Depremle yaşamayı öğreneceğiz!

Aslında bugün altılı masanın ortak metnindeki yıkım maddelerini yazacaktım.

Ancak ülkemizin ve bölgemizin maruz kaldığı deprem can alırken siyaset yazmak tabii ki ayıptır günahtır!

Gün siyaset günü değil, birlik beraberlik, acıyı paylaşma ve dayanışma günüdür

Öncelikle Rabbimiz vefat edenlere rahmet, yaralılara acil sıhhat ve afiyet geride kalan herkese ibret nasip eylesin.

İbret derken hepimizin depremden dersler çıkarıp uzmanların uyarılarına dikkat etmeyi ve gerekli tedbirleri almayı sonra da kâinatın sahibi olan yüce Mevla'ya sığınmayı kastediyorum.

Başta hükümet, AFAD, Kızılay, STK'lar ve yerel yönetimlerin deprem sonrasında hemen harekete geçerek arama kurtarma faaliyeti başlatmalarını takdirle karşıladığımızı belirtelim.

Devletimizin tüm kurumlarıyla afet bölgesinde gereken çalışmayı yaptığını, sivil toplum örgütlerinin ve yerel yönetimlerin hassasiyetini görmek çok güzel.

Belli eski Türkiye değiliz.

Anında müdahale edebilecek kabiliyete sahip olmuşuz

Çok güzel de hâlâ kimi kamu binalarının yıkılması yeterli tedbir alınmadığını göstermesi açısından fevkalade düşündürücü değil mi?

İnşaat kalitesini takip etme sorumluluğu olan belediye binasının bile yıkılması, kimi binalar yıkılırken yanındaki diğerlerinin sapasağlam kalması düşündürücü değil mi?

Deprem 'öldürmez bina öldürür' gerçeğini bir kez daha gördük.

Alınan tüm tedbirlere rağmen bir yıkım olduysa ona kader diyebiliriz. Çünkü bilinen tedbirleri aşan yıkımdan kimseyi sorumlu tutamayız.

Depremin karakter değiştirdiğini söyleyen uzmanlar var. Japonlar tüm tedbirlere rağmen Kobe depreminin yıkıntıya sebep olmasını depremin karakter değişikliği olarak açıklamışlardı.

Bizde de bilinen tedbirler alınmış buna rağmen yıkım olmuşsa orada kimseyi suçlayamayız.

Ama müteahhit, çimentodan ve demirden çalmışsa; denetleyenler buna göz yummuşsa; binanın çürüklüğü tespit edildiği halde sahipleri görmezden gelmişse hepsinin sorumlu olduğunu ve hesaba çekilmeleri gerektiğini bilmem hatırlatmaya gerek var mı?

Kumdan, demirden çimentodan çalan hırsız eğer yıkımda ölüm varsa aynı zamanda katil suçunun failidir!

Hırsızlığa üç kuruşluk dünya menfaati için göz yuman yetkili hem mel'un hem de katille suç ortağıdır!

Uzmanların tespitine göre 1999 depreminden devlet yeterli dersi çıkarmış gerekli tedbirleri almış ve inşaat kalitesi konusunda gerekeni yapmıştır.

1999'dan sonra özellikle de 2018'den sonra inşaatların depreme dayanıklı olarak yapılması hususunda gereken tüm düzenlemeler yapılmıştır.

Bu gerçeği son Düzce depreminde gördük. 23 Kasım 2022 tarihinde 6.1 şiddetinde meydana gelen depremde Düzce'de 37 kişi yaralanmış ve can kaybı olmamıştır!

Oysa aynı Düzce'de 1999 depreminde 463 kişi ölmüş 1849 kişi yaralanmıştı!

2022 depreminde ölüm olmaması yaralı sayısının 37 kişiyle sınırla kalması alınan tedbirler sonucudur!

Son Düzce depremi 'deprem öldürmez bina öldürür' gerçeğinin müşahhas sonucudur!

Ama Kahraman Maraş merkezli son depremdeki yıkıntılar, saat geçtikçe artan kayıp ve yaralı sayıları bize gösteriyor ki, alacağımız daha çok mesafe varmış!

Şu kentsel dönüşüm projeleri çok önemli hayati projeler.

Düzce'deki başarıyı gördük.

Bu deprem yüzyılın depremi oldu. Ne İzmir depremine benziyor, ne Düzce, ne Elazığ, ne de Van. On vilayeti birden vuran bu büyük depremde devlet kurumlarımızın sivil toplum örgütlerimizin ne denli hazırlıklı olduğunu görmek bir nebze teselli ediyor insanı.

Ancak ölü ve yaralı sayısı arttıkça kederimiz hüznümüz de o denli artıyor.

Ve tabii ki ihmal kusur ve kasıt bulunan yapılaşmalara duyduğumuz öfke de o derece artıyor

Tüm Türkiye son depremden alınması gereken yeni dersleri almalı ve gereğini yapmalıdır.

Özellikle İstanbul, kentsel dönüşümde vites yükseltmeli ve tespit edilen kusurlu binalara sahiplerinin gözyaşlarına bakılmaksınız müdahale edilmelidir.

Allah korusun, muhtemel bir depremden sonra can kayıplarına ağlayacağına şimdi binalarına ağlasınlar!

Tekrar hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet yaralılara sıhhat ve afiyet diliyorum.

Arama kurtarma faaliyetine katılan resmi sivil tüm kurumlarımızı ve mensuplarını içtenlikle kutluyorum.

Depremle yaşamayı öğreneceğiz!

Öğreneceğiz ve öğrenmeliyiz ama tedbirsizliği affetmemeliyiz!