Ferudun Niğdelioğlu
Ferudun Niğdelioğlu
Tüm Yazıları

Dağ fare doğurdu

Futbolumuzun gündeminde olmayan tek şey "futbol". Ali Koç'un beklenen ve fakat gecikmiş basın toplantısı bu haftanın en önemli gündem konusuydu. İçinde futbolun güzelliğine dair hiçbir unsur barındırmayan, tamamen hesap sormaya yönelik, hiç öz eleştiri taşımayan, kısır bir döngünün eseri olan bir basın toplantısıydı bu. Israrla "Beyler yapmayın etmeyin, sağduyulu olun, iki büyük camiayı futbol rekabeti uğruna, başarısızlıklarınıza kılıf yapmak için karşı karşıya getirmeyin, yaşanacak olası olumsuz olayların vebali sizin üzerinize kalır" diyoruz ama kimseye dinletemiyoruz. İki büyük camia bugün olmazsa yarın büyük bir çatışma ortamına sürükleniyor. Bunun sebebi de başkanlar, yönetimler, şakşakçı fenomen gazeteciler ve para ile satın alınmış sosyal medya hesapları olacak. Devlet bunlardan bir vakit mutlaka hesap soracak. Göreceksiniz.

Ali Koç'un iki saat kırk dakika süren, alkışlamak için getirilmiş izleyicilerin de bulunduğu basın toplantısı gerçekten de "fıtratta" olmayan hatta "fıtratlara" sığmayan bir toplantı olarak tarihe geçti. Sosyal medyadan derlenen, aslında sosyal medya ahalisinin günler öncesinde gündeme getirdiği tartışma konusu bilgiler, bu şekilde Ali Koç'un ağzından bir kere daha kamuoyu ile paylaşılmış oldu. Sanırım Ali Koç, Fenerbahçe Başkanı olarak kendi ağzından bu konuları tarihe not düşmek istedi.

Genel olarak değerlendirildiğinde, Ali Koç tarafından değinilen konular, Fenerbahçe'nin yüzde yüz haklı olduğu konulardı. Ancak dediğim gibi bu konular hepimizin zaten malumuydu. Bunların Ali Koç tarafından dile getirilmesi Fenerbahçe camiasını bir nebze olsun mutlu etmiş, gazını almış olsa da benim beklentilerimin uzağında açıklamalardı. Bilinen bu konulardan ziyade benim beklentim, Aziz Yıldırım'ın "sinek ikili" kıvamında bir sonla biten, özet ve net tavır ortaya koyan, Federasyon Başkanı Mehmet Büyükekşi'ye açık bir istifa çağrısını içeren bir konuşmaydı. Tabii yine en büyük beklentim, Ali Koç'un, Dursun Özbek'in "tespih" ve "ananas" üzerinden yaptığı bel altı vuruşuna sert bir cevap vermesiydi. Ne Mehmet Büyükekşi'ye açıkça istifa dendi, ne de Dursun Özbek'e hak ettiği cevap verilebildi. Ali Koç neden Dursun Özbek'e "Haddini bil. Benim ailemin bu ülkeye sağlamış olduğu katma değer senin Âdem peygambere kadar bütün neslinin yapmış olduğundan bin kat fazlasıdır" diyemedi anlayamadım. Ben özellikle bu konuda Ali Koç'un masaya yumruğunu vurmasını, tabiri caizse "kodumu oturtmasını" beklerdim. Bir bildiği olsa gerek.

KAPTANSIZ TAKIM, KOMUTANSIZ MÜCADELE OLUR MU?

Benim toplantıda sormuş olduğum, 3 Temmuz sürecinde gözümün üstünde kaşım var ayrılışı ile bugün başlatmak istediği büyük mücadele öncesindeki ayrılma sürecinin benzerliği konusundaki soruya Ali Koç "toplantının gündemi değil" demekle yetindi ve bir cevap vermedi. Ancak bence bu soru tam da bu toplantının gündeminin merkezindeydi. Öyle değil mi? Bir yandan camiayı 3 Temmuz süreci benzeri mücadeleye davet edeceksin bir yandan da "Ben Haziranda olmayacağım" diyeceksin. Bu açık bir çelişki değil de nedir? Mart ayına gelmişiz, mücadeleye gireceğiz, başkomutan "Ben Haziran ayında yokum" diyor. Olur mu hiç Allah aşkına? Diyebilirsiniz ki kendi yerine koymak istediği, varisi Sadettin Saran mücadeleye önderlik edecek, Ali Koç bunu biliyor, onun için içi rahat bir şekilde Haziran'da yokum diyor. Eğer böyleyse heyhat, biz bitmişiz, okeye dönüyoruz demezler mi? Şu ana kadar FETÖ, 3 Temmuz konularında tek söz etmeyen Sadettin Saran'dan 3 Temmuz benzeri bir mücadeleye liderlik edebileceğini beklemek gerçekten de çocukça olur.

