Dikene su verilmeden…

Cumhurbaþkaný Erdoðan, Ýnsan Haklarý Eylem Planý'ný açýkladý.

Tahmin edileceði gibi vesayetin hukukçularý, CHP ve paydaþý muhalefet, hemen burun kývýrdý.

Türkiye için yapýlan her doðru iþte, hayýrlý her adýmda sahne alan malûm koro bizi hiç þaþýrtmadý.

Cumhurbaþkanlýðý hükümet sistemi oldukça ve Erdoðan, yönetimin baþýnda durdukça adaleti saðlamak mümkün olmazmýþ.

Bildik terane...

Mevcut yönetim aðzý ile kuþ tutsa, bunlara hiçbir sahada yaranýlamaz.

Onlarýn istediði adalet; PKK, FETÖ gibi terör örgütlerine sinsi ve dolaylý destek saðlamalý. Türk milletinin deðerlerinin örselenmesine, ahlâkýmýza indirilen darbelere göz yumulmasýna vesile olmalý...

Açýklamasý sýrasýnda Sayýn Cumhurbaþkaný ne güzel söyledi:

"Öyle her gördüðümüz çiçeðe su vermeyeceðiz. Susuzluktan boynu bükülmüþ bir çiçeðe su vermek adaleti yerine getirmek olurken, dikene su vermek zulüm anlamýna gelebiliyor."

Milletimizin 15 Temmuz diriliþine "tiyatro", "kontrollü darbe" diyenlerin adalet anlayýþýný niye ciddiye alalým?

HDP'ye bir gün olsun; "PKK terörünü reddet, þiddetle arana mesafe koy" çaðrýsý yapmayan Kýlýçdaroðlu'ndan, Akþener'den, Karamollaoðlu'ndan, Davutoðlu'ndan, Babacan'dan niye destek gelsin?

Demek ki, Cumhur Ýttifaký, hizmet ve reform çalýþmalarýnda, sýrf Erdoðan düþmanlýðý ile hareket eden muhalefetin yaklaþýmýný ne ciddiye almalý, ne kaale almalý...

AK Parti döneminde bütün reformlar, dayatmalardan dolayý deðil, milletimiz daha iyisine, refaha, huzura, güvenliðe layýk olduðu için yapýldý.

Görüldü ki her defasýnda kirli ve karanlýk eller, dýþarýnýn da iteklemesi ile devreye girdi. Ne insan hakký dediler, ne adaleti seslendirdiler.

Mesela 28 Þubat'ta milletin baþörtülü evlâtlarýna, imam hatip lisesinde okuyan yavrularýna zulmedilirken, bu insan haklarý savunucularý neredeydi?

Ýkiyüzlü, çifte standartlý samimiyetsiz sahtekârlar....

Ýnsan Haklarý Eylem Planýnda asýl belirleyici; milletimizin deðerleri, idealleri, diriliþ ruhu, ihtiyaç ve talepleri belirli olacaktýr.

Muhalefet istediði kadar "buradan bir þey çýkmaz, Erdoðan partili Cumhurbaþkaný olduðu sürece reform vaatlerinin hiçbiri gerçekleþmez" desin...

Majestelerinin hukukçularý istedikleri kadar, "Erdoðan'ýn yetkileri týrpanlanmadýðý sürece, insan haklarýnýn güvence altýna alýnmasý mümkün olmaz" desin...

Malum zihniyet sahiplerinin adaletten ne anladýðýný, basýn özgürlüðü, insan haklarý dediklerinde neyi kast ettiklerini çok iyi biliyoruz.

Bu zihniyet sahipleri ne derse desin milletin teveccühü ve desteði Cumhur Ýttifaký'na devam ediyor.

Hele 15 Temmuz ihaneti göðüslendikten sonra, Çanakkale ruhu ayaða kalktýktan sonra Türkiye'yi kimse tutamaz.

Bugüne kadar gerçekleþmesi hayal edilemeyen pek çok konuda AK Parti iktidarý reformlar, iyileþtirmeler yaptý.

Türkiye evet, sýnýrlarýnýn güvenliði için Irak'ta, Suriye'de, Doðu Akdeniz'de, Ege'de, Kýbrýs'ta, daha ileri hatlarda Libya'da, Azerbaycan'da beka mücadelesi veriyor.

Ýç cephenin bütünlüðünü asla ihmal edilemez. Bunda da adaletin, hukukun üstünlüðünün elbette önemi çok büyük.

Dengeyi tutturmak hayatîdir.

Dikenlere su vermeden vatan sathýndaki bütün çiçekleri sulamak, gönülleri kaynaþtýrmak için gayretler devam ediyor.

Kafa karýþtýranlara, 5. Kol'un yalan ve karalamalarýna, algý operasyonlarýna aldýrmadan, etki ajanlarýný deþifre ederek yola devam...