Son günlerde Türkiye, yabancý heyetlerin akýnýna uðruyor. Bosna heyeti, Libya heyeti, Ukrayna Heyeti, AB heyeti vs...
Bu ziyaretler iki açýdan anlamlýdýr. Birincisi siyasi iktidarlar ilk temasý en yakýn gördükleri ülkelere yaparlar, bizim KKTC ve Azerbaycan'a yapmamýz gibi... Bosna ve Libya'da yeni hükümetlerin öncelikli duraðýnýn Türkiye olmasý bu baðlamda deðerlendirilebilir.
Ýkincisi, dünya gündeminin parçasý olan ülkeler, bu gündemi etkileme gücüne sahip olan ülkeleri ziyaret ederler.
Ukrayna ve Libya þu an Akdeniz ve Karadeniz'de iki önemli ve sýcak gündem maddesidir. Türkiye ise bu bölgelerdeki geliþmelere etki edebilecek bir bölgesel aktördür.
AB Konseyi ve Komisyonu tarafýndan yapýlan ziyaretler de Türkiye'nin birçok bölgesel konuda söz sahibi olmasýndan kaynaklanmaktadýr.
Muhalefetin 'yalnýzlaþma' ve 'içe kapanma' türü eleþtirileri lafügüzaf olarak kalmaya mahkûmdur.
Afrika-Asya-Avrupa üçgeninde en stratejik ülkelerden biri olan Türkiye etkisini ve gücünü giderek artýrmakta, yeni kurulan denklemlerin aktif tarafý olmaktadýr.
Yunanistan baþta olmak üzere kimi AB ülkelerinin gerilim-kriz-kaos çýkarmakla suçladýðý Türkiye, gerilim ve krizi düþürmek için baþvurulan bir arabulucu pozisyonuna ulaþmýþ durumda.
Bugün Doðu Akdeniz'de Yunanistan'ýn deðil Türkiye'nin tezleri aðýr basmýþtýr. Mýsýr, Libya, Ýsrail gibi ülkeler deniz yetki anlaþmalarý baðlamýnda Türkiye'nin yaklaþýmlarýna yakýn duruyorlar.
Libya'da yeni kurulan birlik hükümeti konusunda da Türkiye'nin tarafý ve görüþü genel kabul görmeye baþlýyor.
Bölgemizdeki tüm konularý sadece Rusya karþýtlýðý üzerinden ele alan ve ona göre pozisyon üretmeye çalýþan ABD ise uzun zamandýr etkisiz eleman olarak kalmasýnýn acýsýný çýkarmaya ve tansiyonu yükseltmeye çalýþýyor.
Rusya'ya karþý geleneksel ittifak kanallarýný canlandýrmaya uðraþan ABD, bölgesel birçok konunun yine oldukça dýþýnda kalmasýna raðmen kendisine yeni iliþkili oyuncular bulmanýn gayretinde.
Türkiye'nin bu hengâmede bazý konularda aktif taraf olmasý, bazý konularda ise arabulucu veya teskin edici bir rol oynamasý yine çok yönlü bir diplomasi becerisi gerektiriyor.
Dýþ politikada milli çýkarlarý korumak ve ilkesel davranmak iki önemli parametredir. Ahlaki duruþunuzu korumak yanýnda milli kazanýmlarýnýzý geliþtirmeniz gerekir.
Ülkeniz için en yüksek faydayý saðlamaya çalýþmak kadar gelebilecek zararlarý en aza indirmek de bir kazanýmdýr.
Suriye, Libya ve Ukrayna alanlarýnda Rusya ile ayný safta ve ayný görüþte olmadýðýmýz çok açýk. Buna raðmen ikili iliþkilerimizde karþýlýklý menfaat esasýna dayalý olarak yoðun bir iþbirliði içindeyiz.
Diplomatik beceri bu tür kýrýlgan zeminlerde iliþkiyi sürdürebilmektir.
Ukrayna'da tansiyonun yükselmesi sonucu iliþkileri dengede götürebilmek ve baþkalarýnýn oyununa gelmemek yine büyük bir diplomasi beceresi gerektiriyor.
Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan'ýn yürüttüðü diplomasi trafiði Türkiye'nin artan önemini ve bölgesel gücünü açýkça ortaya koyuyor.
Fillerin tepiþtiði yerde ezilmemek, baþkalarýnýn rüzgârýna kapýlýp savrulmamak, oynanan oyunlarýn figüraný durumuna düþmemek ancak yüksek siyasi akýlla ve stratejik-diplomatik hareket kabiliyetiyle mümkündür.