Darbeler: Menderes'ten Erdoğan'a; ne değişti?

60 yıl önce Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edildiler.

27 Mayıs 1960 askerî darbesini yapanların işlediği bu cinayetler, bugün ne ifade ediyor?

Dün:

CHP'nin tek parti dönemi iktidarı, vesayetin/statükonun rejimiydi. Menderes liderliğindeki Demokrat Parti'nin seçimle iktidara gelmesini, ABD'nin güdümündeki vesayet ağaları bir türlü hazmedemediler. Seçimle işbaşına gelemeyeceklerini gördükleri/anladıkları için de asker içindeki iktidar heveslisi cuntacı subayları kullandılar.

Bugün:

Menderes'in millete yaslanan, milletin değerlerini, mana köklerini benimseyen siyasî çizgisi, bugün Erdoğan iktidarında Cumhur İttifakı ile devam ediyor.

ABD/NATO, Menderes'ten rahatsız olduğu gibi aynı sebeplerden Erdoğan'dan rahatsız. Dün Menderessiz Türkiye isteyenler, bugün de Erdoğansız Türkiye istiyorlar.

Ancak darbe yapamıyorlar. İhanet şebekesi FETÖ ile 15 Temmuz 2016'da bir darbe girişimi tezgâhladılar ama milletimizin tokadını yediler.

Dün:

Korkutulmuş milletimiz Menderes'e sahip çıkamadı. Bir telgrafla bile tepki veremedi.

Bugün:

Bugün ihaneti göğsünde söndürmenin cesareti ile her darbe teşebbüsünü anında yerle bir etmenin kararlılığını taşıyan milletimiz Erdoğan'a canı gibi sahip çıkıyor.

Dün:

Darbelerin arkasındaki siyasî irade, İsmet İnönü'nün CHP'siydi. Menderes ve arkadaşlarının siyaseten katili İnönü'dür. Çünkü isteseydi, bir basın toplantısı ile bu idamlara karşı çıksaydı, cuntacılar orada dururdu. Tam tersine İnönü, Meclis'te DP'lileri tehdit etti: "Sizi korumakla görevli komutanı çağırın, sizi mi korur, beni mi?" diye meydan okudu.

Bugün:

Darbe heveslilerinin arkasındaki siyasî irade yine CHP'dir. 15 Temmuz ihanetine "tiyatro", "kontrollü" darbe diyen Kılıçdaroğlu'dur. Darbe teşebbüsünden önce FETÖ ile Türkiye'de ve ABD'ye giderek irtibata geçen Kılıçdaroğlu'dur.

"Erken seçimle ya da başka bir şekilde Erdoğan iktidarı devrilmelidir" diyen CHP'nin İstanbul İl Başkanıdır.

Dün:

Darbeye zemin hazırlamak için vesayetin kontrolündeki gazeteler yalanlarla halkı tahrik ettiler. Üniversite öğrencilerinin asfalta karıştırıldığını yazacak kadar alçaktılar.

Bugün:

Bugün de vesayetin kontrolündeki gazeteler, televizyonlar ve sosyal medya eliyle algı operasyonları yürütülüyor. Her gün bir yalan terörü estiriliyor.

Dün:

Yüksek yargı, tamamen vesayetin kontrolünde cuntacıların emrindeydi. İdam kararlarını, hukuku katleden cüppeliler verdi. Cuntacıları tebrike ilk gidenler de onlardı.

Bugün:

FETÖ'nün, ele geçirdiği yargıdan binlerce militan ayıklanmasına rağmen endişeler bitmiş değil.

Bugün yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı isteyenler hâlâ FETÖ yargısından dillerinin ucu ile bahsediyor.

Dün:

Menderes, "tanrı uludur" diye okunan ezanı aslına kavuşturduğu için CHP zihniyetinin düşmanlığını kazanmıştı.

Bugün:

CHP'nin müzeye çevirdiği Ayasofya'yı cami olarak aslına kavuşturduğu için aynı zihniyet sahipleri Erdoğan'a düşmanlık besliyor.

Dün:

Türkiye'nin kalkınması ve refahı için Cumhuriyet tarihinin ilk büyük hamlesini Menderes yapmıştı. CHP, milletin Demokrat Partiye artan teveccühünden endişelenmiş, "böyle giderse bunlar hiç gitmez" diyorlardı.

Bugün:

Erdoğan, Cumhuriyet tarihinde yapılanların toplamından büyük hizmetler yapıyor, eserler veriyor. İçinde CHP'nin, Saadet Partisi'nin, İYİ Parti'nin, Deva'nın, Gelecek Partisi'nin olduğu muhalefet aynı endişenin içindedir. Hemen hepsinin lideri, "gelince durduracağız, iptal edeceğiz" demekten bile çekinmiyor...

Dün:

Cuntacıların ele geçirdiği bir silahlı kuvvetler vardı.

Bugün:

Sivil iradenin emrinde yerli ve milli savunma sanayi ile düşmana korku, dosta güven veren bir ordumuz var...