Kendi ekonomisini önceleyen, 3 Temmuz mücadelesinin ortasında, başkanlık hayali kurduğu Fenerbahçe'ye icra takibi yapan, "Fenerbahçe de diğer kulüpler de şike yapmıştır" diyebilen Sadettin Saran'ın fıtratında zaten böyle bir şey yok ki. Ondan 3 Temmuz mücadelesine benzer bir mücadeleye liderlik etmesini bekleyesin.

Ali Koç'un, Aziz Yıldırım'ın "sinek ikili" açıklamasına, "6 senedir" neredeydin demesi ise bence Ali Koç'un içine kaçan Aziz Yıldırım'ın basın toplantısı sırasındaki dışavurumuydu. Aziz Yıldırım ısrarla camiayı birlik olmaya, kulübün başkanlık meselesi olmadığına, şampiyonluğa odaklanılmasına, özetle sükûnete yönelik çağrısına Ali Koç'un vereceği cevap bu olmamalıydı. Kısık sesle söylediği, "Aziz Yıldırım'ın açıklaması haklıdır ve doğrudur" şeklindeki sözlerin ise önce söylediği sözler sonrasında bir kıymeti pek tabidir ki olmayacaktır.

DEĞERİNİ BİLMEK GEREK

Camianın beklentisi şampiyonluk için birlik beraberlik içinde olunmasıdır. Aziz Yıldırım'ın ısrarla istediği de söylediği de bu. Anlıyorum ki bunu istemeyen tek kişi Ali Koç. Aziz Yıldırım 6 yıldır köşesine çekilmiş, zaman zaman dili döndüğünce ve imkânlar ölçüsünde kulübün ve en çok da Ali Koç'un başarılı olabilmesi için açıklamalarda bulunuyor. 2018 genel kuruluna yansıyan saygısızlık ortamını kimin yarattığı tartışmasız bir gerçek. Bugün konuşulmuyor ama yarınlarda çokça konuşulacak. Tahsin Kaya Başkanın vefatı ile Fenerbahçe'de yaşayan 3 başkan kaldı. Ali Koç, Aziz Yıldırım ve Ali Şen. Bunların değerini bilmek, layık oldukları en yüksek yerlere koymak lazım. Bu efsane başkanların Fenerbahçe'ye kazandırdıkları şampiyonluklar, büyüklük tartışmasız tarihe geçmiş gerçeklerdir. Kötüleyerek, isimlerini karalayarak bunlarla rekabet edemezsiniz. Bu rekabet ancak onların icraatlarından fazlasını yapmakla mümkün olabilir. Basın toplantısında Ali Koç'un ağzından çıkan "Fenerbahçe Kültürü" eski başkanlara saygılı olmayı kapsamıyor mu yoksa?

Büyük mücadeleler korkmayan, kaçmayan, yılmayan, kendinden önce kulübü düşünen liderlerle olabilir. Camia bu özellikleri olan liderlerin arkasında durur ve mücadele eder. 3 Temmuz mücadelesi camianın kenetlenmesi kadar liderinin kararlı ve geri adım atmayan duruşu ile kazanıldı. Tarihten, yaşananlar iyi anlaşılırsa ve kavranırsa dersler çıkarılabilir. Benim naçizane tavsiyem, 3 Temmuz şanlı mücadelesinin benzeri bir mücadeleye girilecekse tarihten dersler çıkarılması ve uygun liderlerle yola çıkılması gerektiği yönünde. Aksi takdirde çıktığınız mücadele yolu sizi hüsrana götürecektir. Öte yandan Fenerbahçe, UEFA Avrupa Konferans Ligi'nde çeyrek finale yükseldi. Tebrikler Fenerbahçe yolun açık olsun...