Muhalefet partilerindeki adaylýk yarýþý tam gaz sürüyor.
Her aday "aday deðilim, bakýn iþimde gücümdeyim" dese de –rakiplerin þerrinden kaçmak için elbette-, ayrý ayrý aday programý yürütüyor.
Daha doðrusu bir tür halkla iliþkiler programý...
Halka sevdirilmek istenen kiþi, benimsetilmek istenen konu herkesin kolayca anlayýp algýlayabileceði bir dizi reklam organizasyonuyla ulaþtýrýlýyor kamuoyuna.
Bir icraattan, somut bir iþten, gerçek bir durumdan yahut toplumsal faydadan bahsedilmez burada.
Mýþ gibi olmasý yeterlidir, algýyý oluþturabilmek için.
Millet ittifakýnýn istekli isimleri de olguyu deðilse bile algýyý deðiþtirebilmek için harýl harýl çalýþýyor.
Görünen o ki ajansýn çalýþtýðý reklamcý Kýlýçdaroðlu için iki ana tema belirlemiþ. Biri Z kuþaðý için "demokrat dede" temasý, diðeri "içinizden biri" temasý.
Ýkisi için de Ankara'nýn zengin semtleri arasýnda sayýlan Çukurambar'daki evin "mütevazi" mutfaðý dekor olarak kullanýlýyor.
Mutfaktaki sýradan, olaðan, gündelik halin bilhassa tercih edildiði açýk. Ama asýl amacýn, oluþturulmak istenen zýtlýk olduðu da kimse için sýr deðil.
O açýdan Kemal Bey tüm ihtiþamýyla ve keyifle yaslýyor sýrtýný modasý geçen mutfak dolaplarýna.
Zaten o gün bugündür mutfaktan çýkamadý Kýlýçdaroðlu.
Kah Selvi Hanýmla börekler açtý, kah mutfak masasýna dizilen seçili kitaplar arasýndan parmak sallayýp bürokrat tehdit etti.
Oy istediði gençlere "bedava oyun konsolu" vaat ederken CHP lideri tezgahtaki bulaþýk süngeri, mutfak havlusu yahut alüminyum fýrýn tepsisi alelade bir duruþla rol çalmakta.
Hepsi bir yana, Merak ediyorum. Temiz titiz bir ev hanýmý olduðunu düþündüðüm Selvi Haným nasýl izin veriyor mutfaðýnýn hem daðýtýlýp hem el aleme gösterilmesine.
Eþine destek olmak için katlanýyor olmalý.
Yarýþ kýyasýya bir yarýþ çünkü.
Muhalefetin Cumhurbaþkaný adayý olabilmek için ajanslar da harýl harýl çalýþýyor, halkla iliþkiler çalýþmasýna giren isimler bu sayede siyaset magazininden de hiç düþmüyor.
Kemal Bey mutfaktan çýkmazken Ekrem Bey Ýstanbul'a uðramýyor!
CHP'li Belediye Baþkaný mütemadiyen eþi ve ekibiyle beraber tam kadro seçim turunda.
Bakýyorsunuz, Türkiye "mavi vatan" savunmasýndayken Ekrem Bey Yunanistan'da. Boncuk daðýtýyor.
Ankara PKK-YPG terör örgütüne karþý yedi düvele kafa tutarken Ekrem Bey halayda, alayda, kolayda.
Olabilir.
Kýlýçdaroðlu da, Ýmamoðlu da veya diðer olasý aday adaylarý da istedikleri gibi reklam yapabilir, olmayan üzerinden hayal satabilirler. Siyasetin doðasý bu.
Reel olaný ideal olana yaklaþtýrabilen, kurulan hayali hayata taþýyabilenler baþarýlý oluyor ama iþte hayatta da, politikada da.
O açýdan gerçekle, hakikatle sýnamak kýyaslamak gerek onlarý.
Mevcut bir sorunu nasýl tanýmlýyor, nasýl analiz ediyorlar. Çözüm üretebiliyorlar mý, çok aktörlü çok faktörlü denklemlerde akýl yürütebiliyorlar mý?
Sözde olan kolay. Asýl özde kendi sözlerini tutabiliyorlar mý?
Tereddüde, çeliþkiye düþmeden, Ýzmir'de söylediðini Diyarbakýr'da da söyleyebiliyor mu?
Alýn size bir turnusol kaðýdý:
Mehmetçiðe sýnýr ötesi harekat yetkisi veren tezkerelerin süresi yakýnda bitecek ve Meclis'e yeniden gelecek.
Bakalým HDP'nin oyunu alabilmek uðruna HDP Diyarbakýr il binasý önünde iki buçuk yýldýr gece gündüz evlat nöbeti tutan anneleri çiðnemeði göze alan Kýlýçdaroðlu ve Ýmamoðlu, PKK-YPG'ye yönelik temizlik harekatýna da "evet" diyebilecekler mi?