Bu ifade bir sözlü tarih çalýþmasý için kullanýlmýþtý. 2015’te Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Svetlana Aleksiyeviç, Sovyetlerin daðýlýp Rusya’nýn kurulmasý aþamasýnda sýradan ama gerçek kiþilerle gerçekleþtirdiði mülakatlarýn eþliðinde bir þimdiki zaman çalýþmasý yapmýþtý. Fakat bu sözlü tarih çalýþmasý o kadar yüksek bir edebi nitelik ve yüksek okuma zevki taþýyordu ki, edebiyat dalýnda ödül almýþtý...
Nobel ödüllerinin politik içerikli ödüller olduðunu elbette biliyorum. Zaten Svetlana Hanýmýn eserinden bahsetmeme sebep ödüllü bir yazar olmasýyla ilgili de deðil...
Tarihin, anlatýcýlara has algoritma tekeline itirazýmla ilgili bu bahis. Resmi tarih dediðimiz þey, yasal bilgiyi de üreten bir olgu olduðundan, kendi politik seçkileri üzerinden bir tarih öðretir bize. Çoðu kez büyük imparatorluklar, krallýklar, savaþlar, barýþ antlaþmalarý ve þahika niteliðini taþýyan cesur kumandanlarýn tarihidir bu ayný zamanda. Bir perspektifi vardýr. Önemlilerin anlatýldýðý, önemsizlerinse anlatýlmadýðý bir tarihtir bu...
Ýþte ‘’duygularýn ve ruhun’’ da bir tarihi olabileceðini; sýradan, önemsiz ama gerçek kiþilerin üzerinden aktarmayý denemek, adeta bir ‘’tersten perpektif’’ kurarak resmi tarih anlayýþýnýn sýnýrlarýný aþmak anlamýndadýr... Hakikati görebilme girþimidir.
Evvelki gün ahiret yurduna taþýnan (Boþnaklar vefat etti demezlermiþ) Prof. Ýsmet Kasumagiç ile birlikte son üyesi de sýrlanan ‘’Mladi Muslimani’’ (Genç Müslümanlar)’ýn üzerine, zaman bulutlarý çökmeden, bir þeyler yapmak gerektiðinin düþünmem de bu yüzden...
Bilge Kral Aliya Ýzzetbegoviç’in yakýn arkadaþlarýndan Ýsmet Kasumagiç Yugosavya Krallýðý zamanýnda, henüz 15-16 yaþlarýndayken kurduklarý Genç Müslümanlar grubunda, Yugoslavya sýnýrlarý içinde kalmýþ ve her türü azýnlýk baskýsýna maruz müslümanlarýn halinin ne olacaðýný konuþtuklarý kadar, Ýslam aleminin meselelerine de zihin yoruyorlardý. Þairler, yazarlar, hukukçular, akedemisyenler çýkartan bu gençlik grubunun hayattaki son ferdiydi Ýsmet Bey. Aliya ile birlikte yargýlanmýþlardý meþhur ‘’Saraybosna Süreci Davasý’’nda (1983).
Ýsmet Kasumagiç, Osmanlý sevgisini, Türkiye sevgisi ile sürdüren bir kuþaðýn mensubuydu. Bosna Mücadelesinde Sýrp zulmü karþýsýnda yapayalnýz kaldýklarý günlerde Türkiye’den her zaman destek gördüklerini þükranla anlatýrdý. Refah Partisi ve Fazilet Partisi dönemlerinde ülkemize gelir, parti çalýþmalarýna bizzat iþtirak ederdi. Eþi Aziyade Teyzeyi de toplantýlarýmýzda yaptýðý ateþli selamlama konuþmalarýndan, söylediði heyecanlý marþlardan hatýrlýyorum. O da Mladi Muslimani aktivistlerindendi... Allah rahmet eylesin 2017’de vefat etmiþti.
Harika bir gençlik topluluðuydu onlar... Arkadaþlýklarý da öyle. Yoldaþlýklýlarý, gönüldaþlýklarý göz kamaþtýrýcýydý... Böyle güzel arkadaþlarý olunca insanýn, hayatý da mücadelesi de hatta ölümü de güzel olsa gerek, diye düþündüm vefat haberini alýnca...
Ýsmet Kasumagiç hocamýzýn vefatýný, Sarabosna Belediye baþkaný olan torunu Abdullah Skaka’dan iþittik. Sarabosna mücadelesinin 3. kuþaðý olarak Abdullah Bey, keþke Mladi Muslimani ile ilgili belge, bilgi, tanýklýk her ne var ise toplayabilse, bir arþiv kurulsa...
Yazýmýn baþýnda, ‘’duygularýn ve ruhun tarihi’’ derken tam da bunu kastetmiþtim aslýnda. Büyüklerimiz hayattayken günlerin nasýl da sular seller gibi akýp geçiverdiðini fark edemiyoruz. Bu yüzden, yakýn geçmiþimizin buharlaþýp, havaya uçmasýný önleyebilmek adýna, sözlü tarih çalýþmalarýna çokça önem vermeliyiz diyorum... Bosna tecrübesi sadece Bosna’ya has bir dram deðildi, o faciayý tüm Ýslam alemi kalbinde hissetti, Türkiye ise bizzat içindeydi zaten. Savaþa ve vahþete karþý koyabilme iradesini nasýl saðlamlaþtýrdý bu genç insanlar, bunu çözmemiz, anlamamýz gerekiyor. O güç koþullarda entelektüel birikimlerini nasýl saðlama aldýlar, güçlü þahsiyetlerini nasýl ikame ettiler genç yaþlarýnda... Bu sorularýn cevaplarý hepimize lazým...