Dünyayý ne kadar takib ediyoruz; hele de dýþ temsilciliklerimiz?

Eskiden ülke içinde cereyan eden bir hadise, býrakalým dýþ dünyayý, ülkenin uzak kesimlerinde bile yankýlanmazdý. Þimdi ise, içerdeki küçük bir konu bile, dijital teknoloji sâyesinde bütün dünyadaki sosyal medya mecralarýna ânýnda yansýtýlabiliyor.

Bu noktada, TC. diplomatik temsilciliklerinin, bulunduklarý ülkelerdeki sosyal medyada hele de Türkiye ile ilgili olan yayýnlarý genelde dikkatle takib etmedikleri anlaþýlýyor.

Gerçi, onlarýn da mazeretleri vardýr belki.. Geçenlerde bir büyükelçi dostumuzla sohbet ederken, bulunduðu ülkede, TC. Büyükelçiliði’ndeki -çaycý ve temizlikçiler de dahil- 18-20 kiþi olduðunu, ama, ayný ülkede, Amerika’nýn 780’den fazla diplomatik personelinin bulunduðunu söylüyordu.

Bu tablonun çok þey anlattýðý da unutulmamalý..

Birkaç ay önce, arab ülkelerindeki sosyal medyada, Türkiye’yle öyle iddialar yayýnlanmýþtý ki, o yalanlar, baþka halklarýn sosyal medyalarýnda da paylaþýlmýþtý. Ama, dýþtemsilciliklerimizin, o konuda Devlet’in ilgili birimlerine, ‘Böyle bir iddia tedavülde..’ diye hiçbir ihbarda bile bulunmadýðýný öðrenmiþtim, hayretle.. O temsilcilikler sadece diplomatik yazýþmalarý için mi vardýr?

Ýki hafta önce de Mýsýr, Irak ve Filistin’den bazý âþina ve dostlarca gönderilen bir video var..

Bu videonun Türkiye’de hangi câmide çekildiði ve hangi ‘hoca’nýn sözlerini yansýttýðý açýk deðilse de, türkçe sözler, arabça altyazý ile, sosyal medyaya sürülmüþ..

Býrakýnýz, baþka etnik unsurdan olanlarýn ne diyeceðini, þahsen, ‘Meczûb herif! Yuhh sana, bu laflar þeytana hizmet eder ancak..‘ demekten kendimi alamadým. Çünkü, cüppeli-sarýklý, genç bir ‘hoca’, güya bir Cuma hutbesinde, minberden, en ýrkçý laflarý ediyor, ‘müminler ancak kardeþtirler..’ þer’î ölçüsünden bile habersiz; ‘Türkün türkten baþka dostu yoktur..’ diye baðýrmakla bile yetinmiyor, arablar için, ‘…. Dölleri! O… çocuklarý!.’ gibi laflar ediyor..

Ve bu görüntüler þimdi, bir çok Müslüman halklarýn sosyal medya mecralarýnda..

Bildiðim kadarýyla, Diyanet Ýþl. Baþkanlýðý bundan haberdar.. Ama, ‘Gerekli iþlem yapýlýyor’ gibi bir cevapla geçiþtirdi,ler bazý þikayetçileri..

Halbuki, Diyanet Ýþl. Baþkaný Ali Erbaþ Hoca bu konuya bizzat ve derhal el koymalý, o ‘hoca’ kýlýklý kiþi gerçek ve de kim ise, onu o vazifeden atmalý ve ayrýca Dýþiþleri Bakanlýðý’yla iþbirliði yaparak konuyu özellikle o coðrafyalardaki sosyal medyalarda TC. temsilcilikleri aracýlýðýyla arabça da olarak duyurmalý deðil midir?

Bir baþka konu..

