Yöre halkýnýn, kýyametle eþleþtirerek tarif ettiði büyük bir afet yaþadýk. Kederini, kahrýný, elemini, çilesini, sorumluluðunu tüm milletçe sýrtlanacaðýmýz yepyeni süreçlerin miladýndayýz. Depremin ilk þokunun ardýndan yöreye giden ve vahameti yakinen takip eden gazeteciler, sivil toplum örgütleri, doktorlar, hemþireler, ilk yardýmcýlar, itfaiyeciler, madenciler, yardým kuruluþlarý, yerli-yabancý arama-kurtarma timleri, belediyeler fevkalade bir iþ çýkarttýlar. Allah razý olsun.
1- Bu kiþilerin, kurumlarýn, gruplarýn tecrübeleri hepimiz için çok deðerli ama en çok da devlet aklý adýna, asla vazgeçilemez deðerde bir deneyim ve gözlem birikimidir bu. Deprem sonrasýnda, tüm zorluklarý sýrtlayanlarýn katýlacaðý; tespit, eleþtiri, beðeni, talep ve önerilerini özgürce ifade edebilecekleri bir þura ortamý saðlanmalý ve eksikleri giderebilmek adýna yeni fikirleri not edilmeli. Kerim Devlet, milletin yaralarýný, kendi yarasý olarak görür ve yaþanan felaketlerin bir daha yaþanmamasý adýna profesyonel her deneyime her daim ihtiyaç duyar, onu kerim kýlan da bu bitimsiz ihtiyaç ve uyanýklýðýdýr... Bir mesele hakkýnda ortakça düþünebilmek, toplumsal bir soruna birlikte odaklanabilmek, beraberce zihin yormak, ayný iþe omuz vermek, pozitif toplumsallaþma adýna deðerli bir sinerjiye de sebep olacaktýr.
2- Depremin þokunu yaþadýðýmýz ilk saatlerde, hatta ilk gün içinde,- depremin etki alaný içindeki 10 ilde, ayný anda zincirleme çöküntüler yaþandýðý için bu iþ daha da zorlaþmýþtý – ciddi bir koordinasyon ihtiyacýmýz olduðu açýktýr. Oysa jeopolitiðimiz gereði Asya, Avrupa ve Afrika kýtalarýnca çoklu þekilde sýkýþtýrýlan bir memleketimiz var. Türkiye'miz, bu üç büyük devasa kýta arasýnda adeta zarif bir niþan yüzüðünü andýrýyor. Coðrafyasý, iklimi, tarýmý, florasý, hayvan popülasyonu ve göç kavþaðý olarak konumu itibariyle, çok bereketli bir yarýmada Anadolu yarýmadasý. Sadece deprem deðil, sel, kuraklýk, orman yangýnlarý, iklim deðiþikliði gibi pek çok çevresel afete dair en üst düzeyde bir koordinasyon yönetimi ve aðý kurak zorundayýz. Afetlerle mücadele ayný zamanda milli güvenlik sorunu da olduðundan, sözgelimi cumhurbaþkaný yardýmcýlýðý statüsünde teþkilatlanmasý veya bakanlýk düzeyinde koordinasyon kurulmasý gibi daha ciddi bir teþkilatlanmaya gidilemez mi? Caný gönülden bir arama- kurtarma ve yardým destek çalýþmasý yapýldýðýný hepimiz biliyoruz, biz bundan sonra neyi daha iyi yapabiliriz'i düþünmek ve bu iþleri müesseseleþtirmek zorundayýz.
3- Afete müdahale edecek ekipler, kullanacaklarý ekipman, iþ makineleri, vinçler, enkaz altý canlý tespit cihazlarý, kamyon, otobüs, ambülans gibi destek araçlar, hatta kitlesel vefatlarda cenazelerin en seri þekilde tespit edilerek defnedilebilme imkanlarý, destek verecek illerdeki hastaneler, doktor ve hemþire gruplarý ve hangi grubun hangi ilden, ilçeden sorumlu olduklarý, çok daha önceden bir eylem planý halinde hazýr tutulabilmelidir. Ýnsan kaynaklarý ve afetle mücadele ekipmaný cetvellerimiz, birikimimiz, afetle mücadele planlamalarýmýz daha öncesinden belirlenmiþ olmalý...
4- Sivil toplum; gördük ki afetle mücadele, ulaþým, lojistik destek, yardýmlaþma gibi alanlarda yüz akýmýz olacak iþler çýkarttý. ÝHH ve Beþir Derneði, mükemmel iþlere imza attýlar. Konya Büyükþehir, Kocaeli Büyükþehir, Zeytinburnu belediyesi arama- kurtarma ekipleri çok baþarýlýydý. JAK Jandarma arama-kurtarma ekibi, madencilerimiz, itfaiyecilerimiz çok profesyonelce çalýþtýlar. Allah hepsinden razý olsun. Ýsmini burada zikredemediðimiz yüzlerce STK ve kurum daha var elbette. Haklarýný ödeyemeyiz. Amenna. Bunlarýn her birinin afete müdahale ve destek çaplarý önceden bilinirse ve aralarýnda önceden saðlanacak koordine aðý ile çok daha büyük iþler yapabilecekleri de ortadadýr. Merkezi idare ile yerel yönetimler ve STK'lar arasý bir harmoni, can simidimiz olacaktýr.
5- Polis, Jandarma, Ordu mensuplarýnýn varlýðýnýn ne kadar gerekli olduðunu da bir kere daha tecrübe ettik. Allah hepsinden razý olsun. Ordu ve polisin olmadýðý kaotik ortamlarda, en büyük darbeyi yine millet alýyor.
6- Tüm bu acý tablonun içinde siyasilerimizi, siyaset avcýlýðý veya politik yalan dolan iþleriyle görmek istemiyoruz. Ne demek mesela; "arama- kurtarma iþlerinden öncelik AKP'lilere verildi?" Bu ne kadar sorumsuzca sarf edilmiþ, ne kadar kötü niyetli bir cümle? Öyle bir þey olsaydý, milletvekillerinden, il, ilçe yöneticilerine kadar hiçbir AK Parti'linin hayatýný kaybetmemiþ olmasý gerekmez miydi? Ýnsanlarýn yaslarýyla, gözyaþlarýyla, hüzünleriyle oyun olmaz ki!
Afetlerden siyasi rant devþirilmez. Sürekli selfi çeken, sürekli fotoðraf paylaþan, fotoðrafa girmek için itiþip kakýþan siyasetçilerse, gönül yorgunluðundan baþka bir þey deðil...
Bu yazýyý, bölgeye giden gazeteci, hukukçu, hekim, hemþire, arama- kurtarma, itfaiyeci, sivil toplum üyesi, yardým kuruluþu aktivisti, gerçek kiþilerle konuþarak kaleme aldým...