lira artış olacaktır. Yüksek lisans yapmış öğretmenlerimiz ise sınavdan muaf tutulacaktır. 10 yıllık uzman öğretmenler, eğitimlerini tamamlayıp sınavda başarılı oldukları takdirde başöğretmen unvanı ile görev yapacaklardır. Yine bu öğretmenlerimize ilave bir derece verecek, ayrıca maaşlarında da 2000 lira artışa gideceğiz. Doktora yapmış öğretmenlerimiz ise bu sınavdan muaf tutulacaktır. Böylece öğretmenlerimize kariyer basamaklarında ilerleme imkânı sunarken lisansüstü eğitim için de çok önemli teşvikler vereceğiz".
Hem eğitim camiasını hem toplumu rahatlatacak diğer gelişme ise sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılacak olması.
Çalışma barışı açısından bazı sıkıntılara ve genç öğretmenlerde hak kayıplarına yol açan bir uygulamaydı çünkü. Bundan böyle sözleşmeli öğretmen ile kadrolu öğretmen ayrımı olmayacak. Sözleşmeli öğretmenler de kadrolularla aynı haklara sahip olacak.
Beklenen diğer büyük müjde ise asgari ücretle ilgili. O da eli kulağında.