Dün, YAHOO’nun haber sitesinde, ‘Business Insider’den aktarýlan bir makale vardý; ‘Türkiye, Uygur Müslümanlarýný COVID-19 aþýlarý karþýlýðýnda Çin’e iade etmekle suçlanýyor’ baþlýðýyla.. Yazýda Baþkan Erdoðan’ý, Çin’den gelen aþýyý yaptýrýrken gösteren bir fotoðraf da kullanýlmýþ..

Yazýda, özetle þöyle deniliyor: ‘Çin, son yýllarda, dinlerinden dolayý baskýya uðradýklarýný söyleyen Uygurlar’ý, ulusal güvenliði için tehdit teþkil ettiklerinden dolayý zorla bastýrdý. Türkiye, dünyadaki en fazla sayýda diaspora Uyguru’na ev sahipliði yapmaktadýr.

Aralýk-2020'nin sonlarýnda Pekin, Ankara ile 2017 tarihinde imzaladýðý ‘suçlularýn iadesi’ anlaþmasýný onayladý, Türkiye henüz onaylamadý.

Türkiye’deki muhalif siyasîler, Çin’in ‘COVID-19 aþý sevkiyatýný, o ikili anlaþmayý Ankara onaylayýncaya kadar durdurduðu’na dair endiþeleri dile getirdiler. (…)Türkiye, aþýlamaya 11 Aralýk'ta baþlamayý planlýyordu, ancak Sinovac'tan ilk sevkiyat 30 Aralýk'a kadar gelmedi.

Türkiye Dýþiþleri Bakaný bu iddiayý yalanladý.

Son yýllarda Çin, Uygurlarý, sakal býrakmak ve dýþ ülkelerden çaðrý almak gibi suçlarla suçladý. ‘Uygur diasporasý’nýn üyeleri daha önce Insider'a, Çin'in, ailelerine karþý intikam alacaðý korkusuyla Sincan'daki akrabalarýyla iletiþim kurmaktan korktuklarýný söylediler.

(…) Türkiye, dünyadaki en büyük Uygur diaspora grubu olan yaklaþýk 50.000 Uygur'a ev sahibliði yapýyor.’

Evvelki sabah, Doðu Türkistan’lý bir kýzýn videosunu izledim.

5 seneye yakýndýr, Türkiye’de yaþadýðýný söylüyor ve Anadolu türkçesini gayet güzel konuþuyor. Türkiye’de ‘Uygur Müslümanlarýna yapýlan zulümlere zerre kadar ilgi duyulmadýðý’ný hayal kýrýklýðýna uðramýþ bir yüz hattýyla ve sesindeki hüsran týnýyla anlatýyordu. Dinlerken derin acý çektim.

Ýlginçtir, ayný günün akþamý, Dünya Türkistanlýlar Derneði Baþkaný Burhan Kavuncu kardeþim telefon etti. Bir saate yakýn sohbette Doðu Türkistan’ý da, Batý Türkistan’ý da konuþtuk.

‘Çin’e iade edilen var mý?’ diye sordum. Tacikistan pasaportlu bir ailenin Duþenbe’ye iade edildiðini, Tacikistan’ýn da o aileyi Çin’e iade ettiðinin öðrenildiðini söyledi ve ‘baþkaca da yok’ dedi..

Öte yandan, Trump Amerikasý’nýn, Uygur Müslümanlarýný korumak için deðil, tamamen baþka sebeplerle hazýrladýðý ve Çin’in Müslüman Uygurlara karþý ‘insan haklarý ihlalleri’ yaptýðýna dair bir kararnamenin BM. Genel Kurulu’nda oylanmasý sýrasýnda, Pakistan, Ýran ve Endonezya gibi halký Müslüman ülkelerin Çin’in lehinde; Türkiye’nin ise, çekimser kalýþý üzerinde de durduk..

Evet, hamâsî duygularla bir þeyler söylenebilir, ama sahi, Çin’e karþý Uygur Müslümanlarýnýn dert ortaklýðý içinde, neler yapabilir; mülâyim bir tavýr geliþtirecek bir diplomasi ya da Çin mallarýna boykot uygulamaktan gayri?