“Aslýnda, "sevimli çocuklardý..." Sermayenin hakimiyetini, demokrasi ve insan haklarý gibi yüksek ideallerle süslemeyi 19. yüzyýlýn ortalarýndan itibaren baþardýlar. "Birey" önemliydi ve tercihleri özgür kýlýndýðýnda toplumsal barýþýn kendiliðinden saðlanacaðýný ileri sürüyorlardý. Hedefledikleri sistem"özgürlük" kavramýný bireyin tercihler kaderiyle bütünleþtirdi, atladýklarý bir nokta vardý: Süslü laflara raðmen, insanlar arasýnda sosyal eþitliði saðlamakta acizdiler.
Ne zaman tarihin akýþýna hakim olsalar zengin daha zengin, fakir daha fakir oldu, fakirlere "birey olarak özgürsün" derken, onlarýn sermaye sýnýfýnýn varlýðý için kolay harcanabilir insanlar olduklarýna inandýlar. "Demokrasi" kavramýný kendileri için bayrak yaptýlar, "ötekilerin" demokrasilerine saygý duymadýlar.
Ayný fikir geleneðinden doðan "sosyalizmi" bu nedenle sevmediler.
Tarih, onlara 2 büyük zafer hediye etti. Hitler-Mussolini ikilisini, sevmedikleri sosyalistlerin devleti Sovyetler Birliði'nin ittifaký ile yendiler, 1991'de Sovyetler Birliði daðýldýðýnda ise insanlýðýn kaderinin ellerine geçtiðine inandýlar.
"Küreselcilerin" büyük bir iþtahla insanlýða zorladýðý sistemin bugünkü sonucu: Dünyanýn en zengin 8 insanýnýn serveti, en fakir 3.6 milyar insanýnýn parasýna eþit! Her toplumda üretilmiþ yüzde 1'lik seçkin grup, dünya servetinin yüzde 52'sine el koymuþ durumda, geri kalan yüzde 99 ise yüzde 48'i paylaþmaya çalýþýyor!
Liberalizm, "demokrasi" ve "insan haklarý" ile perdelediði vahþi ekonomik yüzünü bu kez uzun süre saklayamadý, insanlýðýn çok geniþ coðrafyalarýný kan ve ölümle buluþtururken, kendi servetini korumanýn yolunu tam olarak bulamadý. 2008'de Wall Street denilen küresel finans oligarþisi merkezindeki liberal hýrsýzlar nedeniyle girdiði ekonomik buhrandan çýkamayýnca saldýrganlaþtý, belki de insanlýðýn sonunu getirecek toplu hesaplaþmalarýn peþine düþtü.
Ne zaman, varlýklarý tehlikeye girse, kolayý seçtiler: Faþizme yol verdiler. Ne, kendileriyle ayný kökten gelen sosyal-demokratlarýn fikir zemini, ne de "vicdan" ve "kul hakký" zeminli Ýslam'ýn deðerler bütünü onlarý ilgilendirmedi. Koruduklarý "vahþi kapitalizm" sýkýþtýðý anda, "vahþi çözüme" yöneldiler: Faþizm, "ötekini" dýþlayan, "ortamý temizleyen", ayak baðý veya tehdit unsurlarýný gerektiðinde silahla etkisiz hale getiren iyi bir hareketti. Görevini yapar, bir sonraki kullanýma kadar da tavan arasýna kaldýrýlabilirdi.”
· SOLUNUM CÝHAZINDAKÝ KAPÝTALÝZM…
KOVÝD19 sonrasý neler yaþanacaðýný merak edenler için, yukarýdaki satýrlar 3 yýl öncesine aittir. Kapitalizm, 2008’de girdiði yoðun bakýmdan çýkamýyor, solunum cihazýna baðlandý, fiþi çekildi, çekilecek, burada yýllardýr ýsrarla bunu anlatmaya çalýþýyorum.
Bir virüs geldi, liberallerin allayýp-pulladýklarý ekonomik sistemlerinin insan soyu için bir numaralý tehdit olduðunu gösterdi.
Ekonomik sistem yýkýlýp, liberaller dünya uluslarýný bir kez daha soymak için IMF-Dünya Bankasý, dev finans kuruluþlarýyla bir hamle daha yapacaklar, sonra da büyük kavga patlak verecek…
“Oligark kapitalizminin” topraklarý Çin ve Rusya ile “Hindu faþizminin” yükseldiði Hindistan kendi vatandaþlýk numaralarýný taþýyan yüzbinleri, “Atlantik emperyalizmi” de dünyanýn geri kalanýný ne zaman öldürmeye baþlayacak?
Avrupa’da ne tür bir süper faþizmle karþýlaþacaðýz?
Günümüzün sorularý bundan ibarettir.
(1) https://www.star.com.tr/yazar/liberal-avrupanin-sonu-tarihin-yeni-baslangici-yazi-1197